ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili övgü dolu sözleri sakın sizi kandırmasın. Trump’ın, “Askerlerimiz evine dönecek” şeklindeki açıklamalarına da pek bel bağlamayın.

Diyelim ki Amerikan askerleri evlerine gerçekten dönecek.

Peki, bölgede dağıttıkları binlerce TIR’lık silah ve mühimmat ne olacak? Bir süre önce PKK’nın uzantısı YPG’yi dost ve müttefik olarak görerek onlara silah ve mühimmat yardımında bulunduklarını yazan sizler değil miydiniz?

En azından dün arka çıktıkları YPG’yi bugün nasıl yüzüstü bıraktıklarını dikkati nazara alarak ABD Başkanı Trump’ın övgülerine bel bağlamanın doğru olmayacağını anlayabilirsiniz.

Yani bugün YPG’yi yüz üstü bırakanlar yarın başka bir fikirle ortaya çıkabilirler. Yandaş medyanın yerinde olsak ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözcüklerini sevinçle karşılamak yerine büyük bir ihtiyatla karşılar ve ardından nasıl bir gelişme yaşanacağını merak ederdik.

Yandaşlara da aynı ihtiyatlı yaklaşımı tavsiye ederiz. Bunca yıllık tecrübelerimiz bize Amerikalıların ipi ile kuyuya inilmeyeceğini öğretmiş olmalı.

Bırakın bizleri en yakın çalışma arkadaşları bile Başkan Trump ile aralarına mesafe koymaya çalışırken bir-iki övgü sözcüğüne kanmak doğru bir yaklaşım olur mu?

ABD Başkanı Trump günü birlik kararları ve ani tavır değişiklikleri ile en yakın çalışma arkadaşları arasında bile güven kaybına uğruyor.

En yakın çalışma arkadaşları bir bir görev bırakıyorlar.

Trump bunlardan ders alacağına “üzerinde durmaya gerek olmadığını” ifade ederek bildiğini okumayı sürdürüyor. Evet, ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında övgü dolu sözcükler kullanması bizim de hoşumuza gidiyor. Ama bu sözlere bel bağlamayı ve umutlanmayı doğru bulmuyoruz. Dünya gerçekleri ortada iken bir hayal peşine takılıp gitmeyi tasvip etmiyoruz. Bu tür açıklamaları samimi açıklamalar olarak kabul etmenin ileride başımızı epey ağrıtacağının farkında olmamız gerekir diye düşünüyoruz. Hem temkinli hem de ihtiyatlı olmanın tam zamanıdır.

Durduk yerde “sevinmek” yerine “bunların kafasının arkasında ne yatıyor” diye düşünmenin daha gerçekçi bir yaklaşım olacağına inanıyoruz.

Umarız yandaş medya da benzer hassasiyetler içinde olur. Ve ileride sükût-u hayal yaşamaz. Unutulmasın ki bir papaz yüzünden Trump bize ne tavırlar koydu ne tavırlar. Dolar bile bu yüzden başını alıp gitmedi mi?

Yarın yine aynı hava estirilirse biz hiç şaşırmayız.