Lüks ve Aşırı Refah Çökertir
Lüks, aşırı refah, aşırı tüketim, israf bir toplumu çeşitli sosyal ve manevî hastalıklara duçar eder ve sonunda çökertir.
***
Zengin ve beyinsiz Romalılar, büyük ziyafetler tertipler, yataklara uzanarak saatlerce tıkınır, mideleri dolunca, biraz öteye gider, genizlerine bir tüy sokar, kusar, tekrar sofraya koşarmış.
***
Lüks ve gösteriş olsun diye bir sürü tavus kuşu boğazlar, onların sadece beyinlerinden salata yaparlarmış.
***
Sağduyu sahibi, faziletli, ahlaklı, ruh asaletine sahip bilge zenginler; mütevazı orta halli dengeli mutedil bir hayat sürerler.
***
Zengin olduktan sonra dağıtan, ölçüyü kaçıran, Nemrudlaşan Firavunlaşan dengesiz zenginler erdemli insanlar değildir.
***
Lüks, pahalı, ihtişamlı yemeklerin bir statü haline geldiği toplumlar hayırlı, erdemli ve akıllı toplumlar değildir.
***
Müslüman bir ülkede lüks, israf, aşırı tüketim yaygın hale gelirse, onun Müslümanlığı ism ve resmden ibaret kalır.
***
Milyonlarca Müslüman çocuğumuza ve gencimize İslam ahlakı ve karakteri öğretilmeli, onlar erdemli Müslümanlar olarak yetiştirilmelidir.
***
Japonya, Müslüman olmamasına rağmen, bizden daha fazla İslam ahlakına sahiptir.
***
Japonyada çocuklar çok küçük yaşlarında okula başlıyormuş, ilk dört sene onlara bilgiden önce ahlak ve görgü okutulup öğretiliyormuş. Bu eğitim sayesinde Japonya dünyanın en nazik, en kibar, en ahlaklı, en medenî ülkesidir. (Kötü istisnalar kuralı bozmaz.)
***
Bizim eski İstanbul efendiliğimiz maalesef uygulamadan kalkmış, okunmayan tozlu kitaplarda kalmıştır.
***
İslamın kendine mahsus bir ahlak sistemi vardır. Bu ahlaka sahip olmayan ahlaksız Müslümanlar dindar sayılamaz.
***
Peygamberimiz (Salât ve selam olsun ona) “Mekarim-i ahlakı tamamlamak maksadıyla gönderilmiştir.”
***
İslam ahlakının kötü gördüğü şeylerden biri gurur, kibir, gösteriş, kendini beğenmektir. Allah gururlu ve kibirlileri sevmez.
***
Şımarık, soytarı, hokkabaz, oynak sonradan görmüş türedi zenginler, yaptıkları beyinsizliklerle topluma kötü örnek olur.
***
Medya, oturmuş medenî ülkelerde dördüncü kuvvettir. Bizde ise birinci kuvvet olmuştur. Bizim büyük medyamız ahlaka, fazilete, hikmete (bilgeliğe) mi hizmet ediyor, yoksa ahlaksızlığa mı? Bazı gazete ve tv’lerin müstehcen yayınları bin türlü kötülüğün sebebidir.
***
Topluma, çocuklara, gençlere faziletli, bilge, yüksek ahlak ve karakter sahibi, vatansever kimselerin örnek ve model olarak gösterilmesi gerekir. Bizde öyle mi?
***
Birtakım faziletsiz, değersiz, kötü ahlaklı erkeklerin ve karıların örnek ve model olarak gösterildiği, idealize edildiği toplumlar içten çürümeye ve yıkılmaya mahkûmdur.
***
İslam toplumunda en üstteki en büyük örnek Peygamberdir. Kur’an onun hakkında “Peygamberde sizin için güzel bir örnek ve model vardır” buyurmaktadır.
***
Peygamberden sonra Ashab-i Güzin ve Ehl-i Beyt yer alır. Birinci kuşaktan sonra Tâbiîn, ondan sonra Tebe-i Tâbiîn gelir.
***
Her asırda örnek Müslüman büyükler, kahramanlar var olmuştur.
u u u
Râşid Halifelerin beşincisi olduğu iddia edilen Ömer b. Abdülaziz bunlardan biridir.
***
On dokuzuncu miladî asırda, yüz kat büyük ve güçlü Rus ordularına karşı şanla şerefle cihad fi sebilillah yapan Şeyh/İmam Şamil bizim için büyük bir örnektir. O hem icazetli bir Şeriat âlimi, hem Halid-i Bağdadî’den hilafet almış bir tarikat şeyhi, hem de Emîrülmü’minîn idi.
***
Çocuklarını, gençlerini, yeni nesillerini iyi ve vasıflı Müslüman iyi insan olarak yetiştirmeyen Müslüman bir toplum mânen intihar etmiş olur.
***
Çocuklarımız, gençlerimiz doktorluktan, mühendislikten, hukukçuluktan önce iyi vasıflı güçlü Müslüman olarak yetiştirilmelidir.
***
Çocuklarımıza ihlâs eğitimi vermeliyiz.
***
Mürüvvet ve fütüvvet eğitimi vermeliyiz. (Bunların manasını bilen kaç kişi çıkar?)
***
Peygamberimiz güçlü Müslüman zayıf Müslümandan hayırlı ve üstündür buyurmuştur. Güç nedir? İlimdir, irfandır, akl-ı selimdir (sağduyu), bilgeliktir, yüksek ahlaktır, istikamettir.
***
Müslüman halkı çekip çevirecek, eğitecek, iyiye doğruya güzele yönlendirecek, emr-i maruf ve nehy-i münker yapacak, irşad ve tenvir edecek; ihlâslı, fedakâr icazetli ulemaya ve fukahaya büyük ihtiyacımız vardır.
***
Tarikat-ı Muhammediye şeyhlerinin ve mürşidlerinin hizmetlerine zaruret derecesinde ihtiyaç vardır.
***
İslam medreseleri ve tasavvuf tarikatları kapalı ve yasak. Bu hizmetler nasıl yapılacak, kimler yapacak?
***
Biz bu Anadolu ve Trakya coğrafyasında bin küsur yıldan beri varız. İstanbulu feth edişimizden bu yana 600 yıl bile geçmedi. Biz bu vatanda Şeriat ve tarikat ile ayakta durduk. Bu ikisi elden giderse felaket önlenemez.
***
Dini ikinci plana atıp, cemaate tarikata hizbe fırkaya şubeye parçaya önem vermek yıkıma ve çöküşe sebep olur.
***
İcazetli hakikî ulema hizmet eder, kötü ulema-i rüsum hezimete sebep olur.
***
Hakikî icazetli şeyhler Ümmeti ayakta tutar, yükseltir, müteşeyyihler (Şeyh taslakları) yıkar batırır. (İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat, Ümmet hizmetleri yapan gerçek ulemaya ve şeyhlere hürmet eder, ellerinden öperim.)
***
Türkiyenin topyekûn bir islamî halk eğitimine ihtiyacı vardır. Kendi tv’si ve dergisi olan, muazzam bir teşkilatı bulunan, yüz binlerce personele ve büyük bir bütçeye sahip Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiyenin yeniden Müslümanlaştırılması konusunda büyük sorumluluğu ve vebali vardır. Mahkeme-i Kübrada, elde hürriyet imkân fırsat varken bu hizmetin niçin yapılmadığının ilgililerden sorulacağından korkmuyorlar mı?