Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

MÜSİAD’lı iş adamları nasıl insanlar?

MÜSİAD’lı iş adamları nasıl insanlar?

İnanç değerlerimize göre bir insanın “şükreder” olması önemli bir meziyettir. MÜSİAD’lı iş adamlarının en belirgin özelliği, öncelikle şükrediyor olmalarıdır. Kriz çığırtkanlığı yapıp, etraflarına negatif enerji dağıtmak yerine, pozitif enerji veriyorlar.
Bir kere bu anlayışlarını seviyorum. İkinci özellikleri, “şükre” dayalı olarak “tevekkül”, “tedbir” ve “çalışkanlıklarıdır.” “Ağlamak, yakınmak” ve “umutsuzluk” gibi kötü hasletlere hiç müracaat etmiyor ve “güvenilir insan” olmanın hazzını yaşıyorlar.
Elbet onlar da ekonominin iyi gitmediğinden rahatsızlar. Lakin bu kötü gidişin sorumluluğunu; belli kurum, kuruluş, kişi ya da kişilere yükleme yerine, davetsiz gelen krizi nasıl aşabileceklerini konuşup halleşiyorlar. İşlerinde ve düşüncelerinde samimiler.
Geçen hafta bugün, Hatay İskenderun’da MÜSİAD Genel İdare Kurulu Toplantısı vardı. 28 şubeden şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da genel kurul çalışmalarının konuğuydu.
MÜSİAD’lı iş adamları, Bakan Yazıcı’ya, ithalat ve ihracat işlemlerindeki sıkıntılarını dile getirdiler, Bakan Yazıcı da bürokratlarıyla birlikte bütün konuşulanları dinledi ve çözüm yollarını birlikte aradılar. Toplantı salonundaki manzara çok güzeldi. Hükümet üyesi bir bakanla iş adamları oturmuş, eksiklerini, fazlalıklarını tartışıp konuşuyorlardı.
Çay aralarında iş adamlarına IMF ile ilgili sorular sordum. Sorularımı TÜSİAD ile MÜSİAD arasındaki farkın ne olduğunu dile getirerek sordum. “TÜSİAD IMF konusunda hükümeti bu kadar sıkıştırırken, MÜSİAD neden meseleye soğuk?” dedim.
Başkalarını bilmem ama benim aldığım cevaplar güzeldi. Kimle konuştuysam hemen hepsi aynı ifadeleri kullandı. “TÜSİAD hükümetin IMF ile anlaşmasını isterken, kendileri için istiyor ve zaten var olan servetlerine servet katma çabasında. MÜSİAD olarak biz ise IMF anlaşmasının memlekete getireceği yükün altından milletimizin kalkıp kalkamayacağını düşünüyoruz.”
Bu sözlerin arkasından şunu da ilave ediyorlar: “Eğer IMF ile anlaşma yapılacaksa, bu yük memlekete zarar verecek şekilde değil, kırk ölçüp bir biçilerek ekonominin önünü açacaksa yapılmalıdır. Esasında MÜSİAD olarak IMF ile anlaşmaya milli menfaatlerimiz yüzünden çok razı gelmiyoruz.”
MÜSİAD’lı iş adamlarında gördüğüm bir başka önemli nokta da şu: Pek çoğunda “Hep bana hep bana” mantığı yok. “Birlikte kazanalım, birlikte harcayalım, yalnız harcarken dikkatli davranalım, olmayanları da düşünelim, kazanamayanlara da destek çıkalım ve yarın bize ahirette de yardımcı olabilecek hizmetlerde bulunalım ki, hesabımız düzgün olsun” diyerek çalışıyor, çabalıyor, paylaşıyor ve dayanışıyor.
Mesela çok farklı bir örnek vereyim. Antalya MÜSİAD’a üye iş adamlarımızdan birkaçı geçen yıl Suriye’ye gitmişler. Gezerken görmüşler ki, Bilal-i Habeşi’nin türbesi başta olmak üzere, bazı Sahabe efendilerimizin kabirleri perişan vaziyette. Türkiye’ye döner dönmez, Suriye ile temas kurup, buraların tamiri ve bakımı için harekete geçmişler.
Şimdi bu hizmetin neresinde dünyalık bir menfaat vardır? İskenderun’a toplantıya gelen Antalya heyeti, programları biter bitmez memleketlerine dönüp, aileleriyle birlikte olmaları gerekirken Şam’a gittiler. Ne için? Rızayı ilahi için. Yazının başlığındaki “Nasıl insanlar” sorusunu bunun için sormuştum.
Antalya şubesini örnek olarak verdim. Neredeyse bütün MÜSİAD üyeleri, işlerine ibadet inancıyla sahip çıkarak çalışan insanlardır. Kazandıklarını kendi özel hayatlarına yatırım yerine, milletin geleceğine harcayan bir değer yargısına sahiptirler.
Şunu iyi biliyorlar, “Burada kazandıklarımızı sırtlayıp götürme imkânımız yok. Ailemizin dünyalık ihtiyaçlarını giderdikten sonra kazandıklarımızı; memleketimiz, milletimiz, çalışanlarımız ve ihtiyaç sahibi olan insanlarla paylaşmak bizim şiarımızdır” diyorlar. Daha ne desinler ki? Nereden geldiklerini ve nereye döneceklerini bilmeleri, onlara böyle bir yaşam tarzı belirlemiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi