Kızılay Başkanı’ndan talihsiz beyanat
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, önceki gün bir gazetenin genel yayın yönetmenini ziyaret ederek kampanyaları ile ilgili medya desteği istemiş. Yardım isterken de diğer hayır kurumlarını ciddi anlamda töhmet altında bırakmış.
Tekin Küçükali’yi tanımam, bu işlerle ne kadar uğraşmıştır bilmem. Bu iktidara kadar da, Kızılay’a hiç güvenmedim. Son bir yıldır biraz güvenim gelmeye başladı. Sadece benim değil, toplumumuz güvenmeye başladı, bunun sebebi de hükümete olan güvendir.
İsrail katliamında Filistin’e ilk yardım eden kurum, Kızılay’dı ve takdir topladı. Hemen ardından İHH, Deniz Feneri, Kimse Yok mu, Yardımeli ve Cansuyu gibi dernekler de ulaştı ve durmadan yardım götürdüler.
Kızılay Başkanı olarak Tekin Küçükali’nin bunları görmemesi ve duymaması mümkün değil. Yukarıda adını saydığım derneklerin tamamı, Filistin için seferber oldu ve gece gündüz Filistinlilerin acılarına ortak oldular. Hele Yeryüzü Doktorları’nın yaptığını hiçbir sağlık ekibi yapmadı, halen de orada Türk doktorları işbaşında.
Hayır kurumları arasında birini övüp diğerini övmemek gibi bir duruma asla düşmek istemezdim ama Tekin Küçükali’nin talihsiz beyanatı, hem beni hem de diğer yardım kuruluşlarının yetkililerini ve onlara gönüllü hizmet veren hayırseverleri bir hayli üzdü.
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali’nin önce çeşitli ülkelerde bulunan 186 yardım kuruluşuna gönderdiği mektubun haberinden cümleler aktarayım.
“İnsanlığın gücünü ve merhametini harekete geçirip; ırk, din, dil, cinsiyet ayrımı yapmadan Filistin'de yaşanan insanlık dramına sessiz kalmamamız ve sesimizi yükseltmemiz gerektiği aşikârdır” diyen Küçükali, özellikle yaşlı, hasta, çocuk ve kadınlar gibi savunmasız insanların, bu durumdan en çok zarar gördüklerini ve hayatlarının devamının imkânsız hale geldiğini bildirdi.
Küçükali, mektubunda, “Tarihin sayfalarında kendilerini mazlum ilan edenlerin, zulüm görenlerin, çektikleri ıstırabı unutarak, bugün aynı acıları başkalarına yaşatmaktan mahcubiyet duymadıklarını akla getirmek bile hicap vericidir. Bizlerin şimdi en önemli işi, Filistin krizine bir çözüm bulmak amacıyla uluslararası çabaları arttırmaya yönelmek ve oradaki insani drama bir son vermek olmalıdır” diyor.
Tekin Küçükali’nin uluslararası kuruluşlara yazdığı “iyi niyet çağrı mektubu” böyle. Bir de günlük bir gazetenin yazarına söyledikleri var. Yıllardır Filistin’e yardım götüren yardım kuruluşlarını görmezden gelerek şunları söylüyor (Ben bu ifadelerde iyi niyet göremedim):
“Gazze’ye tek giriş yetkisi Türk Kızılayı’nda var. Başka hiçbir yardım kuruluşu Gazze’ye giremez. Toplanan nakitleri de Gazze’deki Filistinliler’e ulaştıramaz.”
İnsaf be Sayın Küçükali, İHH, Deniz Feneri ve Kimse Yok mu dernekleri kuruluşlarından beri mazlum Filistinlilere yardımlarını aralıksız sürdürmüşlerdir. Filistin bölgesinde kurulu hastanelere gidip bakarsanız, neredeyse bütün teknik donanım Türkiye’den giden yardımlarla alınmıştır.
Bu arada Kızılay Başkanı çok daha vahim bir laf ediyor. Bu ifadeler, muhatap olduğu medya grubunun arayıp da bulamadığı ifadeler. Ne demiş Sayın Küçükali, Gazze’ye saldırının ardından bazı kuruluşların dini sömürerek yardım topladığını belirterek, “İsrail Kızılay’dan başka kuruluşlardan gelen yardımları kabul etmiyor. Bu yardımların nereye gittiği belli değil.”
Sayın başkan, bu laftan sonra ne derler biliyor musunuz? (Neyse söylemeyeceğim, bende kalsın) Peki, İHH, Deniz Feneri ve Kimse Yok mu dernekleri günlerdir içeriye yağmur gibi yardım ediyor. Bu haberler gazete ve televizyonlarda bangır bangır verilip duruyor. Heyetlerin biri gelip biri gidiyor, bu gerçekleri nereye koyacaksınız?
Tam da yeni yeni toplumun güvenini kazanan Kızılay Başkanı’na bu ifadeler hiç yakışmadı. Sayın Küçükali bu acıları daha yeni tanıyor olabilir ama yok saymaya kalktığı kuruluşlar, yıllardan beri mazlumların yaralarını sarıyor. ‘Kaş yaparken göz çıkarmak’ diye herhalde böyle talihsiz konuşmalara deniliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.