Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

“Bizi hidayete erdir…”ne demektir?

“Bizi hidayete erdir…”ne demektir?

Yani; 

Biz kendi başımıza hidayete eremeyiz! 

Bizim buna gücümüz yetmez! 

Kalbimize hidayet nimetini veremeyiz! 

Senden hidayet de alamayız! 

Sadece ve sadece Sen bizi hidayete eriştirirsin! 

Hidayetin yeri kalptir ve biz de kalbimize hidayeti yerleştiremiyoruz! 

Devam edelim… 

7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna ( meleklerin, nebilerin, sıddıkların, şehidlerin ve salihlerin); gazaba uğramışların (Yahudilerin) ve sapmışların (Hristiyanların) yoluna değil! 

Yani; 

Sen dilersen iman edenlerin yoluna eriştirirsin.! 

Sen dilemezsen iman edenlerin yoluna erişemeyiz! 

Hidayetten sonra dilersen Yahudi ve Hristiyanların yoluna da eriştirirsin.! 

Hidayetten sapmışların yoluna erişip erişmemek bizim elimizde değil! 

Hidayetten sapıp sapmamak bizim irademiz dâhilinde olan bir şey değil! 

İş, bizim irademize kalsaydı asla hidayetten sonra sapmazdık! 

Şimdi… 

Fatiha suresi 6 ve 7.ayetleri sakin bir kafayla düşünün… İslam dininde sapıp sapmamak kimin elindeymiş görelim inşaallah…  

Eğer kalbimizin mutlak hâkimi biz olsaydık vallahi Fatiha suresi 6 ve 7.ayetleri okumazdık… Kendi isteğimizle hidayete gelir hidayette kalır ve hidayette ölürdük…  

Şimdi başka ayetlere bakıp yolumuza devam edelim; 

“Onlar: "Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi (haktan) kaydırma, bize kendi katından rahmet ihsan et. Şüphesiz ki sen çok bağışta bulunansın, (derler.)”1 

Bu ayetimizi düşünerek okumaya çalışalım… 

“Onlar: "Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra…”  

Yani; 

Biz delaletteydik, sen El-hadi isminle bizi karanlıklardan aydınlığa/hidayete aldın… 

Sen bizi aydınlığa almasaydın biz karanlıkta kalırdık… 

Hidayet işine tamamen Sen bakıyorsun! 

Biz aklımızla ya da başka şeylerle hidayete erişemezdik.” 

“… Kalplerimizi (haktan) kaydırma, bize kendi katından rahmet ihsan et…” 

Yani; 

İstersen kalbimizi kaydırırsın! 

Çünkü kalbimiz Senin kontrolünde! 

Kalp kayarsa beden komple kayar! 

Kalbimizin haktan saptığını anlayamayız! 

Biz haktan sapmak istemeyiz! 

Ama biliyoruz ki sapıp sapmamak bizim irademiz dâhilinde değil”2 

Değerli kardeşim… 

Dikkatli bir okuma yapmışsak kalbimizin hidayete çevrilmesi ya da kalbimizin hidayetten sapıp delalete düşmesinin kontrolü bizim elimizde olmadığını görürüz… Şu an itibariyle hidayetteysek bilelim ki Allah’ın dilemesiyle hidayetteyiz… Şu an itibariyle Yahudi ve Hristiyanların gerek ibadetlerini, gerek geleneklerini isteyerek ve severek örnek almayıp nefret ediyorsak bu da Allah’ın kolaylaştırmasıyladır…  

Bu tezimizi güçlendirecek delillere bakmaya devam edelim; 

 “… Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yolu bulamazdık. Şüphesiz, rabbinizin peygamberleri bize gerçeği getirmişler." derler. Onlara şöyle nida edilir: "İşte size cennet, buna, yaptıklarınız karşılığında vâris oldunuz."3 

Evet… 

“… Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yolu bulamazdık…” 

Bizi doğru yola Allah iletti! 

Hidayete, Allah ile başka ne biz ne de başkası iletti. 

Doğru yolu kendi başımıza bulabilmemiz imkânsızdır. 

Hidayetin yeri kalp, kalp te Allah’ın kontrolündedir. 

El-Hadi/Hidayet veren sıfatına sahip olan Allah, hidayet verme işinde kimseden yardım almaz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi