Rating
Bu iş yıllardır TİAK diye Televizyon İzleme ve Araştırma Komitesi adına AGB Nielsen Media Research isimli bir şirket tarafından yapılıyor. 1987 yılında kurulan Zet Piyasa Araştırma Hizmetleri 1993 yılında ACNielsen ile birleşmesini takiben Zet Nielsen, 1989 yılında AGB Nielsen Media Research (AGB Anadolu) adını aldı ve o günden beri de Türkiye’de elektronik peoplemeter yöntemi ile TV izleme ölçüm araştırması yapmaktadır.
AGB Nielsen Media Research Türkiye paneli 2.500 haneden oluşmaktadır ve bu hanelerde yaklaşık 10.000 kişi yaşamaktadır. Bir bir modelleme çalışmasıdır. Ancak bu modelin sağlığı ve deneklerin isimlerinin gizliliğinin korunması konusunda kuşkular vardır..
AGB Nielsen Media Research 30 ülkede 52.000’den fazla panel hanesi ile TV izleme ölçümleri alanında uluslararası bir araştırma kuruluşudur. Şirket, resmen ulusal ve uluslararası denetime açıktır.. Paneldeki aktörler sosyo-ekonomik statü, yaş, cinsiyet gibi kriterlere göre TV kanalları, programları ve reklam kampanyalarını analiz etme imkanı sunmaktadır. Sistem Arianna uygulama yazılımı aracılığıyla, kullanıcılara kendi veri ihtiyaçlarına göre analiz yapma olanağı sağlamaktadır. Ancak bu veri tarama ve model oluşturma çalışması, optimizasyon ve gelecek için modelleme çalışmaları açısından yetersiz kalmaktadır..
Yine verilerin, benzer kanal ve programlarda benzer başarının neden yakalanamadığı sorusunun tartışılmasına imkan sağlayan veri sunumu ve bu alanda akademik nitelikli sosyolojik çalışmaların yapılması konusunda sektörel ve akademik, STK ve DTÖ’lerle ortak çalışmalar yapma konusunda çok da istekli değildir..
Rating yanında hangi firma, marka ve ürünlerin hangi kanal ve programlara yöneldikleri ve geri dönüşümünü de analiz etmekte yarar vardır. Çünkü reklam piyasası toplum mühendisliğine yönelik manipülatif operasyonlara alet edilebileceği gibi, maliye açısından MASAK’ı ilgilendirecek manipülasyonlara da alet edilebilmektedir..
Bana göre böyle bir rating işi ayrı bir vakıf çatısı altında yapılabilir ve vakıf sonuçlar üzerinde akademik disiplinle birtakım araştırma projeleri yapabilmelidir..
Aslında AGB Nielsen Media Research tarafından, sektöre yönelik bazı çalışmalar yapılmasının yanında ciddi bir bilgi birikimi sözkonusudur ve dünyadaki diğer örneklerle de kıyaslama yapabilme imkanlarına sahiptir. Belki AGB’nin çözüm ortağı olarak ya da bir aktör olarak sistem içinde yer alması doğru bir tercih olacaktır.. TGI 38 yıllık tecrübesi olan BMRB (British Market Research Bureau) ortaklığı ve sektörün de verdiği destek ile TGI (Target Group Index) projesini hayata geçirmektedir.. AGB’nin sitesinde verilen bilgiye göre “TGI, ilk olarak 1969 yılında İngiltere'de, reklam ve medya sektörlerine veri sağlamak amacıyla başlamış tek kaynaklı pazar araştırma ağıdır. TGI, 60 ülkede, kullanıcılara pazarlamaya ilişkin her türlü sorularına yanıt sağlamak amacıyla, karşılaştırılabilir ürün, marka, medya, tutum ve demografi bilgisi sunmaktadır.”
Bu iş aslında hangi kanalın ne kadar izlendiğinden yola çıkarak pazarlama şirketlerinin reklamlarını yönlendireceği adresi belirlemede bir referans olarak kullanılıyordu. Ama daha sonra bu işin manipülasyon, hatta toplumun yönlendirilmesi amacıyla kullanıldığı, bazı programların toplum mühendisliği için modelleme aracı olarak ortaya atıldığı ileri sürüldü. Ayrıca bu programların belli sermaye kesimlerinin ürün pazarlamasından çok, yaşam tarzını yönlendirmeye yönelik ve bu amaca hizmet eden programların desteklenmesi için araç olarak kullanıldığı öne sürüldü..
Sorun izlemenin yöntemi yanında, izlenen deneklerin kişi profili ve coğrafi lokasyonu ile ilgili..
Aslında konu sadece rating ve share ile ölçülemeyecek kadar sofistike bir konu.. Cinsiyet, yaş, gelir, eğitim düzeyi, etnik, dini, ideolojik, politik, felsefi, vicdani yönelişi, cemaat aidiyeti, sendikal, sektörel, entelektüel yönelimleri ile ilgili çok kimlikli bir yapıya göre biçimlendirilmesi gereken bir konu..
Coğrafi lokasyonlar üzerinde POI’lerin belirlenmesinde de bu dinamiklerin belirleyici olması ve ona göre bir sorgulama yapılması gerekir..
Bu işin de izlenebilir, denetlenebilir, derecelendirilebilir olması gerekiyor..
Yani, zaman, mekan, tema koordinatlarında, coğrafi bilgi sistemine dayalı, Oracle’nin spatial bir veri tabanı üzerinden, çoklu sorgulama ile, uzaysal ve uzamsal ilişkilendirilmiş bir veri tabanı ile, çoklu sistemde sorgulanması gerek.. Arka yüzde veriler sürekli izlenirken, arayüzde bir formüler klasifikasyona tabi tutularak, ön yüzde, tercihe dayalı, yoruma açık analizler yanında kategorik sunumlar yapılarak trendler, izlenme oranının ona göre raporlanması gerekir..
Bugünkü sistem basit ve manipülasyonlara açık bir sistem..
Mesela, doğru bir ölçüm için 100 TV noktasını izleyeceğime, 500 noktayla anlaşma yaparak ve bilgisayar ortamında çoklu ortamlardan, bilgisayar tarafından yönetilen anlık seçimlerle sürekli tarama yöntemi ile ortalama değerler almak gerek.
Bu yapı içinde RTÜK yanında TÜRKSAT, TRT, TÜİK, üniversite temsilcisi, coğrafi bilgi sistemini işleten firmalardan bir temsilci, bu sistemde programı kullanılan büyük yazılım şirketlerinden biri mutlaka olmalı.. Çünkü ihtiyaca göre ve değişen teknolojiler için sistem sürekli modifiye edilebilmeli..
Bakın böyle bir sistemin maliyeti daha düşük olacaktır.. Elektronik izleme ve raporlama yöntemi ile, hemen hemen bütün uydu kanalları, hatta yerel kanalları izlemek mümkün olabilir..
Yani % 100 kapasite kullanım esasına göre bu iş yapılabilir..
Geçen gün Star’da Mustafa Karaalioğlu da bu konuyu yazdı.. “Herkesin kötü bir hatırası” varmış. Nitekim, “Tartışma büyüdükçe görüldü ki ülkenin en şöhretli televizyoncuları, en büyük yapımcıları, en önemli ekran yüzleri; hepsi bu sistemden şikâyetçiler. Birdenbire hepsinin rating ölçümüne dair şaşırtıcı öykülerini dinlemeye başladık” diyor Karaalioğlu.
Bakın artık 3G ve İnt 2 var. 4G ve İnt 2 kapıda.. Bu teknik altyapıyı kullanarak dünyaya model olacak çok yeni çözümler üretebiliriz.. Ama bu konuda nedense herkesin şikâyetçi olduğu bir alanda büyük bir tembellik var..
Mevcut durum kötü ve sürdürülemez. Üstelik de pahalı..
O zaman birilerinin bir şeyler yapması gerek.. Bu konuda RTÜK, TÜRKSAT, TÜBİTAK ve TRT başı çekebilir belki.. Tabii sistemin içinde mutlaka yayın kuruluşları, reklamverenler ve reklam şirketleri de olmalı.. Veriler belli merkezler tarafından realtime izlenebilmeli.. Çoklu izleme ile alternatif derecelendirmeler yapılabilmeli..
Zaten IP TV kapıda. Download edilen programların bir menü ile bir yayın akışı haline dönüştürülerek kişiye özel TV’lerin eşikte olduğu günümüzde, bu yeni sistem, program indirmeye dayalı ve IP TV ratinglerini % 100 oranında doğru izleme ve derecelendirme yapabilir..
O zaman ne bekliyoruz?
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.