CHP'nin dindarlaşması
CHP’nin çarşaf açılımı ile ilgili ilk yazılardan birini bu sitede bendeniz yazarak değerlendirmede bulunmuştum. O yazıda örtünme konusuna sonuna kadar sahip çıkacağını halkımıza inandırdığı takdirde, bu girişimin halk tarafından boş çevrilmeyeceğin, karşılığının verileceğine işaret etmiştim.
Arkasından bugünlerde İzmit’te her mahalleye bir Kur’an Kursu projesi, anılan açılımın bir diğer parçası olarak geldi. Bu projeyi onaylamamak mümkün değildir. CHP’nin bunu istismar olarak yaptığını düşünmek de doğru değildir. Çünkü yıllardır dinin öğrenilmesi için gösterilen çabaların, istismar olarak değerlendirilmesinin çok sancısını çektik biz...
Kur’an’ı öğrenmenin istismarı olmaz. Kur’anı öğrenen ve öğretenler aydınlanırlar; hem de İslam dini hakkında en doğru bilgilere sahip olurlar. Ancak, bu öğretimin klasiği aşan bir metotla yapılması gerekir. Sadece Arapçasını öğretmek yeterli değil, belki engin anlamlarını ve rahatlan mesajlarını da algılayarak öğretmek şarttır. İşte bunu düşünen ve yapanlar, kim olursa olsun ancak tebrik edilir. Proje aşamasında da olsa bunun düşünen CHP’yi tebrik etmek gerekir.
Biz yıllardır İslamî kurumlara sahip çıkmayı istismar olarak niteleyen kimselere hep şu tavsiyede bulunuyorduk: Siz de dine ve dini kurumlara sahip çıkın ki bu iş istismardan kurtarılsın. Zira bir değere herkes sahip çıkarsa değer istismar konusu olmaktan çıkarılmış olur.
Gerçekten de güzel bir proje… Güzel bir düşünce… Allah sonunu getirmede başarılar versin, demekten başka bir sözümüz yoktur.
Bundan sonra CHP’den daha başka açılımlar da beklenebilir. Mesela; İmam Hatip okullarına da sahip çıkabilirler, tarikatlara ve cemaatlere de…
İyi niyete dayalı ve doğru yapılan her şey destek görür ve görmelidir. Bizim kimse ile bir alıp vereceğimiz, kimseye karşı yanlı tutumumuz yoktur. Kim milletin maddî ve manevî değerlerine sahip çıkarsa biz de ona sahip çıkarız, başarısı için dua ederiz.
CHP’nin bu açılımı ile ilgili olarak medyada çok şey söylenmekte, yazılıp çizilmektedir. Karşı çıkanlar vardır; projeyi şüphe ve ihtiyatla karşılayanlar vardır; susanlar vardır...
Fakat kanaatimizce CHP bu tutumu ile ve programında yaptığı değişiklikle dindarlaşıyor. Dindarlaşmak ise yanlış bir iş değildir. Hele Kur’an’ı esas alarak dindarlaşmak çok güzeldir. Dindârlaşmak, dine sahip çıkmak demektir. Ancak, burada dincilik ile dindarlaşmak arasındaki ince çizgiyi fark etmek gerekir.
Her dinî hareket dincilik değildir. Her dinî görüş ve eylem şeriat demek değildir. Laiklikle çelişen şeriat, mevcut hukuk sisteminin, eski fıkıh kitaplarındaki hükümlere göre aynen düzenlenmesini istemektir. Laiklikle çelişen işte sadece böyle bir programdır.
Yoksa dindarlık laikliğe aykırı değil, belki laikliği tamamlayan bir unsurdur. Çünkü laiklik dini dışlamak değil, bilakis dinin gerçek olduğunu tanımak, bir dine inananların o dinin gereklerini öğrenme ve yaşamalarını serbest bırakmak, bunu hoş görmektir. Lailklik din ile dinin talimatları ile uğraşmamaktır.
Türban konusu dindârlıkla ilgili bir mesele olup buna da sahip çıkılması gerekir. CHP eğer bu konuya da el atarak halkımızın başörtüsü dindarlığına da el atabilir ve başörtüsünün toplumun her alanında serbest kalmasını sağlayabilirse, eminiz ki, bu millete en büyük hizmeti vermiş olur; dolayısıyla laikliğe de büyük hizmet yapmış olur. Bu çerçevede bazı kesimlerde laiklik aleyhine meydana gelen gerilimi de ortadan kaldırmış olur. Bunu yapmak toplumumuz için çok önemlidir; buna şiddetle ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Artık birilerinin cesaretle ortaya çıkıp bu türban meselesini kökünden halletmesi gerekir. Devlet toplum ile din ile karşı karşıya değil, yan yana durmalıdır. Yan yana durmanın zamanı çoktan gelmiştir. Devletin millet ile karşı karşıya getirilme yanlışından mutlaka dönülmelidir. CHP’nin bu tutumu bu yanlıştan dönmenin bir işaretidir. Bunu gerçekleştirmek ancak CHP’nin başaracağı iştir.
Şunu bir kere daha vurgulamak gerekir: Başın örtülmesi ile laiklik asla zedelenmez. Belki başörtüsünün modernleşmeye abartıdan kurtarılmaya ihtiyacı vardır. Bunun yapmak da din adamlarının görevidir. Dinin koyduğu ölçülerdin daha ileriye gitmemek gerekir. Başörtüsü şayet laiklikle çelişiyor olsa, devlet dairelerinin dışındaki kamu alanlarında laikliğin hiç olmaması gerekirdi.
Laiklikle başörtüsünün çeliştirilmesi sadece bir vehimden, bir vesveseden ibarettir. Bu vesveseyi kim kaldırıp atarsa, her bakımdan o karlı çıkacaktır. Siyaset meydanındaki gerçek yarış da o zaman başlamış olacaktır. Bunda kim muvaffak olur ve toplumu rahatlatırsa iktidarı kahir ekseriyetle eline geçirecektir.
Şayet CHP çarşaf ve Kur’an öğretiminde olduğu gibi bu projeyi de gerçekleştirebilirse dindâr olan bu millet, dindarlaşan CHP’yi bağrına basar ve işte o zaman ülke kalkınması için gerçek bir yarış başlar. Biz CHP’den bunu bekliyoruz ve milleti rahatlatacak olan açılımlarının devam etmesini diliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.