Yunus Vehbi Yavuz

Yunus Vehbi Yavuz

Bir okuyucunun sorusu dolayısıyla açıklama

Bir okuyucunun sorusu dolayısıyla açıklama

Bir okuyucumuz son derece saygılı ve nazik üslup kullanarak “Hz. Peygamber’de Estetik” başlığını taşıyan dün ki yazımızda anlayamadığı bir iki noktada aşağıda ki soruyu sorarak açıklamada bulunmamızı istemiştir. Kendisine bu nezaketinden dolayı teşekkür ederim.

Yazan: Eski Toprak - 2009–01–22 14:30:39
“Yanlış Bir şey Yazmaktan Allah'(cc)’a Sığınırım”

Âlimlere hürmet inancımızın ve kültürümüzün icabıdır. Âlim, toplumda negatifi olmayan bir muhteremse, bu duygu/saygı daha da güçlenir. Muhterem hocamızı biz böyle bilir ve hürmet ederiz. Hazımsızlığımızı/anlama zorluğumuzu cahilliğimize verip, hoşgörürler ise, bir hususu öğrenmek isterim:
Zavaid sünnetler ve "dindışı" lığın yan yana getirilmesi netameli bir vurgu. Resulullah Efendimiz(sav) bir kere de olsa saç kısalttığı, bıyık ve sakal dışında saçla ilgili olarak uzunluk-kısalık konusunda bir şey buyurmadığı halde, saç kesmeyi "din dışı’na atmak ne derece doğru olabilir. Onca bidat ve dindışlılık var ki!”
“Hz. Peygamber’de Estetik” başlığını taşıyan dün ki yazımızda biz Hz. Peygamber’in estetiğe verdiği önemi dile getirmeye çalıştık. Bu vesile ile onun insan olarak yaptığı bazı işlerin zevaid sünnet türünden olduğunu ifade etmiştik. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için biraz detaya girmek gerekecektir.
İslam hukuk usulcüleri, sünneti ikiye ayırırlar. Biri bağlayıcı olan; dolayısıyla yapılması hidayet, yapılmaması sapıklık ve sorumluluğu getiren sünnettir. Bu tür sünnetlere “Sünen-i hüdâ” adı verilmiştir. Yapılması hidayet terk edilmesi sapıklığa vesile olan sünnetin örneği olarak da cemaatle namaz, ezan gibi İslam’ın şiarı olan sünnetler zikredilmiştir.
Sünnetin diğer türü ise; yapılması hidayet olmadığı gibi terk edilmesi de sapıklığa vesile değildir. Bir insan olarak Hz. Peygamber’in yaşadığı toplum şartlarında yapa geldiği günlük işlerdir bu tür sünnetler… Bunlar sünnet adını almasına karşın, dinî bir mahiyet arz etmezler. İsteyen yapar, yaparsa niyetine göre güzel olur, fakat yapmamaktan dolayı bir sorumluluk yahut dindarlığında bir eksiklik olmaz. Hz. Peygamberin kına sürmesi, gözlerine sürme çekmesi, saçlarını uzatması, sakal bırakması, evine hasır sermesi, keçisini sağması, elbisesini yamaması, tuvalet ihtiyacını açık arazide gidermesi, evinde aydınlatma aracı olarak zeytinyağı yakması, koyun etini sevmesi ve bunun gibi bir çok davranışı bu tür sünnetin örneklerini teşkil etmektedir.
Yani bir kimse dindar olabilmek için, koyun etini sevmesi, keçi besleyip onu sağması, takunya giyinmesi, izar ve kamis denen elbise türünü giyinmesi, deveye binmesi yahut tuvalet için açık araziye çıkması veya evine hasır döşemesi gerekmez. Bunlar rutin dünya işleridir. “Dini olmayan sünnet” ifadesinden kastımız işte budur. Yoksa sayın okuyucunun anladığı gibi, “din dışılık” demek değildir.
Burada bir noktanın altını çizmemiz gerekir. Bir işin dînî olmaması ayrıdır, din dışı olması ayrıdır. Dînî olmayan demek, bir dünya hayatı ile ilgili demek, dînî mahiyet arz etmeyen şey demektir. “Din dışı demek” dine aykırı, dînin reddettiği ve dışladığı şey demektir. Bu fakir anılan yazısında “din dışıdır” ifadesini kullanmadı. Yazıyı yazarken kelimeler dikkatle seçilmektedir. Buna rağmen elbette yanılmalar olabilir. Sayın okuyucumuzun, anılan ifademizi dikkatlice bir kere daha okumasını rica ediyorum. İfade değişince yazının ruhu da değişir. Böyle bir ifadeden bu fakir kul sorumlu değildir.
Başka bir okuyucumuz da yine bu ifadeye takılarak yorum yapmıştır. Fakat bu yorum benim kullanmadığım söze dayalı olarak yapıldığı için, yazının ruhu yanlış istikamete sevk edilmiştir. Bu açıklama ile konunun daha net anlaşılacağını umuyorum.
Anılan yazıda vurgulamak istediğimiz nokta göz ardı edilerek değerlendirme yapılmamalıdır. Biz özellikle Hz. Peygamber’in davranışları arasında ayırım yapılmaması gerektiğine ve onun yaptığı her işin yapılmasının zorunlu olmadığına işaret etmek istedik.
Duygu ve düşüncelerinin etkisi altında kalarak suçlayıcı ve yaftalayıcı ifadeler kullanarak yorum yazan diğer okuyucu muhterem kardeşlerimi ve bu hakiri Yüce Allah affetsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Vehbi Yavuz Arşivi