Bir kısım medyada iğrenç bir kampanya var.

Nedir o?

“Efendim, İsrail Gazze’yi vurmuştur ama, bir sorun bakalım niye vurmuştur?”

Üslubu hatırladınız mı?

Hani, “En Son Babalar Duyar” diye bir dizi vardı bir kanalda. Orada fırıldak, sahtekar, üçkağıtçı, beleşçi, tembel, asalak… ne sayarsan say bir damat vardı. Her haltı yer, karısı dayanamaz, evini terk ederek baba evine gelir her defasında hem de “artık bu son” diye diye. Ama kimse inanmaz tabi, gülerler ince ince.

Derken damat akşam gelir bir pişkinlikle ve karısı ile baş başa kalır. Karısı bütün foyasını meydana koyar ama damat yine o bildik pişkinliğe vurur ve “evet, bütün bunları yaptım. Fakat sor bakalım bir cancağızım, ben bunları niye yaptım?” der.

Eğer karısı yanılır yazılır da “niye?” derse, işi bitmiştir. Duygusal bir konuşma ile anlaşılır ki “her şey ailesi için yapılmıştır”. Sarmaş dolaş evlerine giderler.

“Evet, bir sorun bakalım, İsrail Gazze’yi niye vurmuştur?” diyor bizim fırıldaklar?

Niye imiş?

Terörist HAMAS tehdit etmişmiş, füze atmışmış, İsrail de yasal olarak kendini savunuyormuşmuş, ama ne yapsın ki bundan bazı siviller de zarar görüyorlarmış…

Sözü şuraya getiriyorlar sonra: “HAMAS radikal İslamcı bir örgütmüş. Laik, seküler Araplar için de baş belasıymış. Eğer onlar olmasa İsrail ile diğer Araplar barış için anlaşabilirlermiş…

İğrenç yalanlar.

İslam şeriatı yerine İsrail şeriatını tercih ediyorlar.

Bizim içimiz dindaşlarımız, din kardeşlerimiz haksızca katlediliyor diye yanıyor. Bunların dini yok ki, dindaşlarına üzülsünler…

Bunlara göre İsrailli Yahudiler, “Radikal İslamcı” dedikleri Müslümanlardan çok daha sevimli ve sempatik. Batılı Hıristiyanlar da öyle, kesinlikle Müslümanlara tercih ediliyorlar .

Biz yerde sürünüyorsak, bu kimliksizlik ve kişiliksizlikten sürünüyoruz. Haklı olarak, “bari ‘ben de Müslüman’ diye ‘takiyye’ yaparak kendinize boşa zahmet vermeyin, boşa çaba harcamayın” diyeceğim, beni de radikal olarak suçlayacaklar.

Bunlara ancak şu söylenebilir: Gölge etmeyin, başka ihsan istemez. Bozgunculuk yapmayın, yardımınız sizin olsun.

Allah’tan korkmaz, milletten usanmazlar, daha HAMAS yokken, İsrail aynen şimdiki gibi vurmuyor muydu Filistin’i?

Filistin niye savaşıyor?

İsrail Filistin toprağında ne geziyor?

Araplar, “İsrail eski topraklarına çekilirse, barışa varız” diyorlar. Kabul etmeyen kim?

Hamas füze atmış da kaç İsrailli ölmüş?

Bir apartmanda bir hamalsı var diye bütün bir bina nasıl vurulur?

Ortalık kan gölü, yapanlar İsrailli, nasıl Hamas suçlanır?

Bunu Türk medyasında adı Türk, dini Müslüman olanlar yapıyor.

Pes doğrusu!

Evet, işte sorun da burada. Bizim aydınımız çoktan “bizim” olmaktan çıkmış, ABD, AB ve İsrail’in aydını olmuş!

Ama ne kendinin haberi var bundan, ne de Müslüman milletin.

Biz de bunu söyleyince “aşırı dinci” oluyoruz, “radikal İslamcı” oluyoruz.

Peki, siz söyleyin hadi bir defa daha, acaba “iyi bir Müslüman”, ya da “ılımlı Müslüman” nasıl olurmuş?

Radikal İslam, aşırı İslam, ılımlı İslam diye bir şey yok. İslam İslam’dır. İmanıyla, ibadetiyle, hukuku ve ahlakıyla İslam bir tanedir ve biriciktir.

İslam Allah’ı dinidir, ya onun istediği gibi, onun muradına uygun olarak her şeyi ile alırsınız onu veya almaz da atarsınız. Fakat dini değiştirmeye hakkınız yok. Ne eksiltmeye hakkınız var, ne de artırmaya. Ne kesmeye, ne de biçmeye!


Ama bu gün sokakta farklı ya da yanlış İslam anlayışı varsa, bunun sorumlusu din değildir herhalde.

Bunun sorumlusu, insanların en temel hakkı olmasına rağmen, onlara dinlerini öğretmeyen, öğrenmelerini de yasaklayan sistemdir, sahipleri utansın eğer yüzleri varsa…