Eğitimde atılan bu yeni adımın adı 2023 vizyonu! Yine birçok vaat peş peşe sıralanıyor. İşin ilginç yanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kendisini bu havaya kaptırmış olması!

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan Milli Eğitim alanındaki başarısızlıklarını kabulleniyor bir yandan yeni döneme abartılı şekilde bel bağlıyor. İsterseniz önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili açıklamalarına şöyle bir göz atalım. Bakın ne diyor:

“Ne yaptıysak, hangi tedbiri aldıysak, hangi sistemi devreye soktuysak istediğimiz sonucu o zaman elde edemedik, şimdi ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının ilk bölümü gerçeklerin dile getirilmesinden ve Milli Eğitim alanındaki başarısızlığın beyanından başka bir şey değil.

Açıklamanın ikinci bölümü ise yani geçmişte istedikleri sonuçları elde edemeyenlerin “şimdi ediyoruz” havasına girmiş olmaları oldukça düşündürücü.

Daha ortada fol yok yumurta yokken neye dayanarak istedikleri sonuçları elde edeceklerini söyleyebiliyorlar, bunu anlayabilmiş değiliz.

Cumhurbaşkanı, “Vizyon belgesinde yer alanlar düzenlemeler hayata geçtiğinde sorunu çözmüş olacağız” diyor ama biz bu düzenlemelerin hayata geçip geçemeyeceği hakkında ciddi endişeler içindeyiz.

Zira geçmişte onaltı yıllık bir AKP iktidarı var. Onaltı yılda yedi-sekiz Milli Eğitim bakanı var.

Hemen hemen her bakan göreve başladığında kendilerinin benzer cümleler ile bizlere seslendiklerine tanık olduk. Ama sonuçta bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi “istedikleri sonucu bir türlü elde edemediklerine” şahitlik ettik.

Dün istedikleri sonucu elde edemeyenler bugün istedikleri sonucu nasıl elde edecekler, doğrusu çok merak ediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “İnşallah 2023’te yüzde 100 sonuca ulaşacağız” temennisinde bulunduğu 2023 vizyonu öğretmen standardından okullar arasındaki eğitim öğretim farkının kapatılmasına kadar pek çok iddialı konuyu içeriyor. Hem öğretmenler aynı standardı yakalayacakmış hem okullar arasındaki eğitim öğretim farkı kapatılacakmış. Aklınız böyle bir başarıya imza atılacağına yatıyor mu?

Geçmişteki onaltı yıla bakınca bu söylemler bizim aklımıza hiç yatmıyor.

Bu noktada en doğrusu Milli Eğitim Bakanı Selçuk’un tavsiye ettiği gibi eğitimin “yoğun bakımdan” çıkarılmasını beklemek olsa gerek.