Mevlana Celalüddin Rumi’ye büyük ihtiyacımız var. Hangi konularda?

Onun ilim ve irfanına ihtiyacımız var. Sadece ilim demedim, irfanı ilave ettim, o bir irfan okyanusudur.
Onun dindarlığına ihtiyacımız var. O beş vakit farz namazların ötesinde çok nafile namaz kılar, çok nafile oruç tutardı.
O, Şeriata sımsıkı bağlıydı.
O, Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanıydı. Bu yolda çok hizmeti olmuştur.
Yüksek İslam ahlakı ile ziynetliydi, dünyayı ve maddeyi ayakları altına almıştı.
O Kur’anın bendesi idi.
O, Resulullah Efendimizin has vekillerinden, varislerinden, halifelerinden idi.
O, büyük cihad yaparak nefs-i emmaresini dizginlemiş bir mücahid idi.
O, nice insanın hidayetine vesile olmuş kâmil bir mürşid idi.
O, Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimizin hilmiyle mütehalli idi, kalp kırmaz, gönül yıkmaz idi, gönüller mimarıydı.
O, dünyaya ve insanlığa çok yüksekten bakan bir maneviyat kartalıydı.
Çok mütevazı idi, sade yaşardı ama gönüller sultanıydı.
O, Kur’an Sünnet Şeriat fıkıh Müslümanıydı.
O, Pîran efendilerimizdendir, ümmetin büyüklerindendir.

Bir müddetten beri, İslam’ı içinden yıkmak isteyen bazı derin güçler Mevlanayı kirli emellerine alet etmek istiyor.

Kur’andan, Sünnetten, Şeriattan, namazdan oruçtan zekâttan, Dinden İmandan bahs ettikleri yok; yuvarlak lastikli laflarla dön babam dön.

Böyle Mevlevilik olmaz.

Mevlevilik Şeriata bağlı bir yoldur.

Mevlevilğin birinci şartı devamlı taharettir. Gerçek Mevlevi abdestsiz yere ayak basmaz.

Beş vakit namazı dosdoğru kılar ve diğer farz ibadetleri de yerine getirir.

Mevlevilikte para ve maddî menfaat karşılığında sema etmek yoktur.

Sema zikirdir, Allah rızası için ihlâsla samimiyetle vecdle yapılır, içine para ve riya karıştırılmaz.

Masonlar, ateistler, light İslmcılar Mevlanayı alet etmeye kalkışmasınlar, er veya geç tokat yerler.

Ehl-i Sünnete sımsıkı bağlı Osmanlı Sultanlarının çoğunun kılıçları Mevlevî Çelebileri tarafından kuşandırılmıştır.

Gerçek Mevlevî dervişlerinin yüzlerinde secde alametleri vardır. Gören gönül gözleri onları kuşatan nuranî haleyi görür.

Gerçek Mevleviler tahkiki iman sahibidir.

Onlar muhabbet fedaileridir.

Yakın zamanda Mevlevilik çok inkişaf edecek, büyük bir manevî saltanata sahip olacaktır.

Mevlevilik sathiliği kabul etmez, o derin Müslümanlıktır. Başta Mevlana Celalüddin Rumi hazretleri olmak üzere gelmiş geçmiş bütün Mevlevî şeyhlerine, dervişlerine, muhiblerine selam olsun. Diğer turuk-i aliyye mensuplarına da selam olsun. Hedy-i Muhammedî üzere yürüyen herkese selam olsun. Allaha hamd ü sena, Resulüne salât u selam olsun. Bütün mü’minlere selam olsun. Kur’an, Sünnet, Şeriat, tarikat ehline hassaten selam olsun.

***

BARNABA İNCİLİ

İslam âlemi o hale gelmiş ki, 1985’ten bu yana otuz küsur senedir iki bin yıllık Barnaba İncili meselesinin üzerine gereği gibi eğilip gerçeğe hizmet edemedi.  Hakkaride bulunan İncil kaçakçıların elinden alındı, devlete intikal etti ama şu anda nerededir, bilen yok? Arami lisanıyla papirüs üzerine bizzat Barnaba hazretleri tarafından yazılan bu incilin (1) Tıpkı basımı yapılmış, (2) İngilizce tercümesi yayınlanmış, (3) İlim âleminin tedkikine sunulmuş olsaydı; insanlık ve tarih çapında bir hizmet edilmiş olacaktı. Tevhid ile Teslis arasındaki münazaa, Tevhid’in lehine bitirilmiş olacaktı. Belki de yüz milyonlarca insanın hidayetine vesile olacaktı... Maalesef duvarla örülmüş bir mağarada bulunduğu iddia edilen İncil yok. Bunu acaba büyük paralara bir cemaat mi sattı? Önemli resmî dairede mi kayboldu?... Bir ara, fotokopileri için 50 bin dolar istendiğini duymuştum. Böyle bir iş için 50 bin dolar para değildi ama bulunamamıştı. Bir Kumran’da, Essenîlerin rulo yazıtları için yapılan hizmet ve himmetleri düşünüyorum, bir de Barnaba İncilinin hazin akıbetini... Doğrusu çok acınacak ve kınanacak haldeyiz.

***

Meraksız bir gence: Meraksız bir gencin ölü, işe yaramaz bir genç olduğunu biliyor musun? Bütün iyi, doğru, güzel, faydalı, lüzumlu şeylere deliler gibi meraklı olmalısın ki, adam olasın. İnternet bir ilim ve kültür okyanusu, senin merakın yok, dalıp inci mercan çıkartamıyorsun. Yazık sana, vah sana!..

***

Türkiye’de bir şey yapılmıyor değil. Bayındırlık, teknik konusunda çok şeyler yapıldı.  Lakin büyük eksiklerimiz de var. O listenin başında yüzde yüz yerli ve milli otomotiv endüstrisi geliyor. Dört gözle, yüzde yüz yerli ve milli, dünya çapında bir otomotiv endüstrisi kurulmasını ve en az yüz ülkeye Türkiye otomobilleri ihraç edilmesini bekliyoruz. Örneğimiz Almanya ve Japonya mı olsun? Hayır, bu konuda Güney Kore’yi geçsek yeter. Onun yüzölçümü ve nüfusu bizden az ama otomotiv sanayiinde harikalar ve büyük başarılar sergiliyor.

***

Namaz kılmayan bir Müslümana: Soruyorum, imandan sonra İslamın ikinci temel şartı olan namaza ne zaman başlayacaksın?.. Sakın, benim kalbim temizdir bahanesinin ardına saklanma. Peygamberimizin (Salât ve selam olsun ona) kalbi seninkinden milyon kere temizdi, o insanlık âleminin en temiz kalplisiydi ama beş vakit namazı dikkatle hassasiyetle dosdoğru kılıyordu.

***

Türkiye için, bugünkünün çok üzerinde iyi, doğru, güzel şeyler istemek; siyasî iktidara karşı muhalefet yapmak ve onu kötülemek manasına gelmez. Ülkemiz devletimiz için iyi şeyler istemek, bazı konularda dünya birincisi olmamız hayalini beslemek,  muvafık muhalif herkesin vazifesidir. Mesela eğitimde ülkemizin dünya birincisi olmasını istemekte hiçbir sakınca yoktur. Böyle bir isteği muhalefet olarak görmek,  isteyenlere kızmak akl-ı selime yakışmaz.

***

Uluslararası şeffaflık ve temizlik notumuz en az 100’de yetmiş olmalıdır. Bugünkü 100’de 41 notu bir felakettir. 70’e yükselemezsek krizden kurtulamayız.

***

Haram gelirlerle zenginleşen, büyüyen, yükselen bütün eşkıyaya açık mesaj: Allah belanızı versin!..

***

Helalinden kazananlara: Allah paranıza, malınıza bereket versin. Servetinizin bir emanet olduğunu, imtihan edildiğinizi unutmayınız, zenginlik sarhoşu, türedi, sonradan görme olmayınız; hayır işleri yapmayı, zekât ve sadaka vermeyi ihmal etmeyiniz.