CHP yine çalkalanıyormuş!

Genel Sekreterin “No-Yes” skandalı henüz hafızalardan silinmeden, şimdi de Sekreter Yardımcısının odasında “böcek” bulunmuş!

Bunun üzerine parti yeniden karışmış!

Parti içerisinde “Nereden çıktı bu böcek?” diye yoğun tartışmalar yaşanıyormuş.

Önce yine “onu bunu suçlasak mı?” diye düşünmüşler.

Sonra geçmiş tecrübelerden bunun çare olamayacağı kararına varmışlar.

Partide kafalar karışmış.

Öyle ki, gelen bilgiler ve ortaya atılan iddialar CHP’de işlerin hiç de iç açıcı olmadığı yönünde.

O gün kutsallara savaş açan “Yaşlı Sekreter”, kendi etmişti kendi bulmuştu.

Genel Başkan da bu fırsatı ganimet bilmiş, tüzük değiştirerek Genel Sekreterin yetkilerini tırpanlayıp, kendi elini güçlendirerek o hezimeti fırsata dönüştürmeyi başarmıştı.

Ancak bugün partide yaşananlar, tahminlerinde ötesinde, Bizans entrikalarına rahmet okutacak cinsten! Tam bir facia.

Hizipçiliğin genel merkezi şimdi gerçek manada bir cadı kazanı!

Hizipçiliği sanat hâline getiren Genel Başkan, Partinin tüm kurmaylarını da bu işe alıştırınca hadi çık işin içinden çıkabilirsen…

Partide kimin eli kimin cebinde belli değil.

“Eee olacağı buydu, kendileri etti kendileri bulacak” diyeceğiz çaresiz…

Suçluyu orda burada aramanın hiç mi hiç anlamı yok.

“Nasılsa iktidara gelemiyoruz, bari parti içi iktidarı kaybetmeyelim” kaygısı, asla hükümet olamayacağını bilen CHP kadrosunu işte bu hâllere düşürdü.

Şimdi CHP’deki parti içi istihbarat savaşı yeniden alevlendi.
Parti içinde pek çok hizip birbirlerini bitirmek için silah olarak artık istihbarat aletlerine bile başvurmaya başladılar.

Önce “Yamyamcı Başkanın” sözlerinin kaydedilmesi ve basına servis edilmesi, ardından “Yaşlı Genel Sekreterin” Fransa’da yaşayan oğlunun ahlaksız görüntülerinin bulunduğu iddia edilen bir kasetin parti içinde elden ele dolaşması ve son olarak da Algan Hacaloğlu’nun odasında dinleme cihazının bulunması parti içerisinde casusluğun ne boyutlara ulaştığının göstergesi.

Dahası kulağı delik bir arkadaşımın söylediğine göre, Genel Başkanın prensinin elinde kaset koleksiyonu bulunuyormuş!

Hatırlarsınız, Adıyaman adaylığı için CHP'ye başvuran Yalçın Yıldırım'ın Mamak İlçe Başkanı Çamalan'a 40 milyar lira vererek adaylığını kesinleştirmesini istediği, amacına ulaşamayınca da parti kararıyla paranın iade edildiği ileri sürülmüş ve savcılık konuya el koymuştu.

Genel seçimler öncesinde de CHP milletvekili adaylığı için Edirne’de rüşvet verildiği iddiaları da medyaya yansımıştı.

Bu tür olaylarda, normal bir muhalefet partisinin ortalığı ayağa kaldırması beklenirken, CHP’nin konuyu emniyete bildirmekten ve yargıya gitmekten şiddetle kaçınması dikkatlerden kaçmıyor.

Acaba neden?

Dinleme ve görüntülü kasetleri kimlerin ne amaçla elde ettiği, kimlerin bu işin arkasında olduğu soruları hâlâ cevap bekleyen sorular!

Benden söylemesi...

Bugünlerde CHP’de Ergenekon benzeri bir yapılanma ortaya çıkarsa hiç şaşırmayın!

Ne de olsa partiyi, “Ergenekon’un avukatı” yönetiyor.