Kişi kendini okumalıdır
Başta ben de olmak üzere günümüz insanının en önemli problemi, kendini okuyamamasıdır. Kendisini okuyamayan insanlar, gözünün önündeki “saban okunu” görmeyip, başkalarının gözündeki “saman çöpünü” görür ve öyle hükmederler.
Bu ve benzeri hastalıklardan kurtulmak için, kişi öncelikle kendisini okumalı ve kendisine ücretsiz ikram edilen ömür ile yaşamak için sunulan organlarının ve rızkının önemini bilerek ona göre hareket etmelidir. Sözlerim bir nasihat değil, sadece hatırlatmadır.
Burada yine İmam Birgivi’ye müracaat etmek istiyorum.
“Mal büyük bir nimettir. Malı israf, Allahu Teala’nın nimetini hakir görmek, nimete kıymet vermemek, nimeti elden kaçırmak, kısaca küfran-ı nimet etmek, yani şükür etmemek olur. Bu ise, nimeti verenin düşman muamelesi yapmasına, azarlamasına ve azap etmesine sebep olacak büyük bir suçtur.
Nimetin kıymeti bilinmeyince, hakkı gözetilmeyince elden gider. Şükür edilince ve hakkı gözetilince elde kalır ve artar. Cenab-ı Hak, İbrahim Suresi, Yedinci ayetinde mealen; ‘Şükrederseniz verdiğim nimetleri elbette artırırım’ buyurmaktadır.
İsraf çok kötü bir huydur. Çirkinliği meydandadır. Kalbi durmayıp karartan, kemiren, tehlikeli bir hastalıktır. Tedavisi pek güçtür. Bu sıfat, kalbi kaplamadan önce gidermek ve bu felâketten kurtulmak için bütün ilâçlara başvurup uğraşmalıdır. Kurtarması için, Cenab-ı Hakk'a yalvarmalı, dua etmelidir. Allahû Teala; çalışana, her güçlüğü kolaylaştırır. O, sığınılacak, güvenilecek, biricik yardımcı ve kurtarıcıdır.”
Tasavvuf konusunda da çağının ötesine geçen İmam Birgivi Hz.'leri şunlar söyler: “Tasavvuf; kalbi kötü huylardan temizlemek ve iyi huylar ile doldurmak demektir. Kalbi ıslah etmek, her şeyden daha önemlidir. Çünkü kalp, bedende emrine itaat edilen ve her hükmü yerine getirilen bir hükümdar gibidir. Vücuttaki uzuvlar onun emri altındaki hizmetçilerdir. Bunun için Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyururlar ki:
‘İnsanın bedeninde bir et parçası vardır. Bu iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur. Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk olur. Bu (et parçası) kalptir.’ Bunun iyi olması, kötü ahlâktan temizlenip iyi ahlâk ile süslenmek demektir.”
İmam Birgivi Hz.'leri ayrıca vasiyetleriyle de ünlüdür. Kim okur, kim bilir, kim dinler, kim anlar bilmem ama bu kadar yazıdan sonra Birgivi Hz.'lerinin vasiyetinden de kısa bir özet sunmayı vazife olarak addederim.
“Kardeşlerime, evlâdıma ve ahiret yolcularına vasiyetimdir ki, Allahû Teala’nın emrettiği şeyleri yapınız. Kazaya kalmış namazlarınızı kılınız. Kalmış zekâtlarınızı veriniz. Oruçlarınızı tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac yapınız. Her Müslümanın öğrenmesi farz-ı ayn olan ilmihâl bilgilerini belleyiniz. Âlimlerin sohbetine devam ediniz. Güvenilir ve sağlam âlimlerin fetvasıyla amel ediniz. Allahu Teala’nın ismi anıldığı zaman ‘Teala ve Tebareke’ veya ‘Azze ve Celle,’ ‘Sübhanallah,’ ‘Cellecelalüh’ diyerek tazim ediniz.
Resulullah’ın ve diğer Peygamberlerin isimleri anıldığı zaman salâvat getirmelidir. Diğer âlimler ve meşâyıh anıldığı zaman, rahmetullahi aleyh demelidir. Akrabayı ziyaret etmeli, sıla-i rahmi terk etmemelidir. Anne ve babanın da haklarını gözetmeli, onlara karşı yüksek sesle konuşmamalı ve kızgın bakmamalı, günah olmayan emirlerini yapmalıdır.
Komşuların haklarını da gözetmeli, kokulu bir yemek pişirince, bir miktarını komşulara vermelidir. Mümkün olduğu kadar komşuların ihtiyacını görmeli ve zarara uğrarlarsa yardım etmeli ve iyilik gelirse sevinmelidir.
Bütün din kardeşlerimizi sevmeli, kusurlarını mümkün mertebe affetmeli, çok gülmekten, faydasız konuşmaktan sakınmalıdır. Alışverişte dinin emirlerine uymalı ve cemaate devam etmeli, bid'atlardan sakınmalı, dua ederken yalvararak ve gizli dua etmelidir.
Allahü Teala’dan istikamet, af, afiyet, rızasını ve muvaffakiyet istemeli, imanın gitmesinden korkup, daima hüsn-i hatime (son nefeste iman ile gitmeyi) istemeli, İslâm nimetine her zaman şükretmelidir. Çoluk-çocuğuna lâzım olan din bilgileri öğretip, İslâm’a uymayan şeylerden korumalı ve kollamalıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.