Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bu adam hangi ülkede yaşıyor Allah aşkına

Bu adam hangi ülkede yaşıyor Allah aşkına

“Bu adam” dediğim kişi, gazetecilik yapmak yerine gazetesini kullanarak iş takipçiliği yapan ve bu topraklar üzerinde birlikte nefes alıp verdiği insanları, “zerre tanımayan” bir şahıstır. Böyle tiplerin isimlerini yazmak hoşuma gitmiyor ve yazmıyorum.
Cehalet, insanoğlu için değildir. Fakat insan, “İlla da ben cehaleti tercih ediyorum” diyorsa, ona da kimsenin bir diyeceği olamaz. İnsanlar istedikleri gibi düşünme hakkına sahiptir. Yeter ki, düşünce özgürlüğü adına başkalarının hakkını gasp etmesin.
İlgili şahıs, Türkiye’de namaz kılan insanlara baskı yapılmadığını ve bunun, 80 yıllık yöneticilere iftira olduğunu söylüyor. İnsanın küçük dilini yutturacak bir cehalet örneği. çok öncelere gitmeye gerek yok, 28 Şubat’ı da mı hatırlamaz bu kişi?
İnsan bilmeyebilir, ama öğrenmek gibi bir erdeme sahiptir. İnsan olan insan, bu erdemi kullandığı sürece, cehaletten kurtulmuş olur. “Namaz kılan insanlara baskı yokmuş.” öyle mi? O zaman namaz kılanlara baskı yapıldığına dair birkaç örnek vereyim.
çok eskilere gitmeye gerek yok dedim ama İsmet İnönü döneminden bir örnek vererek günümüze geleyim. Kahramanmaraş’ta ibadetinde ve ticaretinde olan Zekeriya amca adında bir güzel insan vardır. Zekeriya amca namazdan işe, işten namaza gider gelir.
Dükkanda boş kaldığı zamanlar Kur’an-ı Kerim okur. Gelen giden dostlarıyla da namaz ve Kur’an üzerine sohbet eder. Sohbetlerin birine kulak misafiri olan ve fitne fesattan ekmek yiyen bir şahıs şikâyet eder. Şikayet üzerine İnönü’nün adamları hemen baskın yaparlar ve dükkanda bulunan Kur’an-ı Kerim’leri alıp giderler.
Zekeriya amca ertesi gün çok sayıda Kur’an getirir ve bu sefer, insanlara da dağıtmaya başlar ve bu vazifeyi iş edinir. İlgili fitne ve fesatçılar bu durumu da öğrenirler. Bunun üzerine Zekeriya amca işi bırakır ve kitapçı dükkanı açarak, Kur’an-ı Kerim satmaya başlar. Fakat yine baskılardan kurtulamaz.
Baskılardan kurtulmak için tek çare kalmıştır. Baskının yapılacağını haber alır almaz, Kur’an-ı Kerim’leri hemen bir torbaya doldurarak, sırtlar ve doğru Yahudilerin oturduğu mahalleye kaçar. O günlerde en emin yer, Yahudilerin oturduğu mahalledir, çünkü onları kendilerinden sayarlar. Bu kovalamaca aylarca sürer. Zekeriya amca halen Maraş’ta yaşamaktadır ve o günleri anlatır.
Şimdi gelelim namaz baskısı üzerine yapılanlara. Bakın beyefendi, bu millet, sizin gibi kendisini toplumdan tecrit etmemiştir. özel yerde yaşamaz, özel yerde yemez içmez, zırhlı araçlarla kimseye görünmeden yaşamaz. Bu toplum, sokağa çıkar, toplu taşım araçlarına biner, toplu yerlerde çalışır, toplu yerlerde oturur, toplu yerlerde yer içer, alışveriş yapar, aile, akrabalık ve komşuluk ilişkilerini insanca sürdürür.
Alnı hiç secdeye gitmeyen bir devlet memuru, tam işine gidecekken, çocuğunun ısrarı üzerine biraz kendisiyle oynamak ister ve boyu, çocuğunun boyuna denk gelsin diye diz kapaklarının üzerinde oynar. Haliyle pantolonun “ütüsü” bozulur. İşine gelir, pantolon ütüsünün o kısmının bozuk olduğu görülür ve namaz kıldığına kanaat getirilerek işinden atılır.
Hacca giden kayınvalidesine “Hoş geldiniz” demek üzere kayınvalidesine giden, dönerken de Medine’den gelen hurmalardan birkaç tanesini yanına alan şahsın evinde hurma görüldüğü için namaz kıldığına hükmedilir ve görevinden uzaklaştırılır.
çocuğu 39 derece ateşle hasta yatan bir memurun evine üst düzey bir memur, “Geçmiş olsun” diye gittiğinde babayı yatsı namazını kılarken görür, ilgili ziyaretçi ertesi gün, “Falan şahıs namaz kılıyor” diye daha üstlere rapor eder ve adam görevinden alınır.
Daha istiyor musun sayın bay, eğer istersen, namaz baskısı yemiş ve işinden olmuş yüzlerce insan var ve her birinin çok iç acıtıcı hikayeleri mevcuttur. Fakat bunları görmek için göz, duymak için kulak, anlamak için idrak gerekir.
Şimdi viskini yudumla ve salla gitsin. Bunlar senin için bir şey ifade etmez. Boş ver, bakanlıkları arayıp tehdit ederek iş takipçiliği yap. Eğer merakını gidermek istersen, bu mevzuları anlatan onlarca kitap var piyasada, hangisini eline alsan yüzlercesini bulursun.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi