* İyi, salih, hayırlı Müslümanlar yaşlandıkça güzelleşir, nurlanır, içlerindeki iyilik ve güzellik dışa vurur.

* Kötü insanlar, genç iken fiziken güzel görünseler bile, yaşlanınca çirkinleşir.

* Kişinin Müslümanlığı kal’inden değil, halinden anlaşılır.

* İyi ve güzel şeylere bakmak, hastalara şifa olur.

* Kur’an-ı Kerimde, “Allahtan sabır ve namaz ile yardım isteyiniz” mealinde ayet var. Allahın yardımına nail olmak isteyen sabr etsin, namazını dosdoğru kılsın.

* Kepekli ekmek hem gıda, hem şifadır, bin derde devadır.

* Mü’minler birbirlerini sevmezler, tek bir Ümmet olmazlar, râşid ve salih bir İmam’a biat ve itaat etmezlerse; zillet, esaret, yenilgi, rezillik, rüsvaylık, bin türlü fitne fesat onları istila eder.

* Olgun ve şuurlu Müslüman, dünyayı sahte bir Cennet haline getirmek için çalışmaz. Dünyanın vefası yoktur. Dünyadan vefa uman ahmaktır, beyinsizdir.

* Kemal ile gurur ve kibir birlikte olmaz.

* Ezana icabet, onun cümlelerini diliyle tekrarlamakla bitmez. Ezan okununca kalkıp camiye gidip, cemaatle namaz kılmak gerekir.

* Hür ve mukim bir Müslümanın cemaatle namaz kılması onun keyfine ve tercihine kalmış bir şey değildir. Yirmi kadar şer’î özrü yoksa cemaate katılmakla mükelleftir. İslam fıkhı böyle diyor.

* Hadîste, beraber olan iki Müslüman, namazları ayrı ayrı kılarlarsa şeytanın onları istila edeceği bildirilmektedir.

* Ehl-i zimmet yani İslam devletinin gayr-ı müslim tebaası Ümmet-i Muhammed’e emanettir. Onlara zulm edilirse manen ve maddeten Müslümanların başı ağrır, tokat yerler.

* İslamdarecm cezası yoktur diyen reformcular yalan söylüyor. Resulullah iki kişiyi recmen idam ettirmiştir.

* Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünnetini ve sahih hadislerini red ve inkar edenler, Kur’an-ı Kerime karşı geldikleri için dinden çıkma tehlikesiyle burun buruna gelirler.

* Mimarisi çok güzel olsa, kubbesi altınla kaplatılmış, halıları ipekli olsa bile; mihrabında ehliyetli imamı, minberinde ehliyetli hatibi, kürsisinde ehliyetli vaizi ve cemaati olmayan cami haraptır.

* İki şeyh dinî ve tasavvufî bir konuda münakaşa ederlerse, dervişler ve muhibler susarlar, aralarında tartışmazlar.

* Büyük bir yolcu uçağının pilotu ehliyetsiz ve yetersiz olursa ne olur? Uçak düşer, felaket olur.

* Ehl-i Sünnet Müslümanlığının hurucale’s-sultan ahkamını bilmeyen cahiller, burunlarını nazik ve tehlikeli konulara sokmasınlar.

* Lüks israfa yol açar, israf ise haramdır. Müslüman her türlü israftan uzak durmalıdır.

* “Ben zekatımı verdikten sonra canımın her isteğini yaparım, her şeyi satın alabilirim...” Bu söz, bazı zengin Müslümanların ayaklarının kaymasına sebep olur. Zekatını verse de Müslüman zengin israf etmemeli, çılgınlıklar yapmamalı, banyosunu en pahalısından granitle döşetmemelidir.      

* Müslüman gençlere: İlim, irfan, bilgi, faydalı şeyler öğrenmek konusunda çok meraklı olmalısınız. Meraksız insan kültür bakımından ölü bir insandır. Kötü, münker, zararlı şeylere ise merak edilmemelidir.

* Milyonlarca gencimiz, çocuğumuz İngilizce öğrenmek için çırpınıyor, maddî imkanı olanlar büyük paralar sarf ediyor ama doğru dürüst kültür İngilizcesi öğrenebilenler yüzde bir bile değildir? Kaç İngilizce bilenimiz, The Times gazetesinin bir makalesini İngilizceden Türkçeye yanlışsız tercüme edebilir?

