İkinci ETÖ iddianamesi!
Nihayet ikinci ETÖ iddianamesi de mahkemeye verildi. Mahkemenin iddianameyi kabulünden sonra dava resmen başlamış olacak.
Yeni İddianamede birçok önemli iddia ve suçlama var.
ETÖ savcıları, Gazi olayları, Sivas katliamı, Hablemitoğlu cinayeti gibi olayların Ergenekon terör örgütü ile ilişkisi olduğu sonucuna varmışlar. Bunlar korkunç suçlamalar. İddiaların ne kadar gerçek olduğunu yargılama sonunda öğreneceğiz. Ama isnat edilen suçlar şimdilik sadece birer iddiadan bile ibaret olsa tüyler ürpertici.
PKK ile al takke ver külah pozisyonları, DHKP-C,Hizbullah, El kaide ile el ele, gönül gönüle halleri, sorgulamalarda her şey vatan için teraneleri ve daha birçok husus iddianamede derç edilmiş.
Ergenekon terör örgütü deşifre edilmeden çok önce de özellikle Sivas olayları ile ilgili vahim iddialar ileri sürülmüş, ama arkası getirilememişti. Bir iç istihbarat örgütünün (adı ETÖ ile anılan) günler öncesinden Sivas’ta doldur boşalt faaliyeti yapıp, halkı kışkırttığını, her iki tarafı manipüle edecek haberler yaydığını birçok kişiden duymuştum. Demek ki sağda, solda fısıltı halinde konuşulanlar, ayyuka çıkmış bir hakikatin yansımalarından başka bir şey değilmiş.
Gazi olaylarından sonra da, Malatya İnönü üniversitesinde öğrencileri tahrik eden birkaç kışkırtıcı yakalanmış, üzerlerinde Jitem kimliği çıktığı ta o zaman açıklanmıştı. Ülkenin güvenliğini sağlamakla görevli bir istihbarat örgütü kendi vatandaşını niçin tahrik eder acaba? Anlaşılan terörü kontrol eden ülkeyi kontrol eder düşüncesi ile birileri akan kanın üzerinden siyasi amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmış. Hem de Türkiye’yi bölmek pahasına.
İkinci iddianame henüz mahkemenin değerlendirme aşamasında olduğu için ayrıntılara girecek bilgilere sahip değiliz. Ancak önümüzdeki günlerde Laiklik, Cumhuriyet, İrtica ile mücadele maskesi altında ne fırıldaklar çevrildiğini daha iyi göreceğiz. Şimdiden medyaya yansıyanlar bile insanın kanını dondurmaya yetiyor.
Bir ülkede terörle mücadele etmekle görevli olanlar, terörle iş birliği yaparsa, asayişi korumakla mükellef olanla asayişi bozarsa, en saygın kisveler altında her türlü melanet irtikâp edilirse o ülke ne hale gelir?
Türkiye PKK’nın başını ezemedi, kendi insanı ile problemli hale geldiyse, bunun sebebi budur.
İkinci iddianame, ETÖ davasının tavsayacağı beklentisinde olanları da hayal kırıklığına uğratmıştır. Şınav çekip zayıflayarak, hastanelere kaçarak, sağı solu tahrik ederek kimse mukadder akıbetten kaçamaz. Kim ne yapmışsa cezasını çekecektir. Bu pisliği ne Gata’nın katakullileri, ne de medyanın avukatlığı paklar. Bunu olsa, olsa adaletin tecellisi paklar. Türkiye artık kafayı çekenin darbe yapmaya yelteneceği bir ülke değil. Demokrasi güçlendikçe, demokrasiye kast edenlerle de hesaplar görülecektir.