Azılı İslam Düşmanlarını Övmek Küfre Köprüdür
İmana, İslam’a, Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, mukaddesat-ı İslamiye’ye düşmanlık etmiş kimseleri övmek küfre yol açar. Mesela, Stalin’e… Benzerlerine…
***
Seçim kampanyasından memnun musunuz? Bendeniz memnun değilim. Konuşulanları ve yazılanları (nadir istisnalar dışında) kaliteli ve seviyeli bulmuyorum.
***
Şunu aklımıza iyice koyalım: Başına bir örtü örtmekle Müslüman bir hanım tesettüre girmiş olmaz. Zamanımızda iki tesettür var. Biri Rahmânî gerçek tesettür, ötekisi şeytânî sahte tesettür. Gerçek tesettüre bürünmüş hanımlar kendilerini teşhir etmezler. Gerçek tesettür tek renklidir. Sahte tesettür gökkuşağı gibidir. Yabancı erkeklerin dikkat bakışlarını, açık kadınlardan daha fazla çeken cırtlak tesettür sağduyulu İslam kadınına yakışmaz.
***
İnsanı insan yapan akıldır. Aklı donan yahut selîm olmayan kimseler insanlıktan çıkar. Müslüman olmak için âqil olmak gerekir. Buradaki akıl, akl-ı selîmdir. Çocuklarımıza gençlerimize yeni nesillere selîm akıl kazandırmalıyız. Bunu yapamazsak Türkiye’nin geleceği parlak olmaz.
***
Çok büyük bir cami yapmışlar, kubbesi altınla kaplı, altı minaresinde, üçerden on sekiz şerefesi var. İçi çiniyle kaplı, işlemeli mermerler, harikulâde halılar, kubbeden sarkan eşi menendi görülmemiş şahane bir avize… Bu camiin vasıflı imamları, hatipleri, vaizleri yoksa… Yeterli cemaati yoksa… O nasıl bir camidir? Harap bir camidir.
***
Âhir zamanda İsa aleyhisselam’ın nüzul edeceği, yüzden fazla sahih hadisle bildirilmiştir. Bu konuda tevâtür ve manevi tevâtür vardır. Ulema ve din büyükleri bu konuda icmâ etmişlerdir. Böyle bir icmaa karşı gelmek, red tekzib ve inkâr etmek küfre götürür. Hazret-i Adem’i annesiz babasız, Hazret-i İsa’yı babasız yaratmaya kudreti olan Hak teâla hazretleri Hazret-i İsa’yı da gökten indirebilir. Nüzûl-i İsa aleyhisselamı inkar eden reformcularda akıl ve iz’an yok mu?
***
İstanbul’un trafiğini düzelteceklermiş… Güldüm… İstanbul’un trafiği düzelmez ki…
***
Laik Fransa’da bir Katolik lisesinin bütün mezunları bakalorya imtihanlarında başarılı olmuşlar… Yüzde yüz bir başarı… Fransa laik bir rejime sahip ama orada devletin yardım ettiği çok başarılı Katolik liseleri var.
Bizde de sözde laiklik var ama İslam mektepleri yok.
***
Biraz önce cumadan döndüm. Bu hafta da Küçük Mecidiye Camii’nde kıldım. Namazdan sonra iki üniversiteli gençle bahçede sohbet ettik. İkisi de beş vakit namaz kılan dindar gençler. Sayıları artıyor, vasıflı olmaları için de sorumlu Müslümanların hizmet vermesi gerekiyor. Gençlerden biri bilgisayar mühendisliği tahsil ediyormuş. Onu bir gün fakirhaneye çağırıp bazı fotoşop işleri yaptıracağım.
***
İlaç zehirlenmesine maruz kalan bir genci Doktor Ali Akben’e göndermiştim. Tedavisi ve tavsiyeleriyle hayli düzeldi. Çalıştığı daire arkadaşlarına, “düzelirsem size tatlı ikram edeceğim” demiş. Birazdan vaad ettiği tatlıyla birlikte gelecek. Cemile hanımın demlediği çayla yiyeceğiz.
***
Çok ciddiyim, bana kulak verin… Yürüyerek gidip sedyelik olmayın.
***
Üç bin liralık cep telefonuna sahip muhterem kardeşimize:
Zat-ı âlinizde yeterli akıl olsaydı üç bin beş yüz liralık bir dolmakalem alırdınız… Kalem için o parayı nereden nasıl bulacağım? Cevap: Telefona nasıl bulduysan öyle…
***
Cami hizmetlilerine eskiden hademe-i hayrat deniyordu, şimdi din görevlileri… Nerede hademe-i hayrat nerede din görevlileri…
***
Allahüteâladan yardım isteyen kendine yardım etsin… Mesela sabrederek, vakit namazlarını kılarak, sadaka vererek, ihlâslı olarak, Allah’tan korkarak, Allah’ın sevdiklerini severek, buğz ettiklerine buğz ederek, günahlarına tevbe ederek, komşularına iyilik ederek, hayvanlara iyilik ederek, mütevazı olarak… Bunlar Allah’ın yardımını elde etmeye vesiledir.
***
SORU: Bugün hangi faydalı kitaplardan sayfalar okudun?
İKİNCİ SORU: Öğrendiğin faydalı bilgileri hayata uyguladın mı?
***
Parkta oturuyorsun birkaç metre yakınına serçeler geldi. Hemen, elindeki simitten veya kurabiyeden ufalayıp onlara ver. Senin görmediğin bir varlık ne yapacağına bakmaktadır. Kuşlara ettiğin iyiliği görünmeyen bir deftere yazar, onların Sahibi seni kat kat ödüllendirir.
***
Bendeniz çok akıllı, çok firâsetli, keskin zekâlı bir kimse değilim. Değilim ama dedikodu ve polemik yapacak kadar da aptal ve salak değilim.
***
Sultan Bayezid Camii eski imamlarından şeyhülkurra Hendekli Abdurrahman Gürses hocaefendi zülcenâheyndi. Gerçekten cami imamıydı. Mihrabı doldururdu. Onunla ilgili şöyle bir hatıram var: Bir hac mevsiminde Medine’deydim. Suudi hükumeti bendenizi misafir etmiş, emrime şoför ve otomobil vermişti. Bir gece Abdurrahman hocaefendiyi almış şehrin dışında bir yol kenarındaki barakamsı salaş bir kır kahvesine götürmüştüm. Çay içerek ne güzel sohbet etmiştik. Hava çok berraktı, yıldızlar elle tutulacak kadar yakındı. O, hoş bir seda bırakarak dünyayı terk etti. Çok güzel tilavet ettiği Mushaf, ona şefaatçi olsun.
***
Şöyle hutbeler dinlemek istiyorum: Camide çıt çıkmıyor, ilim irfan ve hikmet sahibi hatip, yüreklere tesir eden, ruhları ihtizâza getiren bir konuşma yapıyor; cemaat içinde ağlayanlar çok, bir kişi bayılıyor, başka biri feryad kopartarak gömleğini yırtıyor… Camide öyle bir cûş u hurûş var ki lisanla tarifi imkânsız.
**
Camide önümdeki, öğrenci olduğunu tahmin ettiğim sakallı genç hutbe okunurken cep telefonuna bakıp durdu. Çok rahatsız ve tedirgin oldum. Onlara cami adabını kim öğretecek? Diyanet İşleri Başkanlığı mı?