* Anadilinin edebiyatını iyi bilmeyenler, yabancı dili hakkıyla öğrenemez.

* Az da olsa, Arapça ve Farsça kültürüne sahip olmayanlar zengin edebî Türkçeye hakim olamazlar.

* Test imtihanları çok aldatıcıdır. Sınav dediğin kompozisyon sınavıdır.

* Edebiyat, mantık, psikoloji, ahlak kültürüne sahip olmadan iyi hukukçu olmak mümkün değildir.

* Put heykelleri ve tasvirleri sureten güzel görünseler de çok çirkin ve necistirler.

* Türkiye kaliteli, vasıflı, bilgili, ahlaklı, faziletli Türkiyelilerle yükselir.

* Şeyh bozuntusuna kızıp İslam tasavvufuna ve tarikatlara düşman olmak; papaza kızıp oruç bozmaya benzer.

* Âniden aklıma geldi, Cenab-ı Hak merhum doktor Asım Taşer beye rahmetiyle ve keremiyle muamele buyursun.  Örnek bir tabib, örnek bin insan, örnek bir Müslümandı. Anneme, babama, bendenize, hastalarına çok hizmeti geçmiştir.  İnsanlığı daima şahsî menfaatlerinin üzerinde tutmuştur. Tıbbı paraya, zenginleşmeye alet etmemiştir. İyiliklerini unutmam, kendisine hayır dua ederim.

 
* İyi para alıyorlar, iyi yiyorlar, iyi ofislerde çalışıyorlar, iyi otomobillere biniyorlar, iyi paralar alıyorlar, uçakların businessclass’larında seyahat ediyorlar ama amaama doğru dürüst hizmet etmiyorlar. Sandalyelerine zamk-ı arabî ile yapışmışlar.

* Asıl sultanlık, İbrahim Edhem hazretlerinin Belh sultanlığını bıraktıktan sonraki sultanlığıdır. Beş parasız, üstte yok, başta yok, aç biilaç, meskensiz büyük sultanlık.

* Eyneeyneeyne!..Quovadis?.. Bu gidiş nereye?

* Fazla geliri yoktu. Boğazından kesti, ucuz yemekler yedi, artırdığı paralarla faydalı kitaplar aldı, onları okudu, nurlandı aydınladı. Hezar aferin o muhterem zata.

* Bay Mikroba: Kökün kurusun emi!

* İstanbul Türkçesini bilmeden nasıl İstanbullu olunuyormuş, şunu bir anlatsana bana!

* Ne kadar çok robot, zombi, canlı cenaze, uyurgezer var. Robotlar ve zombiler devrine mi girdik?

* Gönenli Mehmed Efendi hazretleri Sultanahmet camiinde Cuma hutbesi okurken zaman zaman ağlardı. Cemaat ağlayacağına o ağlardı. Nur içinde yatsın.

* Eşitlik varmış, herkes her hususta eşitmiş. Pöh!.. Salihlerle fasıklar eşit olur mu hiç?

* Ara yollardan,  İstanbul’dan Edirne’ye giderken yüz binlerce sera görmek istiyorum.

* Çorba azdı, yarım kase idi. İçine bol ekmek doğradı Besmele çekip içti, karnı doydu.

* Hazret-i İsa aleyhisselam şöyle diyor: Zenginlerin Allah’ın melekutuna girmeleri, bir devenin iğne deliğinden geçmesinden zordur. İşiniz gerçekten zor. Kurtulmak için Ashabın büyüklerinden, Aşere-i Mübeşşereden Abdurrahman Avfradiyallahuanh gibi olmalısınız. Resulullah Efendimiz bir gün Allah yolunda sadaka vermenin faziletinden bahs etmişti. O gün Abdurrahman ibnAvf’in 700 deveden oluşan bir kervanı, şehre yaklaşıyordu. O mübarek sahabi Efendimize gitti, ya Resulullah 700 develik kervanımı develeri ve üzerlerindeki mallarla beraber tasadduk ediyorum, lütfen dağıtınız buyurdu. Resulullah onun için, “Abdurrahman ibnAvf’ın sürüne sürüne Cennete girdiğini görüyorum” buyurmuşlardır.