1- Salihlerle gezmek

İmanın artmasına vesile olan en önemli etkenlerden biri Salihlerle birlikte olmaktır… Çünkü insan başkasının yaşantısından, sözlerinden ve davranışlarından etkilenen bir varlıktır… Kötü insanlar gezen kişi ister istemez kötülüklerden etkilenir… Önce rahatsız olur, sonra normal görmeye başlar, daha sonra da o kötülüğü tatmak ister ve tadar…

Bu, iyilikte de böyledir… Salihlerin hayatı genelde tevbe, zikir ve haramlardan sakınma, dünyaya meyletmeme, ahiret endişesi/korkusu ile geçer… Onların yanındayken insan bambaşka bir atmosfere girdiğini yakından hisseder… Bu sebepten salihlerle beraber olmak imanı çok çok artırır ve ibadetlere yöneltir…

2- İmana zarar verecek ortamlardan uzak durmak.

Çoğu insan bulunduğu ortamın imanına zarar verdiğini bilmesine rağmen bir türlü cesaret edipte ortam değişikliğine girmez… Yıllar birbirini kovalar ve o bozuk ortam o kişinin imanını ya da ahlakını kemirir âdete bir deri bir kemik bırakır… Sanki hep birlikte cehenneme girmeye razıymış gibidirler… Toplum psikolojisinin maalesef böyle bir etkisi var…

Özellikle batıdaki bir insan İslam’la tanışınca işi, eşi, hobi ve fobilerini masaya yatırmak ve bir şekilde bulunduğu ortamı İslamlaştırmaya çalışmak… İslam’la tanışmak istemediklerinde ise bulunduğu beldeyi terk edip soluğu ilim almak için dünyanın başka köşelerine (Mısır-yemen-Mağrip-Suriye gibi) yolculuk yaparlar…

Değerli kardeşim…

Gerek iş yeriniz, gerek eviniz, gerek mahallesiniz imanınızın azalmasına vesile oluyorsa hemen şimdiden önlem almaya çalışın. Olmadı imanı güzel olan arkadaşlarınıza yakın bir yere taşının derim… Çünkü hayat hakikaten çok kısa ve işi çok ciddiye almak gerek…

Eski âlimlerimizin hayatlarına baktığımızda hep hocalarına yakın adreste olmuşlardır… Hocaları taşınınca onlar da hocalarına yakın adreslere taşınmışlardır…

Bir insan istediği kadar güçlü bir imana sahip olsun, eğer İslam’ı başkalarına anlatmıyorsa o bozuk çevre o iman sahibi olan kişiyi potasında gram gram eritir ve toplumun iman seviyesine kadar geriletir… Bunun örneklerini çok gördük… Bu sebeple imanınızı ve çevrenizi tekrardan gözden geçirin derim…

3- Dünyaya gereken önemi vermemek

Sevgili kardeşim…

Bütün kalbi hastalıkların başında dünya sevgisi vardır desem sanırım yanılmış olmam… Çünkü bir insanın kalbinde dünya sevgisi varsa o kişinin kalbindeki ahiret inancı, Allah’a kavuşma isteği otomatikman azalır… Bu da imanın azalmasına sebep olur…

Dünyaya gereken önemi vermemekten kastımız bir mağaraya girelim ölünceye kadar ibadet yapalım değildir… Yine çalışalım, ev sahibi olalım, arazi sahibi olalım ama o zenginliğin hakkını hem verelim hem de o zenginlik bizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın ve cimrileşmeyelim;

“Onlar öyle kişilerdir ki, onları ne bir ticaret ne bir alışveriş, Allah'ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyar. Onlar, (dehşetinden) kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.” (Nur suresi 37.ayet)