Perinçek'in son numarası!
Odur veya değildir diyemem.
Ama konuşan Perinçek olunca meseleye ihtiyatla yaklaşmak gerekiyor.
Kıvrıkoğlu ismi daha önce de telaffuz edildi. Engin Ardıç bir yazısında, bir numaranın Kıvrıkoğlu olduğunu iddia edince, fena halde fırça yemiş, özür dilemek zorunda kalmıştı.
Hiç bir örgüt mensubu liderini ele vermez.
Çünkü Lider dışarıda kaldıkça içeridekilerin umutlarını her zaman taze tutacak bir sebepleri de vardır. Ayrıca böyle devasa bir örgütün başsız kalması yargılamayı tartışılır hale getirir. Başsız örgüt olmaz. Soruşturmanın Lidere ulaşamaması demek, örgütün varlığının hukuki açıdan sorunlu olması demektir. Perinçek durup dururken savcılara bu benim size kıyağım olsun demeyeceğine göre, bir numara ile ilgili açıklamasının -taktiksel- bir açıklama olduğunu düşünmek gerekiyor.
Kıvrıkoğlu, 28 Şubattan hemen sonra genelkurmay başkanlığı yaptı. Ordunun bir numaralı koltuğuna oturuncaya kadar birçok badire atlattı. En bilineni Kıbrıs'ta bir tatbikatta yakın mesafeden patlayan bir silahın hemen arkasındaki bir Albay'ın ölümüne vesile olmasıydı.
Kıvrıkoğlu bu olaylarla ilgili hep suskun kalmayı tercih etti, hiç konuşmadı. Onun için dar bir çevre dışında kimse bu olayların gerçek mahiyetini bilmiyor.
Kıvrıkoğlu ile ilgili en bilinen husus, 28 Şubatçı kadroları tasfiye ettiğine dair iddialardır. Gerçekten de başta Çevik Bir olmak üzere 28 Şubat'ın birçok önemli ismi onun döneminde emekli edildi. Ancak bu tasfiyenin 28 Şubatçılarla Kıvrıkoğlu arasındaki bir zihniyet farkına işaret ettiğini söylemek pek mümkün değil. Çünkü aynı Kıvrıkoğlu, 28 Şubat bin yıl sürecek diyen kişidir. Emekli olduktan sonra yaptığı açıklamalar, Özkök ile ilgili beyanları 28 Şubatçılarla aynı frenkansta olduğunu gösteren hususların başında geliyor. Bu zihniyet beraberliği tasfiyenin fikri sebeplerden çok, şahsi ve usuli sebeplerden kaynaklandığını gösteriyor.
Ama 28 Şubatçıların tasfiyesi en azından sıcak bir darbe ihtimalini ortadan kaldırmıştır.
Sonradan gelen kadrolar da, Ergenekoncuların kışkırtmalarına kapılmayınca, bazılarının hevesleri kursaklarında kalmıştır.
İşte Perinçek'in açıklamalarını da bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Bir zamanlar askerin sözcülüğüne soyunan İP lideri, Kıvrıkoğlu döneminde hem sözcüsü olduğu kadroları kaybetmiş, hem de içeri tıkılmıştı. Şimdi bazı gazetelerde Kıvrıkoğlu'na dönük ima'lardan da cesaret alarak eski bir hesabı görmek istemiş olabilir. Soruşturmanın yönünü değiştirmek, yargılamayı duvara toslatmak için bu çıkışı yapmış olabilir. Bütün bunlar ihtimal dâhilindedir.
Tıpkı, Kıvrıkoğlu’nun bayram değil, seyran değilken Genelkurmay başkanını ziyarete gitmesinin ihsas ettirdiği mananın ihtimal dâhilinde olduğu gibi...