Mahmut Toptaş

Mahmut Toptaş

Hiçbirimiz Masum Değiliz

Hiçbirimiz Masum Değiliz

İstanbul’a taşındığımda alt katta oturan komşu kadınlardan, doğma büyüme İstanbullu olan bir hanımefendi, samimi bir havada, “Hocam, sizin bu evi kiraladığınızda ev sahibine kızmıştım, ‘Bekâr bir adama neden kiraya verdi’ demiştim ama beş çocukla geldiniz” dediğinde, “Beni görmediğin halde bekâr olduğuma neden karar verdin?” diye sorduğumda, “Ne bileyim, ben hiç hoca görmedim. Belki ‘Küçük Ev’ dizisindeki papazın bekâr olması, hocaların da bekâr olacağı konusunda beni yönlendirmiş olabilir” dedi.

Gördüğümüz her sakallıyı dedemiz kabul etmediğimiz gibi, her tesettürlü kadını annemiz saymadığımız gibi, her sakallı veya tesettürlünün işlediği suçu İslam’a ve Müslümanlara mal etmeyelim.

1970 ve 80’li yıllarda lise ve üniversite öğrencilerine yaptığım konuşmalarda, “Sizin karşınızda olanlarla, sizin kültür kabınızın yüzde doksanı aynıdır.

Bu yeni gurupla karşılaştığınız zamandan beri edindiğiniz sloganlar farklıdır, geri kalanlar aynıdır” derdim ve dediğim doğru çıktı.

Tesettürlü hanımefendi ile tesettürsüz hanımefendi arasında da durum aynıdır.

Aynı suçu tesettürsüz işlerse hoş karşılanırken tesettürlü işlerse hor görülmesi yine de halkımızın, aydınlarımızın tesettüre karşı bile olsa iç dünyasının tesettür savunucusu olduğunu gösterir.

Biz, hepimiz, yediden yetmişe iki yüz yıldır İslam’dan uzaklaştırılma projesinin ürünüyüz.

İslam’ın ismine aşığız ama hayatta nasıl yaşanır diye arkeologların/definecilerin eski eserleri harabelerde aradığı gibi, biz de ashab-ı kiramın hayatını anlatırken hoca, Trump, Putin, Merkel gibi giyinerek, yiyerek, içerek seksen milyondan biri olmaya devam ediyoruz.

İslamcı kurumların yayınladığı “Görgü Kuralları” veya “Adab-ı Muaşeret” kitapları bile Batı’dan kötü bir aşırma kitaplarıdır.

Batı’nın teknolojisini değil de ahlaksızlığını ülkeye taşımak için 1900’lü yıllarda yayınladıkları “Adab-ı Muaşeret” isimli kitaplar, Batılıların sosyal ilişkilerini anlatır.

Osmanlıca yazıldığı, yürürlükten kaldırılan harflerle basıldığı için bazıları o kitapları İslami eser zannederek bastılar, bazıları da işin gerçeğini bildikleri halde belediyelerdeki kültür müdürlerine yutturarak para kazandırdılar.

Osmanlı’nın bozulma döneminde yazılan, basılan ve satılan öyle kitaplar var ki günümüzde benzeri bir yanlış kitap basılmadı.

Yine Süleymaniye Kütüphanesi’nde öylesine ahlaksız el yazması kitaplar var ki, bu günün ahlaksızları basmaktan hayâ ederler.

Bozulma günlerinin ahlaksızlarının seviyesizliğine bu günküler henüz düşebilmiş değiller.

Onun için toplumumuz, Batı’nın kirli, karanlık, gaddar yüzünü gördü ve aslına dönme sancıları çekmektedir.

Doğum yapmaya çalışan kadınlarımıza bütün çevredekiler yardıma koştuğu gibi, biz de bu günlerde gönlünde İslam sevgisi kırıntısı olanlara koşarak gidelim ve hep birlikte dönüşümüzü sağlayalım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahmut Toptaş Arşivi