Bu gece eğlenen, günün birinde eğlenilmeye “Müstehak”tır!..
İsteyen, “Mahalle baskısı”nın varlığına bir “delil” olarak kullansın...
Açıkça ifade ediyorum ki:
Soykırıma uğrayanların gözlerinin içine baka baka yılbaşı eğlencesi yapmak hak değildir...
Böyle özgürlük olmaz,
Mezarlıkta eğlence düzenleyemezsiniz!..
“Katliammış, soykırımmış beni ilgilendirmiyor, ben dalgama bakarım” diyemezsiniz!..
Bakın;
VAKİT gazetesi, Avrupa Birliği'nin lider ülkelerinden Almanya'da, “yahudi soykırımıyla ilgili abartmaları” gözler önüne serdiği için, hem de yargısız olarak kapatıldı!..
Yahudiler bu işe bu kadar “tavizsiz” yaklaşıyorlar!..
Bırakın aslında soykırımın filan olmadığını öne sürmeyi;
“Altı-yedi milyon kişinin soykırıma tabi tutulduğu iddiası, bir abartıdan ibarettir. Soykırıma uğrayanların sayısı çok daha azdır” deseniz bile tahammülsüzlüklerini ortaya koyuyorlar!..
Hal bu iken;
Bizler...
“Filistinli Müslümanlara” yönelik “soykırım”ın iki gün sonrasında, “yılbaşı kutlayanlara”,
“hoşgörü” ile mi bakacağız?..
Bakın;
Hamas Lideri Halid Meşal, arkadaşımız Mustafa Uzun aracılığıyla Anadolu Müslümanlarına bir mesaj göndermiş...
Diyor ki;
“Türkiye'deki bütün kardeşlerimden, Sultan 2. Abdülhamit Han'ın siyonistlere karşı onurlu duruşunu bekliyoruz. Osmanlı'nın bütün ümmet için ne kadar önemli olduğu bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Anadolu, bütün İslâm alemi için hayati öneme sahiptir. Osmanlı'nın torunlarının soykırıma karşı çıkması siyonizme ağır darbe indirecektir!..”
¥
Anadolu, bu beklentiye cevap verebilir mi?
Ben, bu işlerde hayli karamsardım...
Yani, “Anadolu”nun “Osmanlı Ruhunu” temsil edecek durumda olup olmadığı konusunda hiç de olumlu düşünceler içinde değildim.
Ancak, Gazze'deki “soykırım”a yönelik tepkilerin yaygınlığı ve etkinliği “ümidimi” canlandırdı.
Meclis'teki “Türk-İsrail (sözde)Dostluk Grubu”nun, bazı üyelerin kısa süren direnişlerinin ardından “toplu istifa”ya yönelmesi olumlu bir gelişme...
“Siyonist Markalarını Boykot” kampanyasına gösterilen yoğun ilgiyi de memnuniyetle karşılıyorum. Bir grup Ankaralı Müslüman'ın organize ettiği “dostlukgrubunahayir.blog.spot.com” adlı internet sitesinde yer alan boykot çağrısına katılım büyük.
Sadece o değil, birçok site bu çağrıyı yaygınlaştırmakta...
Yine, İsrail'le imzalanan “işbirliği anlaşmalarının” iptal edilmesine yönelik çağrılar da gerekli yankıyı bulmuş durumda...
Siyonistlerin üst üste “soykırıma devam” açıklamalarında bulunmaları, bu anlaşmaların yeniden ele alınmasının ve “iptal yolunun açılmasının” kaçınılmazlığını göstermekte.
Hükümet, “dengeler” adına böyle bir adımı atmak istemeyebilir...
Ancak; bir yandan siyonistlerin tavrı, diğer yandan da bu tavrın Anadolu'da yol açtığı infial, hükümeti böyle bir noktaya sürüklüyor...
Evet,
Tepkimiz çok büyük, gelişmeler ümit verici...
Bu yılbaşının “kutlamalar” açısından öncekilerden çok daha sönük geçmesi ümidimizi daha da tırmandıracak...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Taksim'deki kutlamaları iptal etmesinin ardından, “İnsanım” diyen herkesten bu tür “iptal”ler beklemek hakkımız!..
Muhabir arkadaşlarımız, bazı “kartel” televizyonlarının genel yayın yönetmenlerine “Gazze'deki soykırım, yılbaşı gecesindeki yayın akışınızı etkileyecek mi?” sorusunu yönelttiler...
O taraflardan, “Programlarla ilgili anlaşmalar çok önceden yapıldığından herhangi bir değişiklik söz konusu olmayacak” yollu açıklamalar geldi.
Böyle bir gerekçeyi kabul etmek mümkün değil...
Ne yani; Allah muhafaza “Marmara Depremi”ne benzer bir felâketle karşı karşıya kalsak da, “Anlaşmalar çok önceden yapılmıştı” bahanesiyle “eğlenceye” devam mı edilecek?..
Tekrar edelim;
İnsanlık “soykırım”la karşı karşıyayken...
“Eğlenmek-eğlendirmek” bir “hak” değildir!..
Böyle durumda “eğlenceyi” düşünebilen...
Günün birinde...
Eğlenilmeye “müstehak”tır!..