İstanbul denilince akıllarına hep “çılgın projeler” gelenlerin izledikleri yanlış politikalar sonucu İstanbul göç alan bir il olmaktan çıkıp göç veren bir il haline gelmiş bulunuyor.

İnsanlar bulundukları yerlerden başka yerlere niye göçerler?

Elbette bulundukları yerlerde hayat şartları zorlaştığı için göçerler.

Yani bulundukları yerler yaşanmaz hale geldiği için göçerler.

Ve sonunda İstanbul yaşanmaz hale gelmiş bulunuyor.

Ne diyelim? Biz bir şey demeyelim ama sebep olanlar da “neden böyle oldu” diye biraz kafa yorsunlar!

İstanbul’un bu hale geleceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllar önce “İstanbul’a ihanet ettik, hâlâ ihanet ediyoruz, bundan ben de sorumluyum” demek suretiyle haber vermişti!

Evet, İstanbul ihanete uğradı!

Üç beş kuruşluk rant için gökdelenler ormanı haline getirildi.

Bu yetmiyormuş gibi bir çılgın projeler ile İstanbul daha da yaşanması zor bir yer haline getirilmeye çalışılıyor. İstanbul geçen yıl 385 bin göç alırken 595 bin göç vermiş.

Yani yarım milyon insan İstanbul’u terk etmiş.

Yeni gelenler bu açığı nasıl olsa kapatır diye düşünen yanılır çünkü bir süre sonra İstanbul’a “bin bir türlü hayal” ile göçenler de bu şehirde yaşamanın imkânsızlığını görecekler ve başlarının çaresine bakmak için arayış içine gireceklerdir.

Peki, İstanbul bu hale hangi iktidar döneminde geldi?

Hiç kuşkusuz AKP iktidarları döneminde geldi!

AKP’li yönetimler İstanbul’u çöpten kurtardık, susuzluk sorununa son verdik diye yüksek perdeden konuşup gezerlerken bir de baktılar ki şehir içinde yaşanmaz hale gelmiş.

Onlar hâlâ bunun farkında bile değiller. Hâlâ İstanbul’un yönetimine talipler. Boğaz köprüleri, tüp geçitler belki hayatı biraz kolaylaştırdı ama şehri yaşanmaz olmaktan kurtaramadı.

İstanbul artık terk edilen şehir haline gelmiş bulunuyor.

Bu noktada diyoruz ki bugün vatandaşın yaşanmaz bir şehir olarak görüp terk ettiği İstanbul’a yapılacak en büyük iyilik bu “göç vermeyi” planlı programlı hale dönüştürmektir.

Yani vatandaşın İstanbul’u terk etmesinden ilham alınarak yeni projeler geliştirilmeli ve İstanbul nüfusu makul ve mantıklı bir seviyeye çekilmelidir. Asıl çılgın proje bu olmalıdır.

İstanbul’un nüfus artışına yardımcı olacak projeler çılgın projeler olamaz. Ancak İstanbul’a ihanet ettiklerini söyleyenlerin yeni bir yanılgısı olur.