Bayramda iki meseleye aman dikkat
Bugün bayram, herkesin bayramını en içten dileklerimle kutlarım. Allah ibadetlerinizi kabul etsin. Hoşgörü ve merhametin sınır tanımadığı bir günde, iki konuya dikkat edilmesi, insanların huzurlu bir bayram geçirmesi için oldukça önemlidir.
Nedir bu iki mesele? Şudur. Birincisi; “siyaset.” İkincisi; “beslenme.” İnsanın iç ve dış huzurunu kaçıran iki önemli mevzuu bunlardır. Bayram müddetince aşırı siyasetten ve aşırı beslenmeden uzak duran herkes, bayramı bayram yapmış olur.
Her siyasi tartışma, binlerce hücre ölümüne sebep olur. Her yanlış beslenme yine siyaset gibi binlerce hücreyi ölüme sürükler. Hücre ölümleri zaten hızla devam etmektedir. Bir de bu hızı, aşırı hale getirerek insanlar kendilerini ve etrafındakileri tüketmemelidir.
Kişi kendisine lazım değilse bile başkalarına lazım olacağını ve başkalarının ona ihtiyaç duyacağını bilmelidir. Bayramlar hastalık günleri değil, tedavi olma günleridir. İnsanların moral ve motivasyonlarının en yüksek olduğu günler, böyle günlerdir.
Şimdi şöyle söylenecek; “Bunları söylemek lafa gelince güzel de, uygulamaya gelince hiç de öyle olmuyor maalesef.” Cümlenin sonuna “maalesef” ibaresini koymak kişinin kaybetmeye hazır olduğunu gösterir. Bir nevi zayıflık emaresi, pes etme halidir.
Türkiye’de kirli bir siyaset var. Siyasetin kirliliği, insanların direkt ruhunu etkiler ve ruhta bulunan bütün insani özellikleri yok eder. Yanlış beslenme de insanın direkt ruhunu etkileyen önemli faktörlerden biridir. İkisi bir araya gelince yangının boyutu büyür.
Bu sebeple; kendisine ve sevdiklerine sahip çıkan insanlar, aslında her zaman siyasete ve beslenmelerine dikkat etmeliler ama bayramlarda biraz daha fazla özen göstermelidirler. Bayramlar kişilerin birbirlerine bağlılıklarını artıran bulunmaz fırsatlardır.
Dünya gailesi hepimizi dağdan dağa, bağdan bağa uçurduğundan, ancak böyle günlerde bir araya gelebiliyoruz, onu da siyaset ve hastalığa davetiye çıkaracak şekilde beslenerek heba edersek, sayılı ömrümüze yazık etmiş olmaz mıyız?
“Gelin bir olalım, birlik olalım ve diri olalım” ve bayramı bayram gibi yaşayalım. “Peki, siyasetten nasıl uzak duracağız?” Öncelikle bu sorunun cevabını arayalım. Siyaset konuşmak, ibadetimizin bir parçası, soframızın gediği olmadığına göre, siyasi konuşmaları rafa kaldırıp üstünü örtebilir ve elimizin tersiyle çizebiliriz, çok zor değildir.
Siyasetin konuşulduğu ve siyasi tartışmaların yapıldığı bir ziyaret, bayram ziyareti olmaz zaten. Her şeyden önce bunu bilmek ve bilmeyenlere söylemek gerekir. Bayram ziyaretleri; eşin dostun birbiriyle konuşma, anlaşma, kaynaşma ve hasret giderme günüdür.
Bayram ziyaretlerinde siyaset konuşulduğu zaman aradaki muhabbet, sevgi ve hoşgörü kalkar, siyasi husumetler öne çıkar ve insanlar birbirleri hakkında olmadık yanlış düşüncelere sahip olurlar. Siyasetin açacağı kapı, “huzursuzluk kapısı” olur ve herkes bir an önce bulunduğu yerden kaçmak ister. Oysa bayramın kapısında “huzur” yazar.
Biraz da beslenmenin üzerinde duralım. En az siyaset kadar tehlikeli olan yanlış beslenmede “ısrarlı ikramlar” son derece yanlıştır. Et ile tatlıyı aynı anda tükettirmek, kişiye yapılan iyilik değil kötülüktür. Ne yenilirse yenilsin, her birinden çok az tatmalıdır.
Ayrıca yemekler arasına en az 5 saatlik bir boşluk bırakılmalıdır. Bayramlarda insanlar acıktıklarını pek hissetmez ve her ziyarette ikram edilenleri “ayıp olmasın” diye yemek mecburiyetinde kalırlar. İşte böyle mecburiyetler, kişinin hastalığa davetiye çıkarmasıdır.
Tatlı ve meyve, yemekten önce yenilir ve ikisinin arasına en az yarım saat-45 dakikalık bir süre konulmalıdır. Yemekten sonra tatlı ve meyve yenilmez, yine en az yarım saat veya 45 dakika ara verilmelidir. Aksi takdirde akşama maden suları ve ilaçlar insanın başına musallat olur ki, kimse kimseye bir şey yapmamış, kişi kendi kendisine yapmış demektir.
Siyaset ve yanlış beslenme; hiç farkında olmadan kişileri strese sokar. İyi düşüncelerin yerini, olumsuz tavır ve ifadeler alır. Sataşacak yer ararlar, sabırsızlık göstererek, kendilerinden şikâyet etme yerine, karşısındakilerden şikâyet ederler ve asla suçu kendilerinde aramazlar. Bayramı zehir etmemek için bu ikisine dikkat etmek gerekir. Hayırlı bayramlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.