Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

AK Parti rüzgar kaybediyor

AK Parti rüzgar kaybediyor

Rüzgar esmediği zaman, yel değirmenleri de elektrik üretmiyor demektir. Politika da aynen öyledir, rüzgârı kesildiğinde iktidarın hızı da kesilir...
AK Parti bir rüzgarla geldi, umarım ki yine başka rüzgarla gitmesin.
Ne demek bu?
Yol arkadaşlığı...
Bush’a benzetilsen de arkadaşın önemli, Obama’ya benzetilsen de arkadaşın önemli...
Rahmetli Menderes, Malatya olaylarında bir Ahmet Emin Yalman için tüm Malatya’nın ileri gelen inançlı insanlarını nezaretlere toplatıp onlara eziyet ettirmişti. Sonradan gördük ki, bu Yalman, Menderes’e muhalefet bayrağını kaldıranların başını çekiyor...
İzmir Demokrat gazetesinde Menderes hükümeti aleyhine yazdığı yazılar zehir zemberek... Baktı ki Demokrat Parti gemisi batıyor, bir tekme de ben vurayım, batsın gitsin...
Öyledir hep, uyanıklar duran gemiyi batırır, yürüyen gemiye binerler...
Tam 6 yıldır iktidar koltuğunda oturan AK Parti’nin sivil bir anayasa yapamayışının cevabı bu söylediklerimin arasında var. Yapamıyor, bu kadrolarla da hiç yapamaz...
İktidar nimetlerinden pay kapmak için koşup gelenlerin ekseriyetindeki niyet ile AK Parti gemisini yürütmeye çalışanların kafasındaki niyet farklı şeylerdir.
O koşup gelenler demek istiyor ki; “Biz seninle bir partide olabiliriz, ancak bu demek değildir ki aynı düşünceleri paylaşıyoruz... Başörtüsü, İmam Hatip, anayasa, yargı reformu, demokratikleşme, dış politika gibi hayatî konularda bizler Teziç gibi düşünürüz. Hatta aramızda Ergenekoncular gibi düşünenler bile var...”
Son olayları bu zaviyeden değerlendirmek zorundayız...
Söyle arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu... Muhalefet işin bu tarafını kavradığı için hangi armudu hedef alıyorsa, bir atışta onu düşürüyor. Hem de yolsuzluk suçlamalarıyla...
Dün bir genel başkan yardımcısı CHP’nin suçlamalarıyla gitti, bugün de diğeri koyuldu yola.
Yarın da kim bilir başkaları...
Bu demektir ki muhalefet dallarda hedefine aldığı armutları birer birer düşürecek. Çünkü o armutlar o dallarda zorlarından duruyorlar, muhalefet düşürmese, rüzgar düşürecek...
Ödünç kadrolar, geldikleri usullerle giderler...
Gidenin yerine benzerini koyduğunuzda neyi değiştirecekse? Taze kan deseniz değil, aksine atardamarlarda her dönem dolaşmayı beceren “atık kan” geliyor gündeme. Bu kanın sağlığa faydası ne ise, denenmişlerin de iktidara faydası o olacaktır.
Böyle olunca da, halkın beklentisi olan referandumlu anayasa değişikliği ile yargı reformu yine askıda... Yine beklentideyiz...
Halk AK Parti iktidarında mahkemelerin kapılarında dün olduğu gibi bugün de ömrünü tüketecek, fakat mahkemesi bir türlü bitmeyecek...
Vatandaş, hırsından dedesine kızıyor:
“Ah dedem, sana kim dedi bu davayı aç... Seni yıprattı, aha beni de yıpratmak üzere...”
Oralardaki çaresizlikler aynen böyledir...
Bu hükümet döneminde sermayenin patronlarına devam... Bana göre, gidişattan en çok onlar memnun... Piyasaların durgunluğundan şikâyetleri yok...
Aydın Doğan ile sayın Başbakan’ın kapışmaları o yüzden bana hiç de inandırıcı gelmedi.
Bu arada AK Partili kimi belediyelerin limana demir atmışçasına değişmezlikleri halkın sabrını taşırmaya devam edecek... Koltuk demek, bu arenada yağlı kuyruk demektir...
Yapışanların o kuyruğu kolayına bırakmaları imkansız gibi görünüyor. Çünkü AK Parti yönetimi bu tiplere bir sefer elini kaptırınca kolunu geri alamayacak... Baba oğlun bir şehri nasıl paylaştıklarını AK Parti’nin çizdiği siyaset rüzgarları arasında görmeye alışık olacağız...
Koltuklar CHP’nin yaptığı gibi babadan oğula...
Yıllardır yönetimlerinden şikâyetçi olduğumuz siyasi kadroların şimdi de AK Parti’de söz sahibi olduklarını görünce sormadan edemiyoruz.
% 47’lerin iktidarında ne değişti ki?
Zamlar derseniz eski hale dönülmüş durumdayız, piyasa derseniz, gidin çarşıdaki esnafa nasıl akşamı yaptığını sorun... İşsizlik yoluna devam ediyor... Zulüm derseniz âlâsını okul önlerinde görebilirsiniz... Kapalılık derseniz, onun adı simge(!), fakat çıplaklık çağdaş bir yaşam biçimi olarak dayatılıyor halkımıza...
O zaman dostlar gücenmezse soralım.
Ne değişti?
Bu kadrolarda yol arkadaşları da yok, hapishane arkadaşları da... Sadece rüzgarlar yer değiştiriyor... Dengir Mir Mehmet Fırat gitti, yerine Abdülkadır Aksu geldi...
Ha Hasan, ha Hacı Hasan... (*) Emekli hakim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi