“İnsanoğlu ektiğini biçer” derler. Belki de yüzlerce kitabın anlatmak istediğini bu söz anlatmaktadır. “Ne ekersen onu biçersin,” yani insanoğlu dünyaya geldikten ve akıl baliğ olduktan sonra sonunun nasıl geleceğini kendisi belirliyor demektir.
Bu sebeple kişi, kendi hayatına yön verirken, kötülerden ve kötülüklerden uzak duruyorsa, kendisine güvenli bir hayatı seçmiş demektir. Kötülerle ve kötülüklerle birlikte yaşıyorsa, kendisine son derece güvensiz bir hayat tarzı belirlemiş demektir.
Demek ki, bu dünyada bir iyiler bir de kötüler vardır. İyilerle hemhal olanlar iyi kalır ve iyi yaşarlar. Kötülerle hemhal olanlar da kötü olarak kalır ve kötülükleriyle birlikte ölürler. İyilerin ve kötülerin özellikleri; Hz. Adem’den bu yana yazılır ve anlatılır. Bu anlamda en önemli kaynak elbet Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerdir.
Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerde bütün insanlığın iyiliği için ortaya konulan emir ve tavsiyelere bakıldığında, muhteşem bir tablo çıkıyor insanın karşısına. İnsanoğlunun her iki dünyası da mamur edilmiş oluyor. Kötülüklerden men eden emir ve tavsiyelere baktığımızda da yine karşımıza muhteşem bir iyilik atlası çıkıyor.
Ekmeden biçilmeyeceğine göre, yani her hareketin bir bedeli olduğuna göre. O zaman iyi kalmanın da iyilik yapmanın da bir bedeli var demektir. Bunun için de bütün dünya insanlığına son din İslâm’ın ve son Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in belli tavsiyeleri olmuştur.
İşte bu hafta, hayatını iyilikler üzerine koordine edip iyilik üzere kalmak isteyen insanlara rehber olarak Kur’an ve Hadis kaynaklı eserlerden hazırlanan üç ayrı kitaptan söz etmek istiyorum. Her üç eser de kişilerin hem bu dünyalarını hem ahiretlerini düzenleyen bilgi hazinelerinden ibaret.
İlk eserimiz, Işık Yayınları’ndan çıkan ve Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut Aydüz tarafından kaleme alınan “Namazı Anlayarak Kılmak”.
Eser bir mü’minin, namazı vicdanının derinliklerinde duyarak kılabileceği esaslara yer vermekte. Ayrıca namazlarda mutlaka okunan Fatiha Suresi sadeleştirilerek ve özetlenerek tefsir edilmiş. Namaz içinde ve akabinde okuduğumuz duaların da kısa bir açıklaması ilave edilerek, Arapça bilmeyen okuyucuların namazlarında okudukları dua ve surelerin manasını duyarak kılmaları hedeflenmiş.
İkinci eserimiz ise; “Cennet Ve Cehennem” adını taşıyor. Ali Ünsal’ın kaleme aldığı eserde; “Cennet ve Cehennem” kavramları yine Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerin ışığında hazırlanmış. Cennet veya Cehennem, insanın eninde sonunda gideceği yerdir. Allah Teâlâ, birisiyle kereminden kullarını mükâfatlandırırken, diğeri ile adaletini sergiler ve hak edenlere cezasını verir.
Eserdeki “Cennet ve Cehennem’e” dair bilgiler, tamamen Kur’an ve Sünnete dayalı. Altı iman esasından “Ahirete İmanın” parçası olan “Cennet ve Cehennem” mevzuu, hakkında uzun uzun yorum yapmaya, değişik tahminlerde bulunmaya tahammülü olmayan bir konudur. “Ölüm,” “Kabir,” “Kıyamet,” “Ba’s,” “Haşir,” “Hesap,” “Sual,” “Mizan,” “Sırat,” “Şefaat,” “Havz,” “A’raf,” “Cennet ve Cehennem,” konuları ayrıntılarıyla ve anlaşılır bir şekilde ele alınmış.
Üçüncü eserimiz ise, “Haccı Yaşamak” adını taşıyor. Ahmet Kurucan’ın kaleme aldığı eser, “Haccı yaşamak ve taşımak” anlamında çok önemli. Arafat’a çıkmakla iş bitmiyor. Esas olan Arafat vakfesinde verilen sözlerin tutulmasıdır. Arafat öncesi hayat Arafat’ta biter ve yeni bir hayat başlar. İşte bütün mesele burada verilen sözleri tutabilmektir.
Eserde “Haccı Yaşamak” şu kısa başlıklar altında anlatılmaya çalışılıyor.
“Hac; öze dönüştür. Ruhun akla karşı zaferidir. Allah’a yakınlıktır. Allah’ı zikirdir”. “Hac; Ben, Biz ve O arasında dairevi bir yolculuktur”. “Takva Elbisesi; Barış sembolü ve zırh ihram”. “Ben’in Biz’de Erimesi; Hareket ve Aşk; Vecd ve İstiğrak; Gönül Dili ve Edep; Tavaf”. “Şefkatin Remzi: Sa’y”. “Arafatlaşma, Günahların İkrarı ve Beraat Senedi; Arafat”. “Şeytan mı, Şeytanımız mı, Bir Kongre: Mina”.
Eserler hakkında bilgi için: Işık Yayınları, (0216) 318 42 88