Asrın büyük insanı Üstad Bediüzzaman şöyle buyuruyor; “Bana, ‘Sen şuna, buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müdhiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var? O müdhiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler! Dar görüşler!”
Bunu neden ifade ettim?
Her karış toprağında şehit kanı bulunan, halkın tamamının müslüman olduğu güzelim ülkemizde şehitlerin ruhlarını inciten, müslümanlara zenci muamelesi yapan öyle bir zihniyet var ki, ortalığı velveleye vermiş...
Daha önceleri Vakit’te yazan bir kişinin yaptığı söylenilen davranışlarından yola çıkılarak Vakit’e ve oradan da gerçek hedefleri olan müteddeyin insanlara saldırmak için malzeme bulduğunu sanan eşkiyalar güruhu saldırıya başlamış...
Tek hedefleri var;
Müslümanlara dünyayı dar etmek...
Bir kap yemekten men etmek, bir bardak su içmelerine engel olmak...
Ve mümkünse başka bir gezegene yollamak...
Bunun için Müslümanlık adına yola çıkmış kim varsa hepsi birer potansiyel düşmandır...
Hepsi birer tehlikedir...
Hepsi birer öcüdür...
Öyleyse başları ezilmeli ve susturulmalıdırlar...
İşte Vakit gazetesi kurulduğu andan itibaren inançlı insanların gören gözü, işiten kulağı ve konuşan dili olmuştur.
Sadece ve sadece mazlumların haklarını aramak için yola koyulmuş ve Müslümanların imanının kurtuluşu için ilkeli, doğru, objektif bir yayın anlayışı ortaya koyarak örnek bir mücadele tarzı ortaya koymuştur...
Sadece gücünü halktan ve Hakk’tan aldığı için de karanlık güçlerin, şer odaklarının, zina gruplarının, haramzade sofralarının korkulu rüyası olmuştur...
Halk için Hakk adına ortaya konan bu mücadele, bazı güruhların;
Oyunlarını deşifre etmiş...
Maskelerini düşürmüş...
Tekerlerine çomak sokmuştur...
İşte bu durum onları rahatsız etmiştir...
Bu yüzdendir ki Hüseyin Üzmez’i kullanarak akıllarınca Müslümanları kötülemeye ve aşağılamaya çalışmaktadırlar...
Kendi ahlaksız ilişkilerine, porno kasetlerine ses çıkarmayan bu güruh, daha mahkemesi dahi bitmemiş bir insan üzerinden müteddeyyin insanlara ve onların savunucularına çamur ve iftira atmak için topyekün işbirliği yapmaktan bir sakınca görmemişlerdir...
Ama inanıyorum ki onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır...
Bu çamur ve iftira bombası ellerinde patlayacaktır...
Onlar rezil ve rüsva olacaklardır...
Ama her zaman olduğu gibi yüzlerine tükürülen bu insanlar yine “Ya Rabbi çok şükür” diyeceklerdir...
Yani onların cephesinde değişen hiçbir şey olmayacaktır...
Ve biz yine oturup onlar için dua edeceğiz;
“Ya Rabbi hidayet et!”
“Hidayet etmezsen kahret!” bile demeyeceğiz...
GÜNÜN SÖZÜ
Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter.
MEHMET AKİF ERSOY