Direncimiz yok ediliyor

Direncimiz yok ediliyor

Müslümanlar arasında soğuk havalar esmeye başlayınca "Bir vücudun organları gibi olan" Müslümanların direncinde gerileme görülür ve gavurluk mikrobu vücuda girer ve şaşkınlık hastalığı başlar.

Her kafiri dost, her Müslüman'ı düşman görmeye başlar.

Gavurluk mikrobunun girdiği yere göre hastalığın etkisi de değişir.

Eğer amel bölümüne girmişse, davranış bozuklukları meydana getirir.

Yerine göre zemzem içer, yerine göre şarap şişesini eline alır ama içmez.

Müslüman'la konuşurken sesini yükseltir, gavurun selam göndermesinden memnun olur.

Eğer gavurluk mikrobu İmana girmişse gönülde dalgalanmalar olur. İmanla inkar arasında gel-gitler meydana gelir.

"İki sürü arasında kalan kurt gibi" bir o yana bir bu yana gidip gelirken açlıktan ölür.

Müslümanlar arasında diri kalabilen yiğitlerden hazzetmez.

Kendisi gibi olmayanların da başlarının eğdirilmesi için mikrop saçmaya devam eder.

Müslüman toplumlar içinde kendisi gibi hastalıklı olanları yüceltmeye, direnç gösterenleri alçaltmaya çalışır.

İnkar fırtınasıyla direnci kırılan Müslüman cemaat arasında ılımlı, radikal çatlaklıklar meydana gelir.

Bu hastalıkları görüp de çare üretemeyen temiz Müslümanlarda da ağız uçuklamaları oluşur.

Ana gıdamız olan Kur'an ve Sünnetle bağlarımız koparıldığından gıdasızlık, soğuk havaların açtığı direnç gerilemesi üzerine kezzap olur.

Müslümanlar arasındaki soğuk havaların vücutta açtığı gedikten gavurluk mikrobu girip amel ve iman bölümlerinde tahribat yaparken bilgi kirliliği beyinleri bulandırmaya başlar.

Dünyanın her tarafında gavura boyun eğmeyen Müslümanlar öldürülmeye ve ölüsünün üzerine de "Terörist" damgası vurulurken, Müslüman avına çıkan ve milyonlarca masumu evlerinde, camilerinde, düğün evlerinde, gerdekte vuranlar can-ciğer dost, müttefik, demokrasi havarisi olarak kabul edilmeye başlanır.

İsa elbisesi giymiş cani coniler askerin başına çuval geçirir, buna karşı direnenler, "Bunların haddi bildirilmelidir" cümlesini dillendirenler ise terörist muamelesi görür.

Filistin'de Hamas'ın, Mısır'da İhvan'ın, İran'da devrim yanlılarının direncini kırmak için gelen dış diplomatlar, hastalığa tutulanların ateşini artırırlar.

Telaşa kapılırlar.

Bu hastalığa en fazla tutulma tehlikesi altında olanlar, birinci derecede siyasilerimiz, diplomatlarımız, basın-yayın kuruluşlarında çalışanlarımız, batı rüzgarlarına bağrını açan bilim adamlarımız....

Bu hastalıktan kurtulmak için ne yapmalı?

1- En az üç gün en fazla on gün itikafa çekilmeli, halkla alakayı kesip Hakla beraber olarak vücud ve ruh dinlendirilmeli.

2- Mikroplardan uzak durulmalı.

3- Bu dinlenme esnasında Kur'an ve sünnetten bol bol gıda almalı.

4- Sağcısından solcusuna, dervişinden berduşuna, generalinden erine, rektöründen hademesine, işvereninden işçisine, kentlisinden köylüsüne kadar bütün Müslümanlar arasında esen soğuk rüzgarların delikleri kapatılmalı.

5- Haber kirliliğine son verip doğru, temiz ve gönül açan haberler yaymalı.

6- Mikrobun gücünü büyütmek yerine mikropları da yaratan Allah'ın büyüklüğü hatırlanmalı.

7- İman yolunda hiç geri adım atmamış Müslümanlarla bir araya gelerek direnç aşısı olmalı.

8- İnkar mikrobuyla dolu olanlarla temasta bulunanlar daha sonra mutlaka kelime-i şehadet getirdikten sonra abdest alıp namaz kılmalı.

9- Sabah namazının sünnetinde Peygamber efendimize uyarak bu günlerde birinci rekatta Kafirun süresini okumalı, ikinci rekatta İhlas suresini okumalı.

10- Sabah evden çıkmadan ve akşam eve döndükten sonra yatmadan önce "Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları (idareci) dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur (idarecisidir.) Sizden kim onları (idareci) dost edinirse muhakkak o, onlardandır. Allah zalim toplumlara yol göstermez.

Kalplerinde hastalık bulunanların "Bize bir belâ gelmesinden korkarız" diyerek onların (Yahudi ve Hıristiyanların) arasında koşuşturduklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih veya kendi katından bir emir getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar." (Maide suresi ayet 51-52) ayetleri günde iki defa mutlaka okunmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi