Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İzmir’de Ak Parti Zorlanacağa Benziyor

İzmir’de Ak Parti Zorlanacağa Benziyor

Hafta sonu İzmir’deydim. Ak Parti’nin en çok zorlanacağı il olduğu için Başbakanın yapacağı miting öncesi kamuoyu yoklaması yapıp şehri dolaştım.
İzmir rahat bir şehir, hayat oldukça yavaş akıyor. Seçim atmosferine rağmen bu yavaşlık partilere de yansımış. En hızlı olması gerekenlerin Ak Partililer olacağını düşünürken, onların da oldukça yavaş davrandıklarını gözlemledim.
Doğrusu diğer il ve ilçelerde Ak Partililerin çalışmalarını görünce, İzmir sanki “bitkisel hayata” girmiş gibi geldi. Afiş, flama ve bayrak asma konusunda yine en zayıf Ak Partiydi. Sanki İzmir’i kaybetmeyi kabullenmişlik havası vardı.
Belki bu söylediklerime İzmir il ve ilçe teşkilatları karşı çıkacaklar ve taraflı olduğumu düşüneceklerdir. Şunu hemen belirtmeliyim ki, ben onlardan daha çok Tayyip Bey taraftarıyım. Dolayısıyla bir ön yargı ve peşin hükmüm yok ve olamaz.
Ak Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Taha Aksoy, kolalı gömlek yakası gibi duruyor. Yani gömlekle bütünleşemiyor. Halkla bütünleşme konusunda oldukça zayıf. Taha Bey iyi bürokrat olabilir ama belediyecilik bürokratlık ruhuyla bağdaşmaz ne yazık ki.
İzmir Büyükşehir direkt CHP’nin, konuştuğum herkes aynı fikirde. CHP adayı Aziz Kocaoğlu’nun işi garanti. Sanki bu garantörlüğü de Ak Parti’nin zayıf ve isteksiz çalışması sağlamış gibi. Ak Parti genel merkeziyle il teşkilatıyla İzmir’e asılmamış.
Şehri dolaşırken öyle heyecanlanıp üzülