Kimin kuluyuz?
Kesin birinin kuluyuz ama kimin? Vitrinde gördüğünüz, beğendiğiniz, herhangi bir şeyi almaya karar verirken markasına, kalitesine, Madein Turkey mi yoksa bir başka ülke mi olduğuna bakarsınız.
Yani, üreten kurumla ülkeyi de bilmek istersiniz.
Ama yaratılmışların en değerlisi olan insanın nerden gelip nereye gittiği okullarda hiçbir sayfa ve satırda sorulmamıştır.
Felsefe okullarında okutuluyor denebilir.
Felsefe okuyan öğrenci sayısı, milyonlarca ilk, orta, lise ve üniversite öğrenci sayısı yanında yok gibidir.
Ayrıca yüz yıldır bu ülkede felsefecilerin de inkârcıları meşhur edilmiş, öne çıkarılmıştır.
Kar yağdıktan sonra sosyal medyada bir karikatür gördüm. İki tane kardan adam karşı karşıya konuşurlarken biz nerden geldik diye soruyorlar ve “Tesadüfen oluştuk” anlamında cevap veriyorlardı.
Adını hatırlamadığım karikatürist de, kıs kıs gülerek çizmiştir karikatürünü. Tebrik ederim.
Bütün peygamberlerin ortak söyledikleri bir ayeti tekrarlar Kur’an-ı Kerim:
Bütün peygamberlerin ortak söylediği sözü haber verir Rabbimiz:
“Senden önce gönderdiğimiz her Peygambere: ‘Benden başka ilah yoktur, bana ibadet/kulluk edin’ diye vahyettik” (Enbiya süresi ayet 21/25).
Kabil, Ad, Semud, Firavun, Nemrud, Lat, Menat, Uzza gibi insanların kendi koydukları kurallarla insanları kendine kul köle yapmamaları için Rabbimiz, bütün peygamberleriyle insanları uyarıyor ve “Yaratanınızdan başkasına kulluk yapmayın” diyor.
Kur’an-ı Kerim’de bu konu üzerinde yüzlerce ayet vardır.
En fazla üzerinde durulan konu Allah’a kulluk yapıp kula kul olmama konusu olduğu halde, bizim eğitim sistemimizde tek kelimeyle bu konu dile getirilmediği gibi çağrıştıran kelime ve cümlelerden bile kaçınılmıştır.
Ülkemizin ve bütün Müslümanların çevresini sarıp, baskı, eziyet, ambargo, işkence, katliam, sürgün, terör gibi faaliyetleri işleyen, destekleyenlerin kurallarına bağlılık, kula kulluğun dik alasıdır.
Rabbimiz, bizi ve hepimizi niçin yarattığını açık bir dille haber verir:
“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet/kulluk etmeleri için yarattım” (Zariyat süresi ayet 51/56).
Yani, tenimizi, canımızı yaratan, yaşatan ve yöneten Rabbimizin koyduğu kuralları yerine getirmek kulluk etmek demektir.
Kimin kurallarına göre ömrünü geçirmişsen onun kulusun demektir ve ona göre ahirette muamele göreceğiz.
“Ben tesadüfen oluştum, kendimden başka kimseyi takmam” diyenler de kendilerinin kulu kölesi olduğunu haber verir Rabbimiz:
“Hevasını kendisine ilâh edineni, bir ilim üzerine Allah’ın şaşırttığı, kulağına ve kalbine mühür vurduğu ve gözü üzerine perde çektiği kişiyi gördün mü? Allah’tan sonra ona kim yol gösterecek? Hâlâ düşünmüyor musunuz?” (Casiye süresi ayet 45/23 ve Furkan süresi ayet 25/43).
Nabzının atışına, baş ağrısına, diş sızısına, gençliğinin akıp gitmesine sahip olamayan kişi ve kurumların kurallarına uyarak bu dünyada kölelik zilletini, ahirette cehennem azabını kendimize, çocuklarımıza ve tüm insanlığa tattırmamak için yaratanımıza kulluk yapalım.
Haydin bu günden itibaren Kur’an’ın emir ve yasaklarını Sevgili Peygamberimizi örnek alarak yaşamaya başlayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.