Siz hangi tip “Atatürk” istersiniz.
İsmet Paşa “Kendi Atatürk”ünü “üretti”(!) ve tüm topluma, tek ve tartışılmaz, mümkün olan tek gerçek Atatürk olarak dayattı.. “Benim Atatürk'üm hem iyidir, hem de güçlüdür. Senin Atatürk'ünü döver” demeye getirdi.
Atatürk ne kadar büyük, güçlü, erişilmez olursa, onun yer yüzündeki temsilcisi, “2. Adam” olarak o da o kadar erişilmez ve güçlü olacaktı.. Türkiye'deki bu derin devlet, darbeler, demokrasi sorunları, terör, irtica yaygaralarının arkasında bu üretilen mitosun gölgesi vardır ve Türkiye bu mitosla hesaplaşarak bu karabasanı aşmadan da hukuk devleti olamaz..
CHP, ADD, ÇYDD hepsi bu mitosun bekçiliğini yapıyorlar..
Can Dündar'ın dediği bir şey var: “Mustafa Kemal'i kendi çizdikleri sınıra hapsetmek isteyenler var.” İşte benim demek istediğim de tam bu!
Can Dündar şimdi “mahalle baskısı” nasıl bir şeymiş, Kemalizm konusunda soru soranların başına ne geliyormuş, ucundan kıyısından hissediyor olmalı.. İşte getirilen cumhuriyet.
Her şey çok açık ve net: Kemalistler, o dönemde açık açık “Mussolini'nin kurduğu terbiye diktatörlüğüne hayranlıklarını“ dile getirmiyorlar mı idi? Falih Rıfkı'nın “Son saat”ine bakın bir.. Kemalistler, “Dağ başını duman almış” şarkılarını söyleyerek, “Anadolu yaylalarında ayakları ile şaraplık üzüm ezen Normandiya köylülerini” aramıyor mu idi? Mussolini'nin Kara gömleklileri ile, Kara gömlekli / Grizedli Yavru Kurtlar neyin nesi idi peki?..
Bir dönem birbirlerini “Yoldaş” diye selamlayanlar, gün geldi kartvizitlerine “Führer” yazdırmadılar mı?
Mustafa Kemal'e “Ulu Önder” adını verenler bunun Almanca karşılığının ne olduğunu bilmiyorlar mı idi? ve Tek Adam demek “Monark” demek değil mi? Cumhuriyet rejimlerinde tek adam olur mu? Kimse niçin hiç bunu sormaz?. Hitler'in sözlerine 10. Yıl albümünde yer verenler bunu niçin yaptılar dersiniz?
Bursa Nutkunu komünist Atatürkçüler savunuyor, “Türk aleminin en büyük düşmanı komünistliktir, her görüldüğü yerde ezilmelidir” diyenler, anti komünist Kemalistler..
Peki soran var mı, Mustafa Kemal bu sözü nerede, ne zaman, kime karşı, niçin söylemiş.. Peki söylemişse, bir gecede nasıl kaldırıldı bu tabelalar şehir meydanlarından.. NATO’cular, gün geldi, soğuk savaş döneminde Mustafa Kemal adına psikolojik savaşta slogan ürettiler.. Böylece zinde güçler o yönde harekete geçirildi.. Cinayetler başka türlü nasıl meşrulaştırılabilirdi ki!
Şimdi bugünlerde yine Atatürk adına birileri vecize üretme çabasında.. Bu söz İTÜ Sözlükte yerini almış: “Vatanını en çok seven vazifesini en iyi yapandır.” Şişli Belediyesi afişlere çıkmış. Genelkurmay Başkanı da bu sözü tırnak içinde kullandı ya, elbette vardır bir hikmeti diye, birileri hemen sahipleniverdi..
Peki sormak gerekmez mi, nerede, ne zaman, kime karşı, hangi vesile ile söylemiş, nerede yayınlanmış diye.. Ne gezer.. Barış Tırpan makalesinde bu sözü alıntılamış.. Afşin Mesem de sayfasına bu sözleri almış.. Benim bildiğim bu söz Orgeneral Ergin Celasin'e ait.. 07 Ocak 2008’de Milliyet gazetesinde çıkan bir habere göre, bu söz 3N1K’da kullanılır. Herhalde Devrim Sevimay olacak, Ergin Celasin'e Fazıl Say olayı ile ilgili olarak sorar: "Sizin ünlü bir lafınız var; 'Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır' diye... Fazıl Say bu tanıma uyuyor mu?” Paşa soruyu düzeltme gereği duymaz..
Atatürk adına vecize uydurmak nasıl bu kadar kolay oluyor.. Eğer Başbuğ'un 10 Kasım mesajında tırnak içinde bu söz kullanılmamış olsaydı bu kadar ciddiye almazdım.. Ama bir baktım hemen Şişli Belediyesi afiş yapıp meydanlara asmış. Birileri hemen sitesine koymuş..
Kemalizm konusunda toplumun nasıl bir ruh hali içinde olduğunu göstermiyor mu misal..
Bana şunu söyleyebilir misiniz; Doğu Perinçek'in Atatürk'ü ile Adnan Hocanın Atatürk'ü aynı kişi mi?
Masonların Atatürk'ü ile Erbakan'ın Atatürk'ü aynı kişi mi? Ya da Sünnilerin Atatürk'ü ile Alevilerin Atatürk'ü aynı kişi mi?
Solcuların Atatürk'ü ile Milliyetçilerin Atatürk'ü aynı kişi mi?
İktidarın Atatürk'ü ile ana muhalefetin Atatürk'ü gerçekten aynı kişi mi?
En cici Atatürk, Toktamış Ateş’in Atatürk'ü. Onunkisi, şekil şartlarını yerine getirmeyen Müslüman! Vatan gazetesinden Mine Şenocaklı'ya konuşan Prof. Dr. Toktamış Ateş, laik kesimi kızdıracak açıklamalarda bulunmuş.. "Atatürk samimi bir Müslümandı" diyen Ateş, “Atatürk'ün Hz. Muhammed'e hayran olduğunu” söylemiş ve "şimdiye kadar yapılmış olan en mükemmel Türkçe tercümesini, Elmalılı Hamdi’ye o yaptırmıştır. Şu anda da ondan daha iyi bir yorum, daha iyi bir tefsir bulamazsınız. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nun okullarında eğitim almış bir Osmanlı paşasının, ki Atatürk netice olarak bir Osmanlı paşasıdır, cumhuriyeti kuran ve onun devamını getiren bir insan olmasına rağmen, Müslüman olmaması mümkün değildir" diyor ve ekliyor: "Müslüman ateist olamaz mı? Bu topraklarda yaşadığı için, gelenekle yetiştiği için Müslümanlıktan etkileniyor olamaz mı?" sorusuna Ateş, "Olabilir... Şöyle diyeyim, kimliğinde Müslümanlık vardır ama şekil şartlarını yerine getirmez. Öyle bir Müslüman tabii... Namaz kılarken çekilmiş hiçbir fotoğrafı olmadığını biliyoruz" cevabını veriyor. "Namaz kıldığını biliyor muyuz?" şeklindeki soruya ise, "Bilmiyoruz. Belki odasına çekildikten sonra kılıyordur, kim bilir... Kılsa, bir namaz takkesi, bir seccadesi olurdu. Ama kimliğinde Müslümanlık vardır Atatürk’ün" demiş..
Soru da, cevaplar da harika!.. Ne de olsa bu ülke, kebabsever vejetaryenler ülkesi!..
Peki, o zaman, zinde kuvvetler hangi Atatürk'ün ilke ve inkılablarının yılmaz bekçiliğini yapıyorlar?!..
Peki gerçek Atatürk hangisi?.. Korkunç bir Atatürk istismarcılığı yapılıyor sonuçta..
Yasaya göre, cumhuriyet, mana ve mefhum olarak Şeriatın evrensel koruyucusu olan Hilafetle aynı manaya geliyor değil mi? İşlerine geldiği gibi, zamana ve zemine göre. Gün geldi Cumhuriyet gazetesi Amerikancı, Hitler yandaşı, solcu, sosyalist, komünist, hatta “Şeriatçı” olmadı mı? Gün geldi gazete ekinde hangi camide hangi tarikatın zikri var, şeyhler nasıl cübbe giyer, sarık sarar yazmadı mı?
Taksim’e çelenk koyduğunuz anıtta Mustafa Kemal'den başka kimler var biliyor musunuz? Kliment Vefremoviç Voroşilov... Mihail Vesilyeviç Frunze. İki Bolşevik general. Şimdi sen çık Taksim'de bağır; “Komünistler Moskova'ya, Türk aleminin en büyük düşmanı komünistliktir..” “Rus'dan dost, ayıdan post olmaz” diye! Ve sonra git çelengini koy!
Bu iki Rus generali Kurtuluş savaşında bize para ve silah gönderen iki askerdi. Yani anlayacağınız cumhuriyetin temelinde Hilafetin altınları da var komünistlerin altınları da.. Heykeltraş Canonica'nin yaptığı heykel, bir dönem Ankara'sının havasını yansıtıyor.. Sonuçta dün dündür, bugünse bugün! Taksim'de çelenk koyarken, Mustafa Kemal'le birlikte, Kızılordu'nun iki önemli generalini de selamlıyoruz, bu durumda.. Ya işte böyle Can’ın dediği gibi; “Dogmalarla savaşan bir adamın fikirlerini dogma haline getirmek!” Kemalist geçinenlerin Mustafa Kemal'e yaptığı en büyük ihanet de bu olsa gerek. Laik bir adamın ideolojisini, hatta laikliği dinleştirmek.. Seküler bir adamın şahsını kutsallaştırmak! Birilerinin öfkesinin asıl sebebi bu gerçeğin ortaya çıkmış olması olmasın!
Son söz M. Altan’ın: Atatürk başka, Kemalizm başka, Demokrasi bambaşka! Selâm ve dua ile..