Her ideolojiden gençleri uyarma adına
Türkiye ne çektiyse okuyan ve okuyamayan gençliğin “düşünmeden ve tartmadan” eyleme geçerek oyuna gelmesinden çekmiştir. “Düşünce özgürlüğü,” dünyanın hiçbir yerinde kavgayla, dövüşle ve terörle gelmez ve kabul ettirilemez. Bir tek örneği yoktur.
Değişmez kuraldır; “Terörle gelen terörle gider.” “Anarşi ile gelen anarşi ile gider.” Kavga ile gelen kavga ile gider.” Nedense ideoloji adına hep ekmeğe muhtaçlar kavga edip, emeklerini ve geleceklerini yok ederler. Bunları sahneye süren tuzu kurular da zavallıların tepelerinde hâkimiyet kurup, günlerini gün ederler. Gençlere küpe olsun.
“Geçmişten ders alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?” diye sorulur ya. Soru yerindedir. Geçmişten ders almayanlar, tarihi yeniden tekerrür ettirirler. Belli sol örgütlerin bugünlerde rahat durmadıkları görülmektedir. Bunların iç yüzünü anlatabilmek için 1970’e müracaat ederek, o günün hızlı solcularından Hasan Cemal’in yazdıklarına bakalım.
“1970 baharıydı. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. ‘Faşistler Mustafa Kuseyri’yi öldürdü!’ Koşa koşa dergiye geldim. Adakale Sokak’taki Devrim bürosuna. Doğan Bey, her zamanki gibi kesif sigara dumanlı, küçücük odasında çalışıyordu. Ağzının bir kenarında hiç eksik olmayan Samsun cigarasını tüttürürken; ‘Bak Hasan’ dedi gözlüklerinin üstünden bakarak; ‘Kuseyri’yi faşistler öldürmedi. Bir arkadaşı kazayla vurmuş.”
Bir dolmuşa atlayıp Cebeci’ye, Siyasal Bilgiler’in yanındaki Basın-Yayın’a gittim. Dışarıda öğrenciler; ‘Kahrolsun faşistler’ diye slogan atıyordu. Olay akşam vakti olmuştu. Kuseyri tabancasıyla Rus ruleti oynarken, yakın arkadaşı Nejat Arun tarafından kaza sonucu vurulmuştu.
Nejat’ın kaçarken bıraktığı kanlı el izlerini silenler arasında, o zamanlar Doğu Perinçek’in ‘Beyaz’ Aydınlıkçı veya Proleter Devrimci Aydınlık (PDA) saflarında yer alan Cengiz Çandar da vardı. Ve olay örtbas edildi. Hemen ertesi gün Ankara’da “Anayasa’ya saygı” yürüyüşü düzenlendi, faşizmi telin için.”
Hasan Cemal’e burada ara vererek meseleye devam edelim. Bir genç, oyun oynarken arkadaşını öldürüyor. Bu olayda genç olmanın getirdiği delice sarsaklığın, silahla eşek şakası yapmanın ve sonunda oyun oynarken bir ölüme sebep olmanın keskin trajedisi var. Buraya kadar her şey kendi trajedisi içinde normal.
İşte bu trajik oyunu bir masal sahtekârlığını dönüştüren şey, bu oyundan siyasi sonuçlar devşirmek. Bir oyundan çıkan bir cinayet, koca koca profesörlerin cübbeleriyle katıldıkları bir “Faşizmi tel’in” mitingine dönüşüyor. Lazım olan sadece kan; kimin döktüğü ise teferruat. Burada gençlere uyarı verdim ama onları eğiten ve öğreten sol tandaslı profesörlerin, dün de bugün de pek farklı olmadıklarını söylemeliyim.
Bu arada bir ayrıntıyı daha hatırlatmalıyım. Yukarıda Hasan Cemal’in kaleminden aktardığım hikâyenin öbür yanında da Hasan Cemal ile Mustafa Kuseyri’nin yakın dostlukları ve birlikte yaptıkları eylemleri vardır.
Yine Hasan Cemal’in hatıralarında şöyle bir ayrıntı dikkat çekiyor. Birlikte miting sonrası Kızılay’daki Orduevi’nin önünde bekleyen toplum polislerine bomba atıp, sonra da kitleye; “Ordu gençlik el ele, milli cephede!” sloganı attırmayı bile planlamışlar. Bu plan için; “Bir tek amacımız vardı; Askeri kışkırtmak… Darbe süreci bu kışkırtmak ve provokasyonlar sayesinde hızlanacaktı” diyor.
İsterseniz buradan geçelim Ergenekon meselesine ve oluşumuna. Ergenekoncular ve oynadıkları oyunlar da Hasan Cemal’in anlattıklarından çok farklı değil. Sahne aynı, oyuncuların büyük bölümü aynı, senaryo aynı. Bütün istedikleri, kendi kişisel çıkarları ve menfaatleri için halkın kabul etmediği ideolojileri üzerinden baskı kurarak, ülkeyi karıştırmak ve Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek.
Türkiye bugünkü haliyle her krizin altından kalkabilir. Yalnız canların yanması, anaların ağlaması, tuzu kuru belli çevrelerin, ekmeği aşı olmayan garibanlar üzerinden ülkede kargaşa ve kaos çıkarmalarının altından kalkamayabilir. Bütün genç nüfusumuz başta olmak üzere, ülkesini ve milletini seven herkesin sağduyu sahibi olması gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.