Cemal Nar

Cemal Nar

“İnançta Arınma”

“İnançta Arınma”

“Mağluplar galipleri taklit eder” kuralını bilirdik amma, “galipler
mağlupları taklit eder” kanununu (!) bilmezdik.

Osmanlı’nın yerine yerleşen yeni devletler, ülkelerini işgal eden düşmanlarını yurttan kovdular, ama savaş bittikten sonra onları taklit etmeye başladılar!

Hayret doğrusu. Tarihte görülmemiş bir şeydi bu.

Nitekim ardından da tarihte hiç görülmemiş nice acaib garaip işler oldu. Bir millet kendini, yani kendi dinini, medeniyetini, kültürünü, hukukunu, örfünü, adetini, ahlakını, an’anesini, hatta kılığını, kıyafetini, yazısını, ölçülerini, kısacası topyekun benliğini ve tarihini inkar ederek, düşmanlarınınkini alıyordu.

Peki ama kim galip, kim mağluptu?

Bunun bir örneği var mıydı dünyada?

Olması da mümkün müydü?

Adam boşuna dememiş “ah şu çılgın Türkler” diye...

Bu hallere düşen bir milletin “acemi çaylak” durumuna düşmemesi
mümkün müydü?

Bunun sonucu ise malesef cehalet gelmiş, irdidat gelmiş, ayrılık gelmiş, fakirlik, geri kalmışlık gelmiş, zillet gelmiştir. Ümmet darma dağınık ve per perişan. Tarihin hiç devrinde görülmeyen toplu irtidadlar yaşanmıştır bu çağda maalesef.

Nedvi’nin dediği gibi, “bir irtidad ki karşısında Ebu Bekir
Yok.’’

Özellikle yetişen yeni nesiller, koyu bir cehalet içinde kalmıştır.
İsimleri Müslüman ismi, ama bilmeden imanlarının sıhhatine aykırı inanç, söz ve işler sebebiyle dinden çıkarak kafir olmuşlardır, ama ne yazık ki farkında bile değiller.

İslam dışı dinlerin, sistemlerin bayraklarını kaldırıyor,
ilke ve ideolojilerine sahip çıkıyor, bunun için çalışıyor, hatta
ölüyor, öldürüyorlar da, dinden dönmenin, kafir olmanın, yani
irtidad’ın farkında bile değiller.

Bu cehalet yüzünden bu mürtedlere kimse “mürted’’ muamelesi de yapmıyor.

Bu acı olanlardan sonra gerçek Müslümanlar azınlıkta kalmışlar.
Susturulmuşlar, sindirilmişler, korkutulmuşlar, ezilmişler.

Ortamı böylesine çamurlaştıran iç ve dış emperyalist güçler
ve yerli piyonlar oyunu kurmuşlar ve dizginleri ellerinde tutuyorlar.
Tabi ki amaçları sömürüyü devam ettirmektir. Alın terini,
emeğin bereketini ve ümmetin servetlerini sömürmek ve semirmek.

Sömürme ve semirmelerine engel olacağını düşündükleri İslam’ın,
o aziz dinin insanlarla buluşmasına sürekli engel çıkarmaktadırlar.
Görünmez bir işgalin, kültür emperyalizminin farkında
olanlar ise, öz yurtlarında garip, öz vatanlarında paryadır.

Aldıkları eğitimle tektipleştirilen yobaz kafalardaki ve beyinlerdeki
hegomanya, insanları kendi kafalarından ve beyinlerinden,
yani fonksiyonunu kullanarak ondan yararlanmaktan yoksun
bırakmıştır.

İnsanlar artık kendi gözleriyle görmüyor, kendi kulakları
ile işitmiyor, kendi beyinleriyle düşünmüyorlar…

Bu yangını söndürmek için hayatlarını ortaya koyan alimler,
mürşitler, rehberler ortaya çıktı hamdolsun. Kimse onları ilmen
yenemedi. Sadece siyaseten yenilmişlerdi. Ezildiler, ama maglup
edilemediler.

Bir “İnançta Arınma” seferberliği başlattılar.

Beyan yayınlarından çıkan bu kitap da bu seferberliğin ana konularını anlatmaktadır insanımıza.

Sarsmakta yeniden arınmaya çağırmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi