Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere tüm AKP’liler çirkin bir iftiraya maruz kaldıklarını söylüyor ve isyanları oynuyorlar.

Böylesine isyanları oynamakta yerden göğe haklılar.

Çünkü muhaliflerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı söylemediği bir sözü söyledi diyerek köşeye sıkıştırmaya çalıştığını iddia ediyorlar.

Bu iddiada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı vatandaşları terörist ilan ettiği ileri sürülüyormuş.

Kuşkusuz insan söylemediği bir sözü söylediği ileri sürülerek suçlanırsa ya da yapmadığı bir işi yaptığı iddia edilerek karalanmaya çalışılırsa elbette bu haksızlığa isyan eder.

Ve yapılan işin ahlaki temelleri olmadığını ilan eder.

AKP’liler bu tepkiyi göstermekte haklılar. İftira edildiyse bu iftiranın bedeli ödenmelidir.

AKP’li dostlarımıza gösterdikleri bu tepkiden dolayı hak verirken onlara ufak bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz. Kendinize yapılmasını istemediğiniz davranışları sizler de başkalarına yapmayın!

Yani sizinle aynı görüşleri paylaşmayan, yaptığınız yanlışları yüzünüze karşı söyleyen eski arkadaşlarınızı yapmadıkları şeyleri yapmış gibi söylemedikleri sözleri de söylemiş gibi göstermekten özen ve itina ile kaçının. Saadet Partisi AKP’li dostlarımız tarafından dümen sularından gitmiyor diye olmadık suçlamaların muhatabı haline getirildi.

Dost düşman yani cümle âlem biliyor ki bu seçimlere tüm seçim bölgelerinde tek başına giren tek parti Saadet Partisi!

Bu gerçek biliniyor ama AKP sözcüleri her fırsatta Saadet Partisi’ni kendilerine karşı oluşturulan ittifakın içinde göstermekten geri durmuyor.

Yani kendi dümen sularından gitmiyor ve kendi başına bir yol izliyor diye Saadet Partisi’ne akıl almaz suçlamalar yöneltiliyor.

Nerede kendilerine karşı bir hareket görseler, hareketin içinde üç beş başörtülü hanım varsa hemen Saadet Partisi tarafından düzenlenen bir organizasyon olarak takdim ediyorlar.

Yani Saadet Partisi yapmadığı şeyler yapmış, söylemediği şeyleri söylemiş gibi takdim ediliyor. Bu haksızlığın, bu iftiranın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapıldığı söylenen haksızlıktan ne farkı var? Her iki olayda da insanlar yapmadıkları ya da söylemedikleri şeyler ile suçlanıyorlar. Nasıl Cumhurbaşkanı’na yönelik iftiralar ahlaki temelden ne kadar yoksunsa Saadet Partisi’ne yönelik suçlamalar da ahlaki temellerden o kadar uzaktır.

Demek isteriz ki AKP’liler çuvaldızı başkalarına batırmadan önce iğneyi kendilerine batırmalılar.