Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Sayın Başbakan, Melih Gökçek tekrar aday olmalı

Sayın Başbakan, Melih Gökçek tekrar aday olmalı

Hemen şunu belirteyim, Melih Gökçek’le yaklaşık 20 yıldır bir kere bile bir araya gelmiş değilim. Ne bir bardak çayını içmişliğim, ne de bulunduğu makamlardan herhangi birine uğramışlığım vardır.
Yıllardır kimi zaman lehinde yazarım, kimi zaman eleştiririm. Lehinde yazdığım zaman aramaz, aramasını da beklememişimdir, beklemem de. Ayrıca aramasından da rahatsız olurum. Yalnız eleştirdiğim 1-2 yazıdan sonra aramışlığı ve eleştirilerime cevap verdiği olmuştur ve tabii her zaman olduğu gibi o kazanmıştır. En azından ondan kurtulmak için “Haklısın..” demek zorunda kalmışımdır.
Keçiören Belediye Başkanlığı yıllarından bugüne gelecek olursak, 20 yıldır Melih Gökçek Ankara’yı yönetmektedir. Melih Gökçek siyaseti ve teşkilatçılığı çok iyi bilen bir isimdir. Milli mücadelecilik yaptığı yılları da buna katarsak, tecrübesi bugünkü genç siyasetçilerin hiçbirinde yok denilebilir.
Tabii bunları söylerken Başbakan’a yanlış bir mesaj vermek istemiyorum. Melih Gökçek’i bu haliyle kabul etmekten başka çare yok. Melih Gökçek yeri geldiğinde eşini bile tanımaz. Başbakan'ı tanıyor olması ve takıyor olması, bana göre çok çok önemlidir. Umarım Sayın Başbakan, Gökçek’i dışlayarak safdışı bırakmaz. Aksini düşünmek bile istemiyorum.
AK Parti teşkilatı haliyle Melih Gökçek’ten rahatsız olabilir. Çünkü ne milletvekillerini, ne de parti teşkilatlarını takmaz. Belki de bu durum sadece Melih Gökçek’e yakışıyordur, burasını kabul edelim. Çünkü onların hiçbiri yokken Melih Gökçek, şeytanlara ve onun avenesine karşı tek başına savaş verdi ve vermeye de devam ediyor.
Ankara Melih Gökçek’siz, Melih Gökçek de Ankara'sız yapamaz. Türkiye’nin en çok “yüzergezer oyları” Ankara’dadır. Ankara memur şehri olması hasebiyle, kimse Ankara’da kendisini yerleşik kabul etmez ve bir gün bu şehirden gideceğine inanır. Buna inananların oranı ise yüzde 80’ler civarındadır. İşte bu oran yüzergezer oylardır.
Ankara’da Melih Gökçek’in aday olmaması, yüzergezer oyların CHP, MHP ve diğer AK Parti'ye düşman partilere kayması demektir. Ayrıca iktidarın Gökçek’i aday göstermemesi, tek işleri fitne ve fesat olan malum medya ile halka yapılan hizmetlerin önünde takoz olmayı, “iman esası” haline getirmiş CHP’liler için bulunmaz fırsattır ve bu fırsat, Ankara’da AK Parti'nin kaybetmesi demektir. Bunu göze alacaklar, Melih Gökçek’i aday göstermeyebilir.
Ne demek istediğimi yeni yetme AK Partililer anlamayabilir ve seçime banko gözüyle bakabilirler. Onların baktığı pencereden öyle gözüküyor olabilir; fakat Melih Gökçek’in hangi pencereden baktığını kimse bilemeyeceği için, her an bir sürprizle karşılaşabileceklerini de bilmeli ve şimdiden kabullenmelidirler.
Bu arada Melih Gökçek aleyhinde, CHP ve fesat odağı malum medyanın dışında kim ne söylerse, hepsine de inanırım. Bunu da peşinen söyleyeyim. “Gökçek sütten çıkmış AK kaşık” falan demiyorum. Benim derdim, Ankara’nın kaybedip, CHP ile malum medyanın ekmeğine yağ sürülmesidir. Yağ sürülmekle kalmaz, bundan sonra onlara güç yetmez.
Gökçek’in hakkında söylenebilecek bütün olumsuzlukları kabul etmekle birlikte, hizmetlerini ne yapacağız. Onu nasıl gözardı edeceğiz?.. Ankara’nın dış ilçe köylerine kadar hizmet götüren bir belediye başkanı olduğunu nasıl inkâr edeceğiz?.. Ankara’nın bütün sokaklarında Melih Gökçek’in ayak izleri vardır ve yüz yıl hizmet gitmez denilen mahalleleri birer modern kent haline getirmiştir. Ankara şu haliyle ondan olabildiğince memnundur.
Elbet bu yazıdan sonra ne kadar Melih Gökçek sevmezi varsa, kızıp köpürecekler. Nefsî davranmanın kimseye bir yararı olmaz. Yukarıda da söyledim, 20 yıldır Gökçek’le yan yana gelmişliğim yoktur. Bundan sonra da olacağını sanmıyorum. Ayrıca bir araya gelmek için herhangi bir sebebim de yok.
Benim ıstırabım, Ankara’da AK Parti'nin oy kaybına uğrayarak CHP’nin kazanmasıdır. AK Parti'nin Gökçek dışında göstereceği adaylar, elbet iyi ve güzel insanlardır ama yüzergezer oylar, belediye seçimleri üzerinden iktidara bir ders vermek için, aradan CHP’yi çıkartabilir. O zaman bu faturayı kim ödeyecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi