Nasihat TV
Peygamberimize sormuşlar: Din nedir? Nasihattir (öğüttür) buyurmuş. Tekrar sormuşlar yine o tek kelimeyi söylemiş. Üçüncüsünde de...
Nasıl nasihat? Kur’anın, Sünnetin, hikmetin, ilmin, irfanın ışığında nasihat.
Medreseler, tekkeler kapatıldıktan sonra Müslüman halkımız nasihatsiz kaldı.
Nasihat edilse çocuklar, gençler, halk tutar mı? Yüzde yüzü tutmasa, yüzde yirmisi tutsa bile büyük hayır, büyük salah (iyileşme) olur.
Bütün Müslüman sivil toplum kuruluşları, tarikatlar cemaatler bir araya gelip bir NASİHAT merkezi kurmalıdır.
Büyük bir nasihat tv’si kurulmalıdır.
Diyanet de bu işi yapmalıdır.
Din kültürü ve genel kültürü yetersiz, pedagoji ve psikoloji uzmanlığı olmayan kişiler bunu yapamaz.
Öyle ahlak programları yapılacak ki, milyonlarca vatandaş meraklı dizilerin yerine bunları seyr edecek.
Ekrana büyük mühtediler çıkartılacak.
Bir gece, eskiden azılı İslam düşmanı iken Müslüman olan Van Doorn ve babasından sonra ihtida eden oğlu çıkartılacak. Harika bir program...
Başka bir gün, İslamı seçen İngiliz bölge hakimi hanımefendi ile sohbet edilecek.
Ateist iken İslamı seçen Amerikalı matematik profesörü.
Müslüman olan papaz.
Müslüman olan İrlandalı hanım sanatkar.
Müslüman olduktan sonra tesettüre giren, namaza başlayan Avrupalı ve Amerikalı artistler, ihtida eden namaza başlayan sporcular...
Mühtedilerin halleri büyük bir ibret ve nasihat değil midir?
Diyanet’in tv’si varmış, niçin böyle programlar yapmıyor?
Kur’an insanlığa nasihattir... Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) insanlığın baş nâsihidir (öğütçüsüdür)...
Biyoloji ilmi, bitmez tükenmez nasihatle doludur.
Dünya, insanlık alemi nasihatler meşheridir.
Hayır, kuru nazarî (teorik) laflar değil, somut örnekler verilerek nasihat edilmelidir.
NASİHAT tv’sinde bir gece, milyonlarca Türkiyeliye, Japon okullarında temizlikçi olmadığı, okulları WC’lerine kadar öğretmenlerin ve öğrencilerin pırıl pırıl temizledikleri gösterilmeli, anlatılmalıdır.
Elbette ibret alan çıkacaktır.
Geçen kurban bayramında yeni açılan Moskova camiindeki cemaat başlı başına bir derstir, öğüttür.
Dünyada İslamın hakkıyla uygulandığı (yüzde 95 uygulanıyor) EndonezyanınAceh özerk bölgesi anlatılsa, gösterilse ne azim bir öğüt olur.
Müslüman olmayan Japonyada, Norveçte, Yeni Zelandada, Müslüman ülkelerdekinden daha fazla İslam ahlakı olduğunu anlatmak...
Hollanda tarımını anlatmak...
Singapur’u anlatmak...
Başı örtülü Müslüman hanım ve kızlara Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslam ahlakına uygun tesettürü anlatmak.
Halka faydalı kitaplar okumayı öğretmek.
Herkesin doğru İslam bilgilerini öğrenmesini, ilmihal kültürüne sahip olmasını sağlamak için nasihat etmek.
Gençliğe eski İstanbul İslam Osmanlı terbiyesini, görgüsünü, ahlakını, kültürünü, nezaketini, kibarlığını anlatmak.
Mürüvvet dersleri vermek.
Fütüvvet dersleri vermek.
Osmanlı İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata sarılarak nasıl bir cihan devleti oldu?
Müslüman nasıl yemeli, nasıl giyinmeli?
İslamî hayat tarzı nedir?
Müslümanın evi nasıl olmalı?.. Japon evlerini göstererek anlatmak...
Evlerimiz, salonlarımız nasıl olmalı?
Ümmet birliği... İttihad-ı İslam... İmam-ı Kebire biat ve itaat... Bu biat olmadan ölenlerin sanki cahiliyet ölümü ile ölecekleri... (Tirmizî’de yazılıdır.)
Örnek insanların, faziletli ziyalıların hayatlarından menkabeler.
Muallim Mahir İz beyefendinin, tek geçimi olan öğretmenlik maaşını alır almaz, kimseye göstermeden kırkta birini hemen tasadduk etmesi.
İlim, irfan, ahlak, faziletin heykel-i mücessemesi Baban zade Ahmet Naim beyin, öğle namazının secdesinde iken teslim-i ruh etmesi.
Şeyh Şamilin menkabeleri.
Ömer Seyfeddin’in Pembe İncili Kaftan hikayesi çok başarılı bir film yapılacak ve milyonlarca Türkiyeliye seyrettirilecek. Ne büyük nasihat olur.
Osmanlının yüz binlerce kişilik ordularının, üç yüz top, onları çeken öküz ve mandalar, on binlerce atla Viyanaya kadar bir tek ekili tarlayı, bağı, bostanı, bahçeyi çiğnemeden binlerce kilometre yol alması.
Denizler Sultanı Barbaros Hayreddin Paşanın menkabeleri. (Veli idi...)
Şehid-i muhterem Erbilli Esad efendi hazretlerinin Ateş redifli gazeli yeniden bestelenip okunacak.
Abdülhak Hamid’in Allahü Ekber neşidesi koroyla okunacak.
Şaire Nigar hanımın Heyhat ki gazeli okunacak.
Hindistanda Müslüman olan büyük müzisyen Abdurrahmanın zikir filmi.
Sadece Mevlanada bitmez tükenmez öğütler, ibretler, dersler var.
Nasihat konuları bitmez tükenmez...
NASİHAT tv’nin fütuhatını düşünüyorum, aklım duruyor.
Beyler, bu dediklerim yapılabilir şeylerdir. Mümteni ve muhal değildir, mümkün şeylerdir.
Lakin bazı şartlar var: Ehliyet, liyakat gerekir.
Aşk ve şevk ister... İrfan ister...
Kışırda (yüzeyde) kalmış kişilerin işleri değildir bunlar.
Hem yüksek irfan olacak, hem gözyaşı...
Ehliyetsizler, liyakatsizler, şişiriciler, nalıncı keserleri böyle hizmetler edemez.
Bulun böyle adamları, verin onlara bu işleri, bakın ne hizmetler, ne fütuhat olacaktır.
Yelkenler rüzgâr bekliyor.
Nesim-i subh “Her ne var alemde aşk imiş” diyor.
Peygamber bağlıları zuhur edin...
(Vird-i zebanları çil ü pencah olanlar bu hizmetleri yapamaz.)