YARSAV Başkanı yargıçlara güvenmiyor mu?

YARSAV Başkanı yargıçlara güvenmiyor mu?

"Hastanelere ve verdikleri raporlara güvenmeyin. Çok hatalı ve ölümcül sonuçlar doğurabilecek raporlar verilebiliyor." Ya da "Hastanelerin çürük raporları çok sağlam değil.

Buna dayandırılan işlemlere dikkat edilmeli." gibi cümleleri ben dile getirsem; 'Delilin nedir?' diye sorarsınız. Ancak bu cümleyi Türk Tabipler Birliği Başkanı'nın ağzından duyduğunuzda tepkiniz "Hoppala, biz o zaman canımızı kime emanet edeceğiz?" şeklinde olur.

"Mahkemeler hukuka aykırı kararlar veriyor." iddiasını herhangi bir vatandaş ifade etse, "alışılmış bir yargı eleştirisi" der geçersiniz. Fakat iddianın sahibi Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı ve aynı zamanda Yargıtay'da savcı ise donar kalırsınız. İlk paragraf bir varsayım, eski ifadeyle farz-ı muhal. Maalesef ikincisi birebir doğru. YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Emniyet ve Milli İstihbarat Teşkilatı için yaptığı suç duyurusunu reddeden kararı böyle değerlendiriyor. Olayı şöyle özetleyelim: MİT, Emniyet ve Jandarma'nın ülke genelinde iletişim kayıtlarını takip etme yetkisinden hareketle kendisinin de izlendiğini ileri süren YARSAV Başkanı, suç duyurusunda bulunmuştu. Yargıtay, jandarmanın yetkisi ile ilgili önüne gelen başka bir davada iptal yönünde karar vermişti. Yargıtay kararından sonra Emniyet ve MİT'in süresi dolan yetkileri de uzatılmamıştı. Yargıtay kararından önceki dönemde yetkili mahkemenin kararı ile yapılan takip suç oluşturmayacağından Eminağaoğlu'nun talebi reddedildi. Adalet Bakanlığı da süresi dolduğundan zaten geçerliliği kalmayan yetkinin iptalini istemek mantıksızlığına girmedi.

Eminağaoğlu hem bakanlığa hem de mahkemeye çok kızgın. Bakanlıkla ilgili kızgınlığı malum, ama mahkeme için söylediği sözler bindiği dalı kesmeye benziyor. Haberi 'Yargıtay savcılarının izlenmesinin dolaylı kabulü' şeklinde yorumlayanlar iyi niyetli değil. Zira esasa girmeden usul yönünden verilmiş bir karar. Fazla hukuk bilmeye bile gerek yok. 'Mahkeme kararını uygulayan kamu görevlisine suç isnat edilemez' deniyor. Aksi suç olurdu. Mahkeme kararına rağmen gereği yerine getirilmezse suç işlenmiş kabul edilirdi.

Prosedür ve mevzuat bir yana Eminağaoğlu'nun yargı ile ilgili şüphe uyandırıcı açıklamalar yapması tam bir facia. Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı sıfatı taşıyan kişinin "Karar, söz konusu hukuka aykırı kararların varlığını ortaya çıkartmıştır. Bu kararları mahkemenin vermesi, hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz." dediği bir ülkede yargıçlara itimat edilir mi? Deyim yerindeyse 'imam bunu yaparsa cemaat ne yapmaz?' Bu durumda Adliye'nin yerine mafyayı ikame etmeye çalışanlara veya ihkak-ı hak yapanlara ne diyeceğiz?

Eminağaoğlu, özel hayatıyla ilgili basına yansıyan konuları izlendiğine delil olarak sunuyor. Tartışmanın ana eksenini oluşturan 20 yıl önceki çürük raporunun izlemeyle ele geçirilmesi imkânsız. O da zaten ikinci rapor için gittiği ve bahçe kapısında Tuğgeneral T.Ü. tarafından karşılandığı GATA ziyaretinin haber yapılmasını örnek gösteriyor. Bir bayan avukatla sokakta çekilmiş fotoğraflarının internete düşmesini de eklemiş. Kişisel elektronik postalarının bazı dava dosyalarına yansıması maddesini pek anlayamadım. Ergenekon iddianamesine yansıyanları kastediyorsa, onların İşçi Partisi'ne yapılan baskında ele geçirildiğini herkes biliyor. YARSAV Başkanı'nı verdiği kavgalar kesmemiş olacak, artık kendi camiasını da hedefe oturttu. Frenlerini kontrol ettirmesinde fayda var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi