Mahmut Toptaş

Mahmut Toptaş

Haramın insan üzerindeki etkisi(2)

Haramın insan üzerindeki etkisi(2)

Hani, her namazın son oturuşunda, “Rabbena Atina fiddünya haseneten/Rabbimiz, dünyamızı da ahiretimizi de güzel eyle…” diye dua ederiz ya, işte o duaların kabul edilmesinin şartlarından biri iman etmiş olmak, ikincisi temiz ağızla dua etmektir.

Ağzın temiz olması için haramın ve yalanın, bu boğazdan geçmemesi gerekir.

Boğazlardan düşman gemisinin geçmesinden daha tehlikelidir haram ve yalanın boğazımızdan geçmesi.

Çünkü haramiler ve yalaniler, her türlü kötülüğe bütün kapılarını açmış hale gelirler.

Parayı, makamı, şehveti, şöhreti veren herkese hizmet eder hale geldiği için düşmanımızı içimizde besleriz.

Bunlar bu dünyamızı cehenneme çeviren durumlardır.

Ahiretteki azabını hayal etmemiz bile mümkün değildir.

Haram, bu dünyada bizi en yakın dostlarımızdan uzaklaştırır ve haramilere yaklaştırır.

Biraz zaman geçince eski dostları düşman gibi görmeye başlar ve kendine göre de gerekçeleri vardır.

Dostlara düşmanlığı geç, Allah’a ve Resulüne düşman kesilmeye başlar.

Haramlar, yalnız Müslümanlara zarar vermez, kâfirlere de zarar verir ama zararın içinde doğup zararın içinde büyüdüklerinden, barışın, dostluğun, sevginin, yardım dağıtmanın, fakirin düşmanı olurlar.

Canlı örnek olarak ABD Başkanı Trump’a, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya, Rusya Cumhurbaşkanı Putin’e ve yaptıklarına bakıverin.

Rabbimiz, Kur’an’ında bildirdiği haramların ahirette cezası olduğunu bildirir, uyuşturucuların zararını aklı gidermekle gösterir, faiz için ise faiz yiyenlerin Allah’a ve Resulüne harp açtıklarını haber verir:

“Eğer böyle yapmazsanız (faiz yemeyi bırakmaz, faiz de alışveriş gibidir derseniz) Allah’a ve Resulüne harp (açtığınızı) biliniz. Eğer tevbe ederseniz ana sermayeniz sizindir. (Böylece) haksızlık etmemiş ve de haksızlığa uğramamış olursunuz” (Bakara süresi ayet 2/279).

Böyle bir duruma düşmekten Allah korusun.

Kur’an’da tarif edilen şekilde iman eden,

Allah Resulünün yaşantısını örnek alan,

Yediği, içtiği, giydiği, kullandığı helal olan,

Gönlünün iman süsü, bütün organlarından amel çiçekleri olarak görülen,

Kazancından Allah için dağıtan,

Tanıdığına tanımadığına selam veren,

Gönlü güzel olduğu için ağzından kötü kelimeler çıkmayan,

Mal varlığının tamamını Allah’ın dini için harcamaya her an hazır olan,

Ecelin değişmeyeceğine iman eden,

Rızkın da Allah tarafından taksim edildiğine inanan,

Hiçbir kimsenin bir başkasının rızkını kesemeyeceğine iman eden bir topluma kimse zarar veremez.

“Size bir iyilik dokunsa onları (kâfirleri) tasalandırır. Size bir kötülük dokunsa onunla neşelenirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız onların hilesi hiçbir şeyle size zarar veremez. Şüphesiz Allah yaptıklarını kuşatmıştır” (Al-i Imran süresi ayet 3/120).

Karaman’da dilden dile anlatıldığına göre, Fatih Sultan Mehmet Han’ın veziri Gedik Ahmet Paşa, Karaman’ı teslim almada zorlanmış.

İlmi, ameli güzel, haram yemeyen bu insanları mağlup edemeyeceğini anlayınca elçi göndererek her aileden birer yumurta istemiş.

Karaman beyinin izniyle her aile birer yumurta göndermiş.

On binlerce yumurta dağ gibi yığılmış.

Sonunda Ahmet Paşa yiyecek zamanları olmadığını herkesin yumurtasını geri götürmesini istemiş.

Herkes birer yumurtayı geri götürüp yiyince ilk defa büyüklü küçüklü yumurtalarla haram midelerine girmiş.

Bunun üzerine Şeyh Ali es-Semerkandi’nin diliyle, “Ehl-i Karaman, bir bölük hayran, gözleri giryan, ciğerleri büryan, kaabil-i ıslah ve karib’ül salah mü’mindir” dediği Karaman beyliği ilk saldırıda düşmüş derler. (Dindar Dilbaz, Karaman Folkloru, A. Ü. Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, bitirme tezi, Erzurum, 1980)

Bu olaya, “menkıbe” deyin, “masal” deyin, “hikâye” deyin ama siz, siz olun, haram yemeyin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahmut Toptaş Arşivi