Kurban'ı anlamak
Anlamak, tanımanın ve ulaşmanın olmazsa olmazıdır. Anlamadan hiçbir şey anlamlı olmaz. Anlamadan hiç bir şey yaşanmaz; ibadet yaşanmaz, hayat yaşanmaz. Belki bu yapılanlar anlamsız kalır. İnsanı diğer canlılardan ayıran ve onu mutluluğa götüren şey işte bu anlama olgusudur.
Yaratılışın en anlamlı yaratığı insandır. İnsan son derece mükemmel bir varlıktır. Anlamak, anlamlı kılmak ve anlamı yaşamak insanın tabiatında var olan temel unsurdur. O halde, idrakinin elverdiği ölçüde, insan her şeyi anlamalı, anlamlandırmalıdır. Özellikle Allah’a kul olduğunu anlamalı, kulluk eylemlerini çok iyi idrak etmelidir; bilhassa ibadetin anlamaya ve kendini tanımaya yönelik olduğunun farkına varmalıdır.
Evrende anlamsız yaratılmış hiçbir şey yoktur. Özellikle Allah’ın emir ve tavsiyelerinin ifade ettiği birçok anlam vardır. İbadetleri gerçek mahiyeti ile anlamak ve tanımak gerekir. İnsan, anladığı ve tanıdığı şeye daha kuvvetli bir sevgi ile bağlanır. Ne kadar iyi tanır ve anlarsa o kadar çok sever ve sarılır. Böyle bir kimse ibadetleri şevkle ve zevkle yapar.
Önümüzde günlerde idrak edeceğimiz Kurban bayramında, ifa edilecek önemli bir ibadet şekli olan kurban da bunlardan biridir. Kurbanı önce iyi tanımak ve hakikatini anlamak gerekir.
Kurban, insanın tarihi ile yaşıt çok eski bir ibadet olgusudur. İbadet şekillerinin belki de atasıdır. Kadîm ve çok yaygın bir ibadettir. Bütün semavî dinlerde kurban vardır. Kur’an bize insanlığın babası Âdem’in iki oğlunun kestikleri kurbandan haber vermiştir. Kurbanın mana ve hikmetini anlayamayan kardeşlerden biri diğerini öldürerek nefisine mağlup olmuştur. Demek ki anlamayan yanlış yapar, günah işler ve felaketin kapısını açar. Kurbandaki kulluk şuuruna eremeyen Âdem’in oğullarından biri, bu sebeple, insanlığın başına felaketin kapısını açmış, Kıyamete kadar kötü bir yol çizmiştir. O halde, kurbanın manasını anlamak ve onun gereğini yerine getirmek gerekir.
Kurban, sözlükte yaklaşmak anlamında Arapça bir terimdir. Allah’a yaklaşmak demektir. Özellikle Allah’a yaklaşmak için kesilen hayvana ad olmuştur. Bu sebeple örfte “kurban kestim”, “kurban keseceğim” denilir. Burada kurban terimi mecaz yolu ile kurbanlık hayvana ad olarak verilmiştir. Kurbanı gereği gibi tanıyabilmek için onun anlamını bilmek ve hakikatine ulaşmak gerekir.
Kurban, görünüşte her ne kadar kurbanlık bir hayvanı kıbleye karşı yatırarak besmele ile ve keskin bir bıçakla eziyet vermeden Allah için kesmekten ibaret dinî bir eylem tarzında tarif ediliyorsa da, bu sadece dinin görünüşteki kurallarına uygun olan kurbandır. Fıkıh kitaplarında yer alan kurallara uygun olarak hayvan kesen kimse, bu ibadeti yerine getirmiş, vacip olarak kesiyorsa borçtan kurtulmuş olur.
Ancak, bu ibadette iş bununla bitmiyor. Esasen, kurbanın Allah katında kabul olunması gerekir; Allah’a ulaşması icap eder. Allah katında kabul olunması için, kurbanın manasına erişmek, onu tanımak ve anlamak gerekir. Kurbanın anlamı nedir?
Bütün ibadetlerde, hedef insanın eğitilmesi, olgunlaştırılması, yaratılışındaki temizliğin korunması ve böylece hayata tertemiz olarak devam edilmesidir. İbadetlerin hedefi insanın kâmil bir varlık haline getirilmesidir. İnsanın hayatına yansımayan, davranışlarına müdahale etmeyen ibadet, şekil olarak ibadet gibi görünse de, gerçekte dünyevi bir davranış olarak kalmaya mahkûmdur. İnsanın, ibadetleri ile bu mahkûmiyetten kendini kurtarması gerekir. Yani, yapılan ibadet, bir tür borç ödeme mükellefiyeti gibi olmamalı, amaçlı olmalı; huzur veren ve insanı mutlu eden çok anlamlı bir hareket haline getirilmelidir. Amaçsız ibadet, şekil olarak kalmaya mahkûmdur. Böyle ibadetler Allah katına çıkamaz. Oysa insan kendini özgürleştirmeli ve tüm mahkûmiyetlerden kurtulmalıdır.
Kurban bayramında kurban kesen Müslümanlardan beklenen şey, bu olgunluğa erişmek ve Allah’a teslimiyet derecesine ulaşmaktır. Hz. İbrahim ile ilk kurbanlık olan oğlu İsmail, nasıl Allah’ın emrine teslim olmuşlarsa, kurban kesen Müslüman’ın da Allah’a öyle teslim olması gerekir. Bu teslimiyeti gösterenler, nefse kölelikten kurtulurlar; şeytana tapmaktan, kötü davranışların esiri olmaktan, bencillikten, ötekileştirmekten ve tüm kötü duygulardan beri olurlar.
Öyle ise, kurban bayramında kurbanını, anlamalı ve nefsini kurban etmeyi bilmeliyiz. Nefis, şeytan ve nefsanî arzulardan sıyrılmayı bilmeliyiz. Anlamsız ve amaçsız kurban kesme gafletine düşmemeliyiz.
O halde, kurban ne demektir? Biraz da onu düşünerek kurban olayına yaklaşmalıyız:
Kurban, kişinin sadece bir hayvanı değil, bencilliğini boğazlayarak çöplüğe atması ve paylaşma duygusunu kalbinin derinliklerine yerleştirmesidir.
Kurban, kişinin iç dünyasında beslediği kötü huylarını boğazlayarak atmasıdır.
Kurban, insanın varlığına, can güvenliğine dokunmamanın simgesidir. “Ben dünya işleri için, menfaatim için, insana saldırmam, insanın kanını akıtmam, belki ona karşılık sadece hayvanı boğazlarım” demektir.
Kurban, ihtirasların ve bencillik duygusunun kesilip çöpe atılmasıdır.
Kurban, ötekini tercih etmenin güzel bir ifadesidir.
Kurban, kirli davranışların ve yanlış işlerin insan bünyesinden temizlenmesidir.
Kurban, insanlarla kardeşlik duygularının pekiştirilmesidir.
Kurban, sosyalleşmektir.
Kurban, toplum ile bütünleşmektir.
Kurban, dünya kardeşliğinin ahret kardeşliğine dönüştürülmesidir.
Kurban, terörün lanetlenmesidir.
Kurban, insana saygının perçinlenmesidir.
Kurban, Allah’ın kullarına ilahî bir ziyafetidir.
Kurban, kişinin her şeyden önce nefsini ve nefsanî arzularını imha etmesidir.
Kurban, kişinin şeytanı ve şeytanî düşünce ve davranışları öldürmesidir.
Kurban, teslimiyet ve fedakârlığın simgesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.