M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

MHP'nin Şandır'ı!

MHP'nin Şandır'ı!

Haberi duyunca hiç şaşırmadım.

MHP içinde yıllarca Grup Başkan Vekili olarak etkili konumunu devam ettiren Şandır, bunu hep yapıyor çünkü. Söz ve tavırlarıyla mensubu olduğu camiayı “acaba MHP de resmi ideolojinin bir partisi mi?” sorusuna muhatap kılıyor. Bu kuşku, çoğu zaman MHP’yi de CHP’den farksız bir konuma düşürüyor.

Habere göre MHP Başkan Vekili Mehmet Şandır, Camilerde Kürtçe mevlid okunmasına karşı çıkmış. Kürtçe yapılan vaaz ve hutbeye de... Şandır’a göre bunlar ülkeyi bölüp parçalamaya yönelik hareketler!

“TRT ŞEŞ'e de karşıyım” diyen Şandır, Türkiye’de Türkçe’den başka bir dilde konuşulup yayın yapılmasından rahatsız olduğunu ve bununla suç işlendiğini söylüyor.

Mehmet Şandır’ın bu tepkisine hiç şaşırmadım, çünkü; Türkiye için ne zaman halkı rahatlatacak önemli bir konu gündeme gelse sayın Şandır, halkın değil daima resmi ideolojinin safında yer almıştır.

Bu MHP tabanı için gerçekten büyük şanssızlık.

Oysa, Oktay Vural, M.Cihan Paçacı, Tunca Toskay, Meral Akşener, Sabahattin Çakmakoğlu, Osman Durmuş gibi isimler, tercihlerini hep halktan yana kullanmışlar, daima milli iradeye sahip çıkmışlar ve son dönemde MHP’ nin dönüşüm ve değişimine büyük katkı sağlayan isimler olmuşlardır.

Mehmet Şandır ise, bunlar arasında sırıtmış ve ne yazık ki statükoculuğu bir türlü aşamamıştır.

28 Şubat’ın kara bulutlar gibi Türkiye’nin üzerine çöktüğü o kabus dolu günlerde Mehmet Şandır’ın kimlerin yanında saf tuttuğunu yakından biliyoruz. O günlerde konumum gereği siyasi partilerle yaptığımız görüşmelerde kapısını çaldığımız MHP adına Şandır’ın, gerek İmam Hatip Liseleri gerek Kur’an Kursları gerekse Başörtüsü meselelerinde nasıl muhalif davrandığına birebir şahit olmuşumdur.

Acaba sayın Şandır Kürtçe dilinden bu kadar niye rahatsız?

Sanki Türkiye’de Türkçe’den başka konuşulan ve yayın yapılan hiç dil yok mu?! Başta İngilizce olmak üzere Rumca, Arapça, Fransızca, Almanca, Arnavutça, Ermenice, Çerkezce... gibi dil ve lehçeler yaygın biçimde konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor. Söz konusu Kürtçe olunca bu tepki niye?...

Acaba Mehmet Şandır, Kürtçe’yi PKK ile karıştırıyor olmasın!

Aksine Kürtçe yayın ve konuşmaya izin ve destek vermek, PKK’nın elindeki en büyük silahı almak demektir.

Camilerde Kürtçe mevlid okunmuş da ne olmuş? Kürtçe mevlid metni var ki okunuyor. Sonra bu yeni bir şey de değil! Yıllardan beri kürtçe mevlid doğudaki camilerde ve evlerde hep okunmuştur.

Peki vaaz ve hutbelerde okunan Arapça metinlere ne buyurulur? Okunan Kur’an-ı Kerim Arapça değil mi? Hakeza okunan ezanlar! Siz Türkçe diye tutturursanız iş buralara kadar gider.

Bir zamanlar, MHP Milletvekili Adayı Nusret Demiral'ın “Ezan'ın Türkçe okunması” teklifi hala hafızalarımızdadır. Lafa geldiğinde sayın Şandır ve onun gibi düşünenler “herkes kendi dilinde ibadetini yapmalıdır” diyorlar!... Bunu derken bir yandan Türk’ün ibadetini Türkçe yapmasını savunuyorlar, diğer yandan Kürt’ün mevlid okumasına karşı çıkıyorlar!.. Bu samimiyetsizlik değil mi?

Yeri gelmişken şahit olduğum bir olayı nakledeyim. Yıl 1992. Terörün azdığı dönem. Şırnak ve Silopi’ye halkı irşad için devletçe görevlendirilmiştik. Hem şehir merkezinde hem de kasaba ve köylerde konuşmalar yapıyorduk. Bir köy camisinde konuşmamı bitirip dışarı çıkınca imama sordum: “Benim konuştuklarımı bu cemaatten kaç kişi anladı?” Aldığım cevap şaşırtıcıydı: “Bey, konuştuklarınızı benden başka hiç kimse anlamış değildir. Çünkü bunlar Türkçe bilmezler.”

Evet Kürtçe bilmeyen ben, Türkçe bilmeyen halkı güya irşad ediyordum. O bölgede yaptığım bütün konuşmalar havaya gitmişti. Çekilen emeğe, yapılan masrafa ve geçen zamana yazık oldu... Beni görevlendiren devlet mantığını da hala anlayabilmiş değilim. O bölgeye ya Kürtçe bilen biri görevlendirilmeliydi ya da ben Kürtçe bilmeliydim.

Evet sayın Şandır, yöre halkı Türkçe bilmiyor, yayınları izlemiyor, gazeteleri okumuyor, konuşmaları anlamıyor! Bunu siz de biliyorsunuz ama kalkıyorsunuz, tek konuşup anladığı kendi dilini o insana yasaklıyorsunuz? Peki bu vatandaş ne yapsın?!

Bir gariplik de şu: Sayın Şandır diyor ki: “Kamusal olan tüm alanlarda resmi dil Türkçe'dir. Cami de kamusal bir alandır.”

Bu görüşüyle, Sabih Kanadoğlu ve şürekasının safında yer aldığını gösteren Mehmet Şandır MHP’nin muhafazakar tabanını hayal kırıklığına uğratmakla kalmamış, Camiyi “kamusal alan” ilan ederek son derece mantıksız ve saçma bir iddia ortaya atmıştır.

Resmi mekanları kamusal alan ilan ederek buralara “başörtüsü”, “sakal”, “tesettürlü kıyafet”, “sarık-cübbe” ile girilmesine “yasak” getirenler, camileri de “kamusal alan” ilan ettiklerine göre, şimdi buralara da bu kıyafetlerle girilmesini yasaklamış mı oluyorlar?!.. Bu nasıl bir mantık ve çarpık anlayıştır?..

Sayın Şandır, halkın değerleriyle oynamayı ve uğraşmayı bırakın artık! Resmi ideolojiyi savunmaktan vazgeçin!

Bu görüşlerinizle belki Kanadoğlu gibileri memnun ediyor olabilirsiniz ama muhafazakar tabanınızdan ve dini hassasiyeti olan büyük halk kesiminden MHP adına hep eksi puan ve beddua alıyorsunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi