Serdar Arseven

Serdar Arseven

Deri gaspı, Bakan'ın açıklaması ve “baltanın sapı!..”

Deri gaspı, Bakan'ın açıklaması ve “baltanın sapı!..”

Buradaki “gasp” ifadesi bana ait değil...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, ilgiyle okuduğunuz üzere,
“Bir vatandaşın parasını vererek aldığı yani mülkiyetine sahip olduğu derisine zorla el koymak gasptır!..” dedi...
Ve de ekledi:
“Sana ne kardeşim vatandaşın derisinden!
İster THK'ya verir ister bir başka yere!..
İlle de THK alacak demek, ibadetin ruhuna aykırıdır!..
İnsan haklarına aykırıdır!..
Anayasa'ya aykırıdır!..”
CHP'li Yılmaz Ateş ve diğer bazı CHP'liler...
Velev ki; “samiyetsiz” olsunlar...
Değil mi ki;
“Camilere, hayır derneklerine, Kur'an kurslarına, öğrenci yurtlarına” bağışlanan derilere, kolluk kuvvetlerince el konulmasının ve götürülüp THK'ya teslim edilmesinin “gasp” niteliğinde bir eylem olduğunu ifade ediyorlar...
İş bitmiştir!..
“Bağcı dövmenin değil de Müslümana üzüm yedirmenin derdinde olan” VAKİT,
CHP'lilerle gerekli temaslara kurarak, “uygun açılım”ı sağlamış...
Ve ortamı hazırlamıştır!..
“Gaspa son vermek” için uygun şartların oluşmasını temin etmiştir!..
Evet, uzatmaya gerek yok!..
Görev iktidar partisinindir!..
Davulun sesi, “uzaktan” da “yakından” da hoş gelmektedir!..
İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay;
En azından “Yılmaz Ateş”in söylediği kadarını dile getirebilir...
Yani,
“Vatandaş bu hususlarda serbesttir.
İsteyen THK'ya verir, isteyen bir başka yere!” diyebilir...
Demelidir!..
İçişleri Bakanlığı'nın, 1999'da çıkartılan “Yardım Toplama Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmelik”e bir ekleme yapması da çok iyi olur...
Hukukçuların tavsiyesi...
Şöyle bir ekleme:
“Vatandaş kestiği kurbanın derisini istediği yere bağışlayabilir.”
Şu hale bakın;
Neler konuşuyoruz böyle!..
Avrupa Birliği'ne uyum adına “zina”nın bile “kanuni meşruiyet” kazanabildiği bir ülkede, “bir Müslüman kurban derisini istediği gibi değerlendirebilir mi değerlendiremez mi?”nin tartışmasını yapıyoruz!..
Ve çok daha acısı...
“Bakanlık”tan arandığımızda...
“Sayın Bakan'ın selamı”yla birlikte!..
“Bugüne kadar ki uygulama aynen devam edecektir!” mesajını alıyoruz!..
Yani...
Yılmaz Ateş'in bile “gasp” dediği uygulama devam edecektir!..
Yani...
Bu dönemde de...
Anayasa'nın 35. maddesiyle güvence altına alınmış olunan “mülkiyet hakkı” hiçe sayılacaktır!..
Anayasa'ya ve tabiatıyle kanunlara aykırı olan bir “genelge”ye dayanılarak derilerimize “ADALET” ve Kalkınma Partili İçişleri Bakanı'na bağlı kolluk kuvvetleri tarafından el konulacaktır!..
Meşhur fıkra:
Baltayı her vurduğunda inleyen ağaca bakıp;
“Canının çok acıdığını biliyorum ama ne yaparsın ki benim işim de bu!..” dermiş orman köylüsü...
Ağaç da aheste sallanarak...
Dile getirirmiş hüznünü:
“Sen bak işine!..
Canımın acıdığı filan yok!..
İnlemem can acısından değil...
Yürek acısındandır!..
İnlemem...
Beni kesen baltanın sapı benden ya...
İşte ondandır!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi