Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Milli Eğitim’de kıyameti koparmamız lazım” diyor.

O kıyamet çoktan kopmadı mı?

Bizce çoktan koptu!

Sanırız şimdi gün yeniden “kıyamet koparmaya” soyunma yerine “koparılmış olan kıyametin” ortaya çıkardığı hasarı derleyip toparlama günüdür.

O kıyamet AKP’nin iktidar olması ile kopmuştur.

Bu konuda bir parti politikası olmayan AKP Milli Eğitim politikasını atadığı bakanlara bırakmış, onlar da kendi kafalarına göre bir şeyler yapmaya çalışmışlardır.

Tabir caizse Milli Eğitim politikaları yap-boz tahtasına döndürülmüştür.

Her gelen bakan Milli Eğitim’de “büyük reformlar yapıyoruz” iddiası ile yola çıkmış ama netice itibarıyla “bir arpa boyu” bile yol kat edilememiştir.

Biri el yazısına geçilmesi ile Milli Eğitim’de tüm sorunların halledileceğini savunurken diğeri dik yazının faziletlerini sayıp dökmüştür.

Geride bıraktığımız onaltı yıl içinde birbiri ardına gelen Milli Eğitim bakanlarından bir öncekinin yaptıklarını devam ettiren bir tane bakan hatırlıyor musunuz?

Her yeni bakan bir öncekinin yaptıklarını yok sayarak yeni arayışlar içine girmedi mi?

Hiçbiri diğerinin icraatlarını sürdürmedi ve öncekinin yaptığını yok sayarak yeni arayışlar içine girdiyse bundan âlâ kıyamet mi olur?

Evet, bize göre Milli Eğitim’de kıyamet kopalı çok oluyor.

İşin en hazin yanı ise bugüne kadar Milli Eğitim’de hep kıyamet koparanların şimdi yeniden aynı arayış içine girmeleridir.

Böylesine önemli bir meselede parti görüşü olmayıp konu atanan bakanların insafına terk edilirse olacağı budur.

Onaltı yıldır iktidarda olan bir partinin Milli Eğitim gibi çok önemli bir konuda hâlâ kıyamet koparma arzusunda olması kolay kolay kabul edilebilecek bir şey değildir.

Ne acıdır ki karşımızdaki tablo budur.

Yıllardır Milli Eğitim’de kıyamet koparanlar hâlâ yeni kıyametler koparma peşinde koşturup duruyorlar.

Bu noktada kimseyi suçlamıyoruz.

“Neye layıksak öyle idare olunuyoruz” diyoruz.

Kendi ellerimiz ile seçtiklerimizden nasıl şikâyet edebiliriz ki!

Adamlar onaltı yıldır ülkeyi böyle idare ettikleri halde tekrar tekrar seçiliyorlarsa kime ne demeye hakkımız olabilir?

Elbet kimseye bir şey deme hakkımız yok, ektiğimizi biçiyoruz.