Kışın son ayında son durum
Emekli generallerimiz gerçekten “çürük” müydüler, yoksa çürüklük numarası mı yapıyorlar?..
Siz ne bileceksiniz ki?
Bilse bilse bu arızalı halin sebebini GATA bilir...
VAKİT gazetesi isimler vererek “çürüğe ayrılan” general yakınlarını halkımızın bilgisine sundu...
Kimse istifini bozmadı...
“Yalan” diyen çıkmadı... “Yanlış” diyen çıkmadı... Zaten ne deseler hiç kimsenin inanacağı kalmamıştı...
Yandaş medyanın üstüne şal örttüğü askerden kaçma olayı maalesef kaynadı gitti...
Amma gün gelir mutlaka hesabı sorulur...
Ayrıca, Ergenekon sanığı generallerimizin acıklı halleri hiç dikkatinizi çekmiyor mu?
Bir zamanlar medya ve tekstil patronları hapse atılmışlardı da hemen hastalık numarasıyla hastanelere sevk edilmişlerdi... Tahliyeleriyle birlikte hastalıkları da geçti çok şükür...
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi rektörü de tutuklandıktan sonra günlerini hastanede geçirmişti. Tahliye oldu, turp gibi sağlığına kavuştu...
Demek generallerimize de öğretmişler işin inceliğini...
İçeri alınan, hasta numarası yapıyor ve “kendilerinden olduğunu” söyledikleri yargıçlar-savcılar marifetiyle GATA sığınağına sevk ediliyorlar, hemen sonra da güle güle deniliyor...
Eruygur paşanın hikâyesini biliyorsunuz... Tolon paşanın hikâyesi de malumunuz... Ve şimdi Levent Ersöz paşa da başını zemine çakarak hastalanmış... Hani büyüğü de böyle yapmıştı...
Nasıl düşme, nasıl hastalanma ise kimsenin aklı ermiyor... Hastanede kan alınmamış, film çekilmemiş, ne tomografi var, ne MR... Verilmiş ilaç dahi yoktur...
Öyle bir hasta işte...
Yiyen yiyor, siz ne karışırsınız...
Veli Küçük paşa niye böyle sahipsiz kaldı acaba? Ne hastalanıyor, ne barolar krolar sahip çıkıyor Veli paşaya...
Suç kendisindedir kesinlikle...
Adam hasta oldum demiyor ki... Herhalde haysiyetine dokunuyor.
Yapma be Veli paşa!..
Ne olursun sen de yalancıktan hastalan, GATA’ya yat, rahat rahat gün geçir şu fani dünyada...
Eğer Tolon paşa gibi, İlhan Selçuk gibi, İÜ Rektörü -eski- Kemal Alemdaroğlu gibi ihtiyarlıktan yırtmayı düşünüyorsan sen bilirsin, amma çok yanlış yaparsın...
Çürük raporu fena ve nefse ağır gelen bir şey olsaydı anlı şanlı savcımız, medyanın namdar yazarı çürük raporu alarak askerlikten kurtulur muydu?
Sen bilirsin Veli paşa... Teşvik etmiş olmayayım bari...
SİYASET TABELASINDAN:
Salı günü SABAH gazetesinde Nazlı Ilıcak, “eski kâğıt toplama memuru” Kemal Kılıçdaroğlu’na “keskin sorular” yöneltmişti...
Gerçekten keskin ve devenin belini kıracak sıklette sorulardı...
Amma muhatabı malum... Yüzünde refleks olmayan, kazansa da, kaybetse de heykel misali hareketsiz kalan kişiye ne sorulur ki?
Baksanıza CHP içine de kurt düşürmeye başladı mübarek... Daha seçime kadar kıracağı yumurtanın hesabını Uğur Dündar bile yapamaz...
Ne diyor bir aykırı CHP’li:
“Kılıçdaroğlu, Tunceli, kendi deyimleriyle “Dersim” Alevisi... İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük, dünyanın en tarihi şehrine belediye başkanı olarak intikam almayı düşünüyor...”
Hayretimi sezince devam ediyor:
“Kılıçdaroğlu takıyye yapmadan hiçbir yere varamaz... CHP bulabildiği en mükemmel bir örtü... O örtünün altında Türkiye’den ‘Dersim intikamı’ almayı düşünüyor...”
İster inanırsınız, ister benim gibi inanmazsınız... Şu da var ki, eğer İstanbul halkı kendilerini idare etmek için bir Tunceliliye kaldı ise zaten onlar belaların en büyüğünü hak etmişler demek...
Ben Ankara’da ikamet etmekteyim... Oy vereceğim kimse yoktur, olmadığı kazancımdır...
Dağdan şehre inince yamyam çağı yakalar (!)
Karanlıkta bir alçak bir alçağı yakalar
Renkler birbirine karışır zaman zaman
Kaplumbağa ovayı, tilki dağı yakalar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.