CHP’de genel merkezciler Muharrem İnce yanlısı muhalifleri topa tutarken, muhaliflerin elleri de armut toplamıyor pek tabii ki!

Onlar da genel merkez ekibine veryansın ediyorlar.

Bir de üçüncü yolcular var ki; onlar hem genel merkez ekibini hem de muhalifleri beğenmiyor ve “fabrika ayarlarına” dönülmesini istiyorlar.

CHP böylesine bir tartışmanın ta ortasında yer alırken Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü evlere şenlik bir açıklama yapıyor.

Ve “İçimizde sürekli bir kavga varmış izlenimi verilmeye çalışılıyor” diye konuşuyor.

İçlerinde kavga olmadığını, el ele tutuşup mahalli seçimlerde en iyi sonuçları almak için çalıştıklarını iddia ediyor.

Aslında CHP parti sözcüsünün dediklerine inanmak isterdik.

Ama sadece inanmak yetmiyor ki!

Bir de kulaklarımızın duyduğu, gözlerimizin gördüğü var.

CHP parti sözcüsünün bu açıklamasını okurken Nasreddin Hoca merhumu bir kez daha rahmetle andık.

Hani bir komşusu hoca merhumdan merkebini istemiş o da vermek istemediği için yok demiş de tam o anda anırma sesleri gelmiş ya!

Komşusu, “Hani yoktu” diye sitem dolu bakışlarla bakarken hoca merhum, “Bana mı inanıyorsun merkebe mi?” diye sormuştu ya!

CHP sözcüsüne gerçekten inanmak isterdik ama yazılı ve görsel medyadan kulağımıza ulaşan muhalif kanadın açıklamaları olmasa.Ya da gözlerimiz genel merkezcilerin yapmış olduğu eleştirileri okumamış olsaydı.

Her biri bir telden çalarken parti sözcüsünün, “İçimizde sürekli bir kavga varmış izlenimi verilmeye çalışılıyor” demesi insanları kendilerine güldürmekten başka işe yaramıyor ki!

Bunun adı kavga değilse nedir? Cilveleşiyorlar mı?

Dünya âlem biliyor ki CHP’lilerin arasında oldukça önemli görüş ayrılıkları var.

Böylesine bir kavga açıkça yaşanırken, “Aramızda kavga yok” deniliyorsa buna nasıl inanılır? CHP parti sözcüsü hiç kusura bakmasın. Kendisine değil kavga edenlere inanmaktan başka seçenek yok.

Hepsi bir yana eski genel başkanları Deniz Baykal’ın taraflara “uzlaşın” çağrısında bulunmasını ne yapacağız?

Kavganın olmadığı ortamda böyle bir çağrı yapılır mı?

Öyle anlaşılıyor ki CHP parti sözcüsü, “Kol kırılsa da yen içinde kalmalı” diye düşünenlerden.

Ama eski genel başkanlarından Bülent Ecevit de “yen içinde kalacak kırık kolun kangren olacağını” söylemiyor muydu?

Bilmem meramımızı anlatabildik mi?