Nöbetçi camilerimiz olsun
Memur sayısı en az olan il müdürleri arasında meteoroloji müdürlükleri en etkili görevlerden birini yapıyorlar. Bu günlerde konferans için gideceğim ilin havasını, rüzgârını, karını, tipisini, boranını, kışını, soğukluk derecesini onların verdiği raporlardan öğreniyor ve ona göre giyiniyorum.
Uçaklar, gemiler, çiftçiler benden daha fazla dikkat ediyorlar.
Kambır Yunus rahmetliyi Karamanlılar iyi bilirler. Elmaların yeni çiçek açtığı bir günde ziyaret ettiğimde gece yatmadığını, meteorolojinin raporuna göre hareket ettiğini, gözünün hep evdeki termometrede olduğunu ve ona göre elma çiçeklerini dondurmamak için alınabilecek tedbirlerin hazır olduğunu ve hemen faaliyete geçeceğini anlatmıştı.
O gün ben de kendime göre ondan ders almıştım. Konferanslar için gittiğim illerde imam, vaiz ve müftü arkadaşlara meteoroloji memurlarını örnek verdikten sonra bu şehirde inkâr fırtınasının hangi yönden estirildiğini, kimlerin estirdiğini, gücünün şiddetini, ne tarafa doğru estiğini, kimlere zarar verdiğini, korunmak ve şehir halkını korumak için yine meteoroloji memurları gibi 24 saat nöbette olmamız gerektiğini anlatıyorum.
Çünkü inkâr fırtınasının zararı, elma çiçeklerine donun verdiği zarar gibi değildir.
Çiçek gibi çocuklarımızı, cehennemde yakma fırtınasıdır, inkâr fırtınası. Bir nesli, inkârcı gâvurlara kul yapma hareketidir.
Yaratılmışların en değerlisi insanı bu dünyada alçaltma, ahirette cehenneme atma fırtınasıdır.
24.06.2013 tarihinde, bu sütunlarda “NÖBETÇİ CAMİ” başlığı altında şöyle yazmıştım:
“Şehrin eski komünistlerinden biri, (yıl 1983) yanlışından dönmüş, doğru şeyler yapmak istiyor. İslami birikimi olmadığından ne yapacağını bilmiyor.
Şehrin vaizi olarak ben ona, ‘Benim vaazları teybe alacaksın, çözümünü yapacaksın ve eskiden makale yayınladığın o solcu gazetenin aynı köşesinden yayınlayacaksın’ dedim ve yapmaya başladı. Böylece o, hem iki defa dinleyerek, hem yazarak öğrenirken öğretmiş oluyor.
Bir gün bana, ‘Hocam, bizi komünist yapan Ege Üniversitesi’nin hocaları değil, şu terzidir’ dedi.
Derken terzi de ilk defa Cuma namazına beraber gitmemizle namaza başlayıverdi.
O terziyi, Tanıdığım Ünsüzler kitabımda tanıtmıştım.
Vaazlarımı yayınlayan arkadaş, bir yaz günü, ‘Hocam, Ankara’da yapılan bir toplantıda 150 kişiydik. Liderimiz bize, il ve ilçelerdeki camilerde verilen yaz eğitim programlarını engelleyiniz. Kur’an kursuna veya imam-hatibe gidenler bize gelmiyor. Bizim kaynağımız liseler ama her çocuk cami kursundan geçerse kaynağımız kurur. Onun için vali ve kaymakamlarla temasa geçin ve engelleyin’ dedi. Valilerimiz, kaymakamlarımız, müftülerimiz, vaizlerimiz, imamlarımız ve müezzinlerimiz, bu yaz mevsiminde sabah namazından yatsı namazına kadar aralıksız, derse devam ediniz ve kendi şartlarınıza göre değil, ders almak isteyenlerin şartlarına göre hareket ediniz.
Hatta gece ders almak isteyenlere de ‘nöbetçi cami’lerde ders vermeye çalışınız.
Dünyamızda bizim âlemimizin dışında bir âlem var. Bizler, sabah namazında kalkar, yatsı namazından sonra yatarız.
Bazı insanlarımız vardır ki güneşin nereden doğduğunu bilmez.
Şafak atarken yatarlar, güneş batarken uyanırlar.
Bunlara yönelik eğitim için her il ve ilçemizde ‘nöbetçi cami’lerimiz olsa ve orada bir görevlimiz isteyenlere hizmet verse. Gecenin saat üçünde, içinde nedamet hissi uyanan, pişmanlık duygusuyla dolan bir insanımız, bilgisayarından veya cep telefonundan bakarak ‘nöbetçi cami’yi bulsa ve görevlimiz hiçbir şey yapamasa bile onun başını bağrına yaslasa ve derdini dinleyip içini boşaltsa. Bir başka zaman da içini dolduruverse.
Otele gidecek parası veya zamanı olmadığı için ‘sabahçı kahvesi’nde vakit kurşunlayanların sığınağı olsa, dileyen dilediği kadar namaz kılsa, tespih çekse ve nöbetçi hocamız onlara hem ikramlarda bulunsa hem dertlerine İslami çözümler gösterse. Camilerimiz, dünyanın en rahat girilebilen en değerli yerleridir.
En yakınınızın evine günde beş defa gidemezsiniz ama camiye gidebilirsiniz.
Her cami her gün 24x365 saat açık olmalıdır. ‘Nöbetçi cami’lerde ise 24x365 görevli bulunmalıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.