Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

CHP, yıllarca kendisini avcı dini de av yerine koydu

CHP, yıllarca kendisini avcı dini de av yerine koydu

Adında “halk” ibaresi olsa da halkla barışmamak için direnen CHP’yi aslında kutlamak gerekir. İsmet İnönü’nün ipleri ele geçirmesinden bu yana, malûm zihniyetin istikrarlı şekilde sürdürdüğü en önemli özelliği, halkın değer yargılarıyla savaşmak olmuştur.
Dini canlı olarak yaşayan ve taşıyan insanlara düşman olmakla tatmin olmayan CHP, Müslüman mezar taşlarına bile saldırmıştır. En canlı örnekleri Bursa’dadır. Bursa’daki tarihi mezarların başları bizzat o dönemin valisinin emriyle CHP zihniyetlilere kırdırılmıştır.
Bu vahim hadise kitaplarda yer almıştır. Kulaktan dolma ya da uydurma bilgiler değildir. Daha sonra işbaşına gelen diğer bir vali, mezar taşlarının bir kısmını yeniden onartmıştır. Bir tek Bursa değil tahrip edilen. İslâm’la özdeşleşen nice tarih yok edilmiştir. Hatta pek çok resmi dairenin alınlığında yazılan “Ayet” veya “Hadisler” kazınmış, kazınmakla çıkmayınca da bina yıkılmıştır.
Örnek mi isteniyor, yine yüzlerce örnek bulunabilir. Daha da ilerisini söyleyeyim. İstanbul Üniversitesi’nin kapısı bile üzerindeki yazılar yüzünden yıkılmak istenmiştir. Tarihi kayıtlarda bu bilgiler de mevcuttur. Taş üzerindeki yazıya düşman olanlar, insana olmaz mı?
Şehirlerde bu ve benzeri faaliyetlerle yetinmeyen zihniyet, köylerde de okulları mezarlıklar üzerine yaptırmaya kalkmıştır. İşte onlarca örnekten biri; Sinop’un Boyabat ilçesine bağlı bir köyünde tarihi mezar taşları sökülerek mezarlığa okul yaptırılır. Köylüler, mezarlıkta yatan atalarına saygılarından dolayı çocuklarını okula göndermeyerek köyün başka bir yerine kendi imkânlarıyla okul yaptırırlar. Boyabat orada.
Benim hemen aklıma geliveren hadiseler bunlar. Tarih nice örneklerle doludur. Milletimiz bu acı gerçeklerin hiçbirini unutmadı ve nesilden nesile anlatarak taşıyacaktır. Türkiye’nin her yanı dolaşılsın ve tek tek herkese sorulsun. CHP’nin bu topluma hangi hizmeti olmuştur da; “İyi ki de CHP şu zaman şu işi halletmiştir” denilebilecektir.
Geçelim Müslüman cansız mezar taşlarını ve gelelim canlı Müslümanlara. Kur’an okuyan ve okutan kimseler, hiç sorgusuz sualsiz aylarca ve hatta senelerce süründürülmüştür. Bugün TBMM’de bulunan muhafazakâr milletvekillerinden hangisinin kapısını çalsanız, size CHP’nin atalarına nasıl işkence ettiklerini anlatacaklardır.
Yakılan kitaplar, kırılan kapılar, yıkılan duvarlar, sırf din öğrettiği için yol yapımında verilen kürek cezaları, evinde Arapça yazılı kitaplar bulunduğu için gaz ve bez verilmeyen aileler, muhtarlığa aday olduğu halde namaz kıldığı için iftira ile adaylıktan atılmalar, vs. vs.
Derdim bunları yazmak değil, sadece malûm zihniyetin İsmet İnönü’den bu yana kendisini avcı, dini av yerine koyarak, milletin değerleriyle savaştığını ve bundan sonra da savaşacağını söylemek isterim. Çünkü genlerindeki “avcı ve av” ateşi hiç sönmeyecektir.
Başka bir örnek vereyim. Diyanet İşleri Başkanlığı Ankara’da. Başkanlığın bir de teftiş kurulu var. Bu kuruldaki üyeler bugüne kadar yüzlerce müftü, müftü yardımcısı, vaiz, imam, müezzin ve kayyımlarla ilgili teftişler yapmışlardır. Hem de kılı kırk yararak teftiş yaptıklarına inanmaktayım.
Allah rızası için birisi çıksın ve teftiş kurulunda soruşturma geçirenlerin en çok kimler tarafından şikâyet edildiğini söylesin. Şikâyetlerin büyük çoğunluğunun altından CHP tandanslı insanlar çıkacaktır. Evet, birileri çıksın ve bu söylediklerimi yalanlasın, ben de buradan 365 gün CHP’lilerden özür dileyen yazılar yazayım.
Bunların camiye gidenleri de vardır, orasını da belirteyim. Yalnız camiye gidince namaz kılmak ve ibadet yapmak yerine, bütün dikkatlerini hocanın neler söyleyeceğine verir ve avının üzerine atlamaya hazır aslanlar gibi beklerler. Kendi zihniyetlerine uymayan bir şey duyunca da direkt şikâyetçi olurlar.
Kısacası CHP önce kendisini “avcı”, dini de “av” olarak görmekten vazgeçecek, sonra da oturup halkımızdan özür dileyerek barışacak. Belki o zaman, tüm imkânlarını halkın sırtından elde ettikleri halde, kendilerini halkın üzerinde gören imtiyazlı sınıfın değil, Türkiye’nin partisi olabilirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi