Yunus Vehbi Yavuz

Yunus Vehbi Yavuz

İsrail terör örgütü

İsrail terör örgütü

İsrail, zulüm üzerine kurulmuş, terörü resmileştirmiş bir kuruluş olarak karşımızdadır. Gerçekte o devlet değil, belki zorba bir teşkilattır. Kuruluşunun temeli meşruiyet değil, haksızlıktır. Filistinlilerin vatanını ellerinden almış; onları imha etmek için bütün gücü ile çalışmaktadır.

Allah’ın bir adı Hak’tır. Devlet, Allah adına kulların organize ettiği bir kuruluştur. Allah, kullarını devlet teşkilatı aracılığı ile yönetmektedir. Allah’ın kullarını yönetecek devletin, Allah adına ve Allah aşkına, adalete dayanması ve haktan ayrılmaması gerekir. Haksızlığı, halkı imhaya, kan akıtmaya ve teröre dayalı bir teşkilâtın adı devletle yan yana olamaz.

Tarih boyunca dünya üzerinde sayısız devletler kurulmuştur. Bunlar içinde en uzun ömürlü olanlar en çok adil olanlardır. Adaletten ayrıldıkları zaman bu devletler yok olmuşlar, zamanla tarihten silinmişlerdir. Çünkü Allah, kendi adına yöneten insanların kendi ilkelerine aykırı olarak işlerine devam etmelerine razı olmaz. Allah kullarını esirger ve onları zulümden kurtarır. Filistin ve Kudüs’te yaşayan Arap Müslümanlar da Allah’ın kullarıdır.

İsrail teşkilatı, başlangıçta haksızlık ve zorbalığa dayalı olarak kurulmuştur. Kurulduğu günden beri de zorbalığına devam etmektedir. Silah gücü, ekonomik güç elbette devletler için gereklidir; onları ayakta tutan önemli unsurlardandır. Ancak en büyük güç adalettir. Adalet gücüne dayanmayanlar asla ayakta duramazlar. Adalet gücüne dayanmayanların maddi güçleri de erir.

Tarih acele etmez. Tarih mükemmel bir ibrettir. Tarihte, kuruluşundan beri halkı ile savaşan, acımasızca kan akıtan ve bunu sürekli yapan başka bir topluluk ya da teşkilat gösterilemez.

İsrail’e bu sebeple devlet demek de caiz değildir. Çünkü devlet adaleti ikame eden ve kurulduğu topraklar üzerinde yaşayan halkların huzur ve mutluluğu için gayret eden saygın bir kuruluştur.

Halklar arasında ayırım yapan ve Allah’ın kullarını bizler ve ötekiler diyerek ikiye ayıran kuruluşun adı devlet olamaz.

Devlet, hükmettiği Allah’ın kulları içinde bir kısmını bizimkiler, diğer bir kısmını da ötekiler olarak ikiye ayıramaz.

Devlet, taş atana bomba yağdıramaz.

Devlet, çocuklara, yaşlılara ve kadınlara karşı acımasız davranamaz.

Devlet, adalet sahibi devletlerden örnek alır.

İsrail teşkilatı, Osmanlılardan örnek almalıydı. Nasıl devlet olunduğunu onlardan öğrenmeliydi.

Osmanlılar, değil toprakları üzerinde yaşayanları ezmeyi, başka topraklarda devletlerin zulmettiği insanları kurtarmayı şiar edinmişti.

İsrail’deki Yahudiler, İspanya’da kendilerine yapılan zulmü hiç hatırlamıyorlar mı? Osmanlıların kendilerine yaptığı insanlığı düşünmüyorlar mı?

Şimdi kanlarını akıttıkları ve katliama tabi kıldıkları insanların, eskiden Osmanlıların tebaası olan insanların nesilleri olduklarını hatırlamıyorlar mı? İnsanlık bu mudur? Kadirşinaslık bu mudur?

İsrail terör teşkilatı, kendini hesaba çekmeli ve bu soruların cevabını vermelidir.

İsrailliler ile Filistinliler, aslında yakın akrabalardır. İki taraf amcaoğullarıdır. Biri İbrahim aleyhisselam’ın bir oğlunun soyundan gelenleri, diğeri de öbür oğlunun soyundan gelenleri temsil eder.

Filistinliler, İsmail aleyhisselam’dan gelmişlerdir, İsrailliler İshak aleyhisselamın soyundan… Zaman içinde biri bir dini kabul etmiş, diğer öbür dini… Din farkı insanları bu hale getirmemelidir.

İslam’da karşı din mensuplarını imha etmek yoktur. Eğer böyle bir düşünce var olsaydı, Osmanlılar İspanya Yahudilerine kucak açmaz, imha edilmelerine göz yumardı. Fakat bunu yapmadı. Onlara insan olarak baktı, din farkını dikkate almadı. Bu, İslam’ın büyük bir hoşgörüsüdür. İsrail bu hoşgörüyü hatırlamalı ve amcaoğullarının dini inancına saygı göstermelidir.

Hz. Ömer tarafından Kudüs fethedilince, tek bir Yahudi’nin burnu bile kanamamıştır. Hz. Ömer bir Hıristiyan kilisesinde namaz kılmayı bile reddederek dışarıda kılmıştır.

Eğer İslam’da hoşgörü olmasaydı ve Müslümanlar bugün ki İsraillilerin tutumunu benimsemiş olsalardı, tek bir Yahudi hayatta bırakılmayabilirdi. Fakat asla bu yola başvurulmadı.

Bugün ki Yahudiler, maalesef dünyanın gözleri önünde, çocukları, gençleri katlediyorlar, orantısız güç kullanarak acımasızca imha hareketine girişmiş bulunuyorlar.

Fakat onlar asılında kendi geleceklerini imha ediyorlar, devlet diye kurdukları teşkilatı yok ediyorlar.

Bilmek gerekir ki, ne bir millet, bir teşkilat, ne de devlet bugün ki olayları gerçekleştirerek varlığını uzun süre devam ettiremez. Bu tutum, anlayış kıtlığı, hoşgörü kısırlığı ve insanlık eksikliğinin eseridir. Anlaşılan İsrail oğulları tarihte işledikleri hataları devam ettiriyorlar.

İnsanlıktan, hoşgörüden, adaletten ve anlayıştan yoksun olan İsrailliler devlet olarak bu topraklar üzerinde uzun süre devam edemezler.

İsrailliler, bilmelidirler ki, bu gidiş kendi aleyhlerinedir. Atılan bombalar, sıkılan kurşunlar aslında Filistinlilere değil, kendi üzerlerinedir. Bu bombalar, şiddet olayları onların bu topraklardaki temellerini sarsacaktır.

Karşı taraf, yani Allah’ın öteki kulları, yani amcalarının oğulları giderek güçleniyor ve güçlenecektir. İsrail’in temelleri sarsılıyor, her gün biraz daha da sarsılacaktır.

İsrail, Amerika’ya, ekonomik gücüne yahut sahip olduğu silahlara güvenmesin. Bu silahların gücü bir gün tükenecektir. Fakat mazlumların gücü bitmeyecektir.

Zafer Hakka, hukuka ve adalete inananlarındır. Hüsran zalimlerin üzerinedir. Zira zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Vehbi Yavuz Arşivi