“Ne ekersen onu biçersin”
Fertler, aileler, cemiyet ve devletler için değişmez bir kural vardır. O da insan, ne ekerse onu biçer. Son bir asırdır, doğuda ve batıda, güneyde ve kuzeyde olup bitenlere bakacak olursak, istenmeyen birçok olaylara şahit olduk. Bunların hiç birinde Rabbimiz, yeryüzü insanına zulmetmemiş, bilakis devletler, milletler, toplumlar kendi kendilerine zulmetmişlerdir.
Şu anda yeryüzü insanının içinde bulunduğu kriz buna son örnektir. Kartel medyasının güdümünde devam eden çarpıtıcı haberler, tahrikler bir kenarda dursun, biz toplumu temelden ilgilendiren bu konuyu, dinin ışığında ele alalım.
İlimde büyük bir otorite sahibi olan ve kendi döneminde Müslümanlara ve batıya büyük mesajlar vermiş İmam Gazali'nin bir sözünü birlikte dinleyelim. Daha sonra düşünelim: Başımıza gelen bu ve benzeri musibetlerin sebebi kendi ellerimizle yaptıklarımızmış...
İşte o müthiş söz: "Yeryüzünde karşılaştığınız veya gördüğünüz tüm fenalıkların, kötülüklerin oluşmasının sebebi üçtür. Bunlar:
1. Haksız kazanç elde etmek,
2. Gerekli olan yerlere harcama yapmamak,
3. Gereksiz yerlere ise harcama yapmak."
Köyden şehre, mahalleden başkente, gecekondudan villaya kadar yaşanan hayatta tarifi mümkün olmayacak derecede israf söz konusudur. Tüketim ekonomisinde israf tavan yapmıştır.
Bu noktaya elbette birden gelinmedi. Toplumun içinde bulunduğu iki temel buhran-krizin fark edilememesi, nice nice krizlerin oluşmasına sebep oldu. Kıyamete kadar devam edecek iki temel buhran vardır. Bunlar iman ve ahlak buhranıdır. Diğer buhranlar, krizler, bu iki temel buhranın neticesidir.
Etrafımıza baktığımız zaman, toplum, yiyenler, yarışanlar, sevişenler ve içenlerin ağır bastığı bir toplum olmuştur. Kafalar, kalpler ve mideler Allah'ın ayetleri ile adeta savaşmaktadır. Son üç asırdır ve bilakis cumhuriyet döneminde ekonomi ve teknolojinin başını Müslümanlar çekmedi. Sadece tüketime mahkûm edildi.
İhtiyaç maddelerinin üretilmesi yerine, gereksiz ve faydasız şeyler üretildi. Çünkü üretimin başında bulunan zihniyetin, ahiret kaygısı, hesap verme diye bir düşüncesi yoktu.
Üretimde bilgilendirici reklâmlar yerine, yanıltıcı, abartıcı reklâmlar, toplumun iştahını kabarttı. Bir insanın cebinde birden fazla kredi kartı taşınmaya başladı. İnsanı yönetmek kadar, ekonomik yapının yöneltilmesinin önemi gözardı edildi. Ekonominin, ahlaki yapısı, Yaratan ile bağlantısı, maksat ve hedefi belirtilmediğinde, insanlık için büyük bir fitne olur. Ahlak, hukuk ve ekonomi değerlerinin kaynağı öncelikle vahiy ve vahyin gölgesinde iş yapacak olan akıldır.
Şu gerçek hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Allah'ın ayetleri (yasaları), toplumun davranışlarına göre tecelli eder. Buna sadece bir tane örnek verip, mesajımı noktalamak istiyorum:
"Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar (inkârcılar), kendilerinde bulunan beşeri bilgiye (sanat, felsefe, teknoloji) güvendiler, onu alaya aldılar. Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi." (Mümin sûresi/83)
Teşekkür:
Geçtiğimiz Cuma günü akşamı Mamak Belediye salonunda Ankara Ribat organizesinde gerçekleşen "Aile Mektebi" programında emeği geçen kardeşlerime; aynı paralelde Elazığ Ab-ı Hayat vakfımızın organizesinde yapılan Aile Mektebi programına katılan ve organize eden kardeşlerime ve geçtiğimiz Pazar günü Malatya Belediye salonunda 4'üncüsünün yapıldığı Aile Konulu konferansı organize eden Yağmur-Der, Timav ve Yerelgündem 21 temsilcilerine ve programa katılan tüm kardeşlerime teşekkürlerimi sunuyor ve kendileri ile iftihar ettiğimi bilmelerini istiyorum.
Davet:
22 Kasım 2008 Cumartesi akşamı, Adapazarı Hendek'te Aile konulu konferansımıza, tüm halkımız davetlidir. 20 Kasım Perşembe akşamı Ribat Eğitim Vakfı Şubesi'nin organize ettiği "Problemlerimiz ve çözüm yolları" konulu konferanstan dolayı, Adapazarı halkımıza ve Ribat tertip heyetine teşekkür ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.