Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Tersinden ''mahalle baskısı''(2)

Tersinden ''mahalle baskısı''(2)

Doğan Medya Grubu’nun “Amiral Gemisi Hürriyet” Gazetesi’nin 28 Şubat sürecinde “irtica” görüntüsü altında inananları prese sokma tavrına ilişkin yayınlarından bazı örnekler vermeye dünden devam ediyorum...
“Baba, çankaya'da din tüccarlarına çattı... Cumhurbaşkanı Demirel'in, geçen hafta imam hatiplerle dayanışma içinde olan vakıf yöneticilerini kabulünde, din tüccarları için ‘Durumum müsait değil. Olsaydı, onları analarından doğduğuna pişman ederdim’ dediği belirtildi” (8 Temmuz 1997)
“Valiler, RP ve irticadan şikâyetçi...” (29 Temmuz 1997)
“Askeri Şura'da irtica temizliği... 26 Mayıs'taki olağanüstü toplantısında 61'i subay 161 askerin irticai faaliyetler nedeniyle ordu ile ilişiğini kesen Yüksek Askeri Şura, bugün başlayacak toplantısında ikinci irtica temizliğini yapacak” ( 31 Temmuz 1997)
“Paşa'dan mesaj...
Genelkurmay Başkanı Karadayı, önceki gün Yılmaz ve Ecevit'e, Batı çalışma Grubu'nun faaliyetinin sona ereceği yolunda ilk işareti verdi. Orgeneral Karadayı... ‘Bu hükümet (M. Yılmaz’la Ecevit ortaklığı) kuruluncaya kadar irticai faaliyetler bizim özel görev alanımıza giriyordu. Bugünden itibaren sadece ilgi alanımıza giriyor’” (aynı sayı)
“Yatılı kurslar kapatılıyor...
Türkiye'yi 2000'li yıllara taşıyacak eğitim reformu için atağa kalkan hükümet ‘Diyanet Reformu’na hazırlanıyor” (5 Ağustos 1997)
“İmam hatip gerçeği... önümüzdeki yıl polis okullarına alınacak 10 bin kişi için başvuran 12 bin 300 kişinin yüzde 40'ının imam hatip kökenli olduğu ortaya çıktı... Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polislerin de 8 bini imam hatip mezunu... Bir Polis Akademisi öğretim üyesi, en büyük tehlikenin ise bu okullarda yapılan İslâmi propaganda olduğunu söyledi.” (9 Ağustos 1997)
“Türkiye'nin ufku açıldı...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, sekiz yıl kesintisiz eğitim yasasının çıktığını Hacıbektaş'ta öğrendi ve ilk değerlendirmesini Hürriyet'e yaptı: ‘Büyük Meclis büyük görev yapmıştır. Artık Türkiye'nin ufku açılmıştır.’ (17 Ağustos 1997). (Bu sözlerin arkasından gelen iki büyük ekonomik kriz ülkeyi yüzde 40 fakirleştirdi)
“Sekiz yıl için bağış yağıyor...” (20 Ağustos 1997)
“İmam hatiplerden kaçışın rakamları... İstanbul'da yapılan bir araştırma, imam hatip liselerine yapılan kayıtlardaki düşüşü açıkça ortaya koydu” (31 Ağustos 1997)
“İmam hatip reformu... Bu yıldan itibaren imam hatiplerde karma eğitime geçilecek, kız ve erkek öğrenciler bir arada okuyacak. Kız öğrenciler, Kuran dersi dışında okulda ve sınıflarda başlarını örtemeyecek.” (2 Eylül 1997)
“Sürpriz gelişme:
Karadayı Yılmaz'a heyet gönderdi: ‘İrtica endişemiz aynen sürüyor.’ Yılmaz askerleri yatıştırmaya çalıştı: Daha da zorlarsak şişe alttan patlar.” (10 Eylül 1997)
“İrtica tehdidi... MGK'nın son toplantısında kabul edilen yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile birlikte ‘irtica tehdidi’ askerlerden sonra sivil kanat tarafından da Türkiye'nin bir numaralı tehdidi olarak kayda geçti. Böylelikle, irtica ile mücadele bundan sonraki hükümetleri de bağlayan bir resmi devlet politikası haline geldi. Başbakan Yardımcısı Ecevit, bu konuda "İç ve dış güvenliği birbirinden ayıramazsınız" dedi.” (3 Kasım 1997)
“Kellemi koydum.
Başbakan Mesut Yılmaz iddialı: ‘Susurluk ve enflasyon için kellemi koydum... Türkiye'ye çağ atlatacağım.”(14 Kasım 1997)
“MGK'dan şeriat uyarısı... Milli Güvenlik Kurulu, Radyo ve Televizyon üst Kurulu'ndan başta şeriatçı olmak üzere, yasadışı yayınlar üzerindeki denetim mekanizmasının daha etkin olarak kullanılmasını isteyecek. MGK Genel Sekreteri Orgeneral Celasin, yarın yapılacak toplantıda RTüK Başkanı Oğuz'a, bu tür yayın yapan radyoların engellenmesi gerektiğini iletecek ve "Frekans tahsisinde aşırı duyarlı olunuz’ diyecek.” (24 Kasım 1997)
“Rejimi koruyamayız...
Başbakan Mesut Yılmaz, ‘Türkiye'de enflasyonla mücadele başarıya ulaşmazsa ve gelir adaletsizliği sürerse rejimi korumak çok ciddi bir sorun haline gelecektir’ dedi.” (5 Aralık 1997)
Ve.. huzurlarınızda Fadime Şahin... Sözcü yine Hürriyet... “Başörtümü bile çıkartmadılar... Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı ile yaşadıklarını tüm ayrıntılarıyla Ayşe Arman'a anlattı: ‘İkisi de saçlarımı bile görmedi. Başörtümü çıkartmadı. İnsan gibi erkeklerden söz etmiyoruz ki. Tamamen hayvani bir şeyden söz ediyoruz. İnsan duygusaldır, merhametlidir, insan kıyamaz. Bunlar öyle değildi’” (22 Aralık 1997)
Arkasından yine “kararlılık” vurgusu: “İrticayı ezmeye kararlıyız... Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Kubilay'ın yobazlar tarafından şehit edilmesinin yıldönümü nedeniyle Menemen Kaymakamı'na gönderdiği mesajda, ‘TSK'nın irticayı ezmeye ve tasfiye etmeye kararlı ve muktedir olduğunu’ vurguladı.” (“İrtica” ile kastedileni bilen yok)
Yarın devam edeceğiz inşallah...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi