Kur’an üzerine tabancalı yemin
SORU: Bir Müslümanın en büyük fazileti nedir?
CEVAP: Müslüman olmasıdır, Müslümanlığıdır.
Sultan, Halife, Padişah, Gavs, kutub, veli, Cumhurbaşkanı olsa da böyle midir?
Evet, Müslümanlık her şeyin üstündedir.
Mü’min olmayan Müslüman mıdır?
İmanı olmayan, dıştan Müslüman görünse de gerçek Müslüman değildir.
İslam dinini, Hz. Muhammed’in Resulullah olduğunu, Allahın insanlara onun vasıtasıyla Kitab Din ve Şeriat gönderdiğini bilen bir kimse, iman etmemekte inat ederse ne olur?
Ebedî Saadetini yitirir, Cehennemlik olur.
Müslüman âlimlerin, elitlerin, ziyalıların, şeyhlerin insanlara İslamı davet etmeleri, en uygun şekilde onları (akıllarına, anlayışlarına ve kültürlerine göre) İslama ve İmana çağırmaları gerekli midir?
Gereklidir, büyük vazife ve hizmettir. Ellerinde bunu yapacak hürriyet, imkân, fırsat olduğu halde yapmazlarsa günahkâr ve hain olurlar.
Bugün bu yapılıyor mu?
Maalesef yapılmıyor.
Yapılabilecek olanın yüzde biri de mi yapılmıyor?
Yapılmıyor, belki ancak yüzde 0,1’i yapılıyor.
Müslümanım diyen avam (halk) tabakası İslam’ı biliyor mu?
Maalesef bilmiyor. Osmanlı devletinin ilkokullarda ve camilerde okuttuğu ve öğrettiği ilmihal bilgilerini doğru dürüst bilen binde bir bile değildir.
Bu cahilliğin sebebi nedir?
Kâfirler, münafıklar, facirler ve fasıklar, din sömürücüleri halk ve gençlik dinini bilmesin cahil kalsın istiyor.
Peki vazifeli, bilen Müslümanlar ne yapıyor?
Nadir istisnalar dışında yan gelip yatıyor.
Halka ve gençliğe İslamı öğretmek için ne yapılmalıdır.
Bütün cemaatler, tarikatlar, İslami sivil toplum kuruluşları birleşmeli ve ORTAK bir İLMİHAL İSLAM TALİMATNAMESİ hazırlatıp yayınlamalıdır. Bu maksatla ORTAK bir tv kanalı kurulmalı ve milyonların dinleyeceği cazip, çekici yayınlarla halka ders verilmelidir.
Bunlar nasıl cazip ve çekici olacak?
Dünya kültür seviyesinin üzerindeki hocalar, âlimler, şeyhler, psikologlar, ziyalılar bu işi yapabilir. Yetersizlerle, yarı âlimle, yarı cahillerle, yarı mühtedilerle, İslamcılarla, reformcularla, dini imanı para ve menfaat olanlarla kesinlikle yapılamaz.
Türkiyede böyle vasıflı, üstün, güçlü elemanlar var mıdır?
Aramak, bulmak, yetiştirmek gerekir. Katarlılar nasıl Al-Jazeera’yi kurdular ve başarılı oldularsa biz de teşebbüs edip başarmalıyız.
Bizim Sarı Hafız çok güzel ve yanık Kur’an okuyor...
Anlattığım iş Sarı Hafızların işi değildir.
Bu işleri yapacaklara ücret maaş ödenecek midir?
Ehliyetli ve liyakatli olmaları şartıyla elbette makul ücretler ve maaşlar ödenecektir. Ehliyet ve liyakatleri yoksa onları istihdam etmek, vazifelendirmek haram olur.
Bu projeyi üreten sensin, sana vazife verilse para ve maaş alır mısın?
Kendim için konuşuyorum, kesinlikle almam. Bir sekreter isterim, yol parası, yemek vs masraflar, başka bir şey istemem.
S: Böyle bir müessese kurulsa ve ehliyetsiz liyakatsiz insanlar alınsa ne olur?
Müessese kurulmadan yıkılır.
İlmihal İslam Talimatnamesi, irşad, tebliğ, davet, ıslah televizyonunun başına geçen kimseden ne alınmalıdır?
Günde en az bir milyon vatandaşın takip edeceğine dair Kur’an üzerine el basarak yeminli ve tabancalı taahhütname alınmalıdır. Kendini güvenmiyorsa işi üzerine almasın.
Yemini anladık da tabanca ne oluyor?
Bu sorunuza cevap veremem.
İrşad, tebliğ, davet, ıslah faaliyetleri nasıl yapılacaktır?
Planlı ve programlı olarak yapılacaktır.
Bu yazın ilgi görecek midir?
Sanmıyorum. İlgililerden ve sorumlulardan ne bir telefon gelecektir, ne bir mail, ne de bir posta mektubu...
Öyleyse niçin yazıyorsun?
Yazmam, hatırlatmam, uyarmam vazifemdir de onun için yazıyorum.
Bu işin faydası, sevabı, hayrı çok mudur?
Tahmin ve tahayyülün üzerinde çoktur.
Sen kim oluyorsun, bunlar sana mı kaldı?
Bendeniz hiç olmak isteyen, onu da olamayan aciz, naçiz bir Müslümanım, hiçbir iddiam yoktur. Başkaları bunları yazmış olsalardı, benim yazmama lüzum ve gerek kalmazdı.
Haddimi aşmışsam, sürç-i lisan etmişsem sorumlu cenablardan affedilmemi ister, selam ve hürmetlerimi sunarım.
***
Suriye meselesi bir kördüğüm haline gelmiştir. Görüşme ile müzakere ile çözümü kaldı mı bilmiyorum. Cenab-ı Hak dünyayı ve insanlığı muhafaza buyursun, üçüncü dünya savaşına sebep olmaz inşallah. Türkiye bu konuda çok dertli, çok sıkıntılı. Çözümü çok kolay olabilecek bu işi çıkmaza sokan medeniyet iyi bir medeniyet değildir.
***
ABD, İran’ın nükleer silah yapmasını istemiyor, bu konuda çok tedirgin. İsrail’in elinde dünyayı tahrip edebilecek nükleer silahlar var, onlardan niçin tedirgin olmuyor?
***
Çocuklarını öldüren ana babalar, babalarını öldüren çocuklar... Bunlar çok korkunç haberler. Bu haberleri duyanlar çok üzülmeli, çok kahrolmalı, çok dehşete düşmelidir. Bunlar çay kahve içerek sakin sakin okunacak veya tv’den seyredilecek sıradan haberler değildir. Danimarka krallığında kötü şeyler oluyor.
***
Aydında bir hırsız çetesi yakalanmış, dört hırsızın üçü lise talebesiymiş. Ah Aydın, vah Aydın... Ey aydınlar, avaz avaz feryat edin, ağlayın, saçınızı başınızı yolun!
***
Tanzim satışlarından ucuz domates, biber alınabiliyormuş. Bendeniz alamam, kuyruk varmış, kuyruğa giremem. Asıl ucuzluk marketlerde, manavlarda olmalı. Tanzim satışları hiç yoktan iyi ama bence taşıma suyla değirmen döndürmeye benziyor.
***
Türkiye tarımı Hollanda modeli ile kurtarılabilir. Konya vilayetimiz kadar ülke, tarımda dünya birincisi. Tarım konusunda Hollanda ile işbirliği yapılırsa, sadece Trakya topraklarımızda tarımsal harikalar meydana getirebiliriz.
***
Bendeniz tarihî Suriçi İstanbulunda yaşıyorum. Betonlaşmadan, taşlaşmadan, bina çokluğundan nefret ediyorum. Medenî Avrupa şehirlerinde olduğu gibi bol yeşillik, ağaç, çiçek, park, bahçe, tırmanan bitkiler, mor balkımlar, yaseminler istiyorum. Bir parkta, Japonyanın Nara şehrinde olduğu gibi geyikler ceylanlar serbestçe dolaşsınlar istiyorum. Zaman zaman oraya gidip, o sevimli hayvanlara elimle yiyecek vermek istiyorum. O hayvanların güvende olmasını istiyorum. Parkın tesisinde çok güzel çaylar, kahveler, limonatalar içmek, çok lezzetli börekler çörekler yemek istiyorum. Bir İstanbullu olarak bu küçük mutluluklar bu fakirden niçin esirgeniyor?
***
İslam selamet dinidir ama bayrağında Kelime-i Şehadet yazan bir devlet, gazeteci Cemal Kaşıkçıyı, sorgusuz sualsiz muhakemesiz yedi dakikada parçaladı, cesedini asit kazanına mı attı, tandırda mı yaktı, o husus kesin bilinmiyor, yok etti. Allah Kaşıkçıya rahmet eylesin, çok feci, çok gaddar şekilde katl edildi.
***
Birmanya ordusu, Arakanlı çocukları ateşe atarak öldürmüş. Dünyanın pek sesi çıkmıyor. Bir tek Yahudi çocuğu böyle öldürülmüş olsaydı dünyayı ayağa kaldırırlardı. Eşitlik yok, Yahudiler seçilmiş millet.
***
Birilerine: Ben size çalışmayın, para kazanmayın, yemeyin içmeyin, eğlenmeyin demiyorum. Şunu söylüyorum: Müslümanların, insanlığın, dünyanın haline üzülün, öfkelenin, iyilikleri isteyin, kötülüklere karşı olun, arada bir, birkaç damla gözyaşı dökün diyorum.
***
O gururlu, kibirli, kendilerini beğenmiş, küçük dağları ben yarattım havasında, gel keyfim gel, oh kekâh, bir eli yağda bir eli balda, vicdansız, gözleri yaşsız, lükse, aşırı konfora batmış, gafil, cahil, Brezilya veya Kongo granitli, fil veya deve gibi yiyen, kahkahalı, pahalı telefonlu kimseleri sevmiyorum. Bunda haklı değil miyim?
***
Azgınlar yeryüzünde yerleri titretircesine rap rap dolaşıp duruyorlar ama tevbesiz ölürlerse gelecekleri çok karanlıktır. Yolları Cehennem yoludur.