“Siz ne haldeyseniz öyle idare olunursunuz”
Gelmiş, geçmiş, gelecek insanların en bilgesi en uzak görüşlüsü en akıllısı en firasetlisi olan Peygamberimiz (s.a.v.), “Her toplum lâyık olduğu idare ile idare olunur” buyurmuştur. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin lâyık oldukları mahallî idareyi kendi oyları ile seçtiler… AK Parti’yi MHP’yi diğer partileri seçenler de bu kuralın dışında değildirler.
Erdemli, vasıflı, aklı başında, yararına ve zararına olanı bilen bir toplum hayırlı bir seçim yapar. Bu sıfatlara sahip olmayan toplumlar hayırlısını seçemezler.
***
Birçok konunun kendisine mahsus aritmetiği olduğu gibi seçimlerin de vardır. AK Parti, Saadet ile anlaşmış olsaydı İstanbul’u kazanacaktı. Nasıl?.. Bazı ilçeleri onlara vererek…
***
Bütün Türkiye seçimlere endekslenmişti. Seçim aşağı seçim yukarı… Hâlbuki seçimlerden daha önemli daha hayatî daha kritik mesele ve krizlerimiz vardı. Seçimler bitti, onlar bitmedi. Onları nasıl çözüme kavuşturacağız.
***
Erdemsiz, ehliyetsiz, kabiliyetsiz, başarısız kimselere böyle olmadıklarını kabul ettirmek imkânsız denecek derecede güçtür.
***
İnsanları aşırı tüketim, lüks belâsından kurtarmak için, reklâmlara karşı bağışıklık kazandırmak gerekir. Reklâmların cazibesine kapılan bir toplum dengesini yitirir… Reklâmlar, üretimi ve ticareti kamçılar ve ilerletirmiş. Fayda gibi kabul edilen bu şeye karşılık bin kat zararlı mahzurları (sakıncaları ) vardır. Erdemli bir toplumda lüks, israf, aşırı tüketim, aşırı konfor yoktur.
***
Seçimlerde Malatya/Pütürge’de iki vatandaş öldürüldü. Değer miydi? Ölenlere rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum.
***
Olgun insanlarda tûl-i emel olmaz kendisinde tûl-i emel olan kimse kâmil değil, nakıstır. Dünyevî emeller manevî yükselmeye mani olur.
Ümmetin temsilcisi durumunda bulunan bütün ziyalı Müslümanlar kendilerini dinleyen müminleri tûl-i emelden, dünya hırslarından korumalıdır.
***
Masamın üzerinde “İstanbul’un 100 Tekkesi (Mehmet Akif Köseoğlu)” bulunuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi A.Ş. tarafından yayınlanmış. (İstanbul’un 100’leri serisi 81. Kitap). 288 sayfa, resimli harika bir eser. İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP’nin eline geçtiği takdirde Ekrem İmamoğlu Beyefendi Kültür A.Ş.nin böyle çok değerli kitaplar yayınlamasına izin verir mi? İzin verir bu yayınlar devam ederse kendisini tebrik edeceğim. Etmezse bari şöyle kitaplar hazırlatıp yayınlatsın:
u M. Kemal Paşa’nın kapattırdığı binlerce tekkeden yüz tanesi.
u Türkiye’yi çağdaş medeniyet düzeyine fırlatan şapka devrimine itiraz eden yüz hoca nasıl idam edildi? (İdam sehpasında iken alınmış fotoğrafları ile birlikte.)
İmamoğlu Beyefendi’nin seçimden önce bir camiye gidip Yasin-i Şerif okuduğunu duydum. İnşallah seçimden sonra da devam ederler.
***
İslam dini bilgelikler hazinesidir. İslâmî temel hikmetlerden biri, “Kim nefsini bilirse Rabbini tanır ve bilir” cümlesidir. Bu söz Sokrates’in “Kendini bil” sözünden üstündür. Gerçek Müslüman kendini bilen kimsedir. Kendini bilen kişi manevî rütbesi ne kadar yüksek olursa olsun haddini bilir. Haddini bilmek ne büyük bir erdemdir.
***
Bendeniz MR cihazından nefret ederim. Perşembe günü hastaneye gittim, MR cihazı ile beyninin içini göreceğiz dediler. İtiraz ettim, “ben o aletin içine girmem” dedim. Öyleyse tomografine bakacağız dediler. Tomografi cihazının bulunduğu odanın kapısı sımsıkı kapalı ve üzerinde kocaman radyasyon-atom işaretini görünce, MR da atom var mı dedim, yok dediler, mecburen ona girdim. İçinde 15-20 dakika kaldım, çektiğim sıkıntı ve azabı tabir edemem. Kulaklarımı tıkadılar ama korkunç sesler gürültüler duydum. Nefret ettiğim kadar varmış!..
***
Ülkemizde son 30-40 yıl içinde çok lüks çok büyük çok pahalı bazısı gerçekten çok kıymetli prestij kitaplar çıkartıldı. Bunlar elbette kültüre hizmettir. Lakin sirkülasyonları kapalı devredir. İki bin adet basılan bir prestij kitabın bini hediye edilir. Beş yüzü satılır, beş yüzü depoda kalır; yaygın bir faydası olmaz. Belediyelerimiz, öteki kurumlarımız en az yüz bin basılarak satılacak, mutlaka faydalı olacak küçük ve ucuz kültür kitapları çıkarmalıdır. Almanya’daki Reclam Yayınevi’nin sarı kapaklı kitapları gibi… Benim bildiğim bu yayınevi yirmi bin küsur çeşit kitap bastırmıştır. İçlerinde Kur’an-ı Kerim’in Almanca tercümesi de vardır. Hacim bakımından küçük, orta büyüklükte, büyük kitaplar yer almaktadır. Fiyatları öğrenci harçlığı ile satın alınabilecek kadar düşüktür. Böyle bir hizmet yapılabilirse, hatır için bir tek şişirme kitap bile basılmamalıdır. Bakalım böyle bir hizmet hangi belediye veya kuruluşa nasip olacaktır? Bendeniz şahsen İlim Yayma Cemiyeti’nin böyle bir hizmete teşebbüs etmesini can u gönülden temenni ederim. Bu kitaplar lise ve üniversite öğrencilerine hitap etmeli, okullar bunların her birinden yüzlerce nüsha alıp öğrencilerine ulaştırmalıdır.
***
Tanıdığım enteresan şeyhlerden biri Kasımpaşa Aynî Ali Baba Tekkesi Postnişini merhum MuhyiddinEnsarî hazretleridir. 1897’de Erzincan’da doğmuş, İstanbul’da hukuk tahsili görmüş. Şeyh olan babasından 1918’de hilâfet almıştır. 1925’ten 1950’li yılların ortasına kadar orduda subay olarak vazife görmüş, kıdemli binbaşı rütbesi ile emekli olduktan sonra tekkenin harem kısmında ikâmet etmiş. Camiye dönüştürülen tevhithanede imamlık yapmış, vefatı 1978’dir. Bu muhterem zat hukuk tahsili yapmış binbaşılığa yükselmiş ziyalı ve kültürlü bir Müslüman’dı. Hakiki şeyh, hakiki mutasavvıf idi. Hakkında rahmet okurum. Allah onu çok hayırla mükâfatlandırsın. (Şeyh olmasına rağmen orduya alınması M. Kemal devrinin garip tecellilerindendir.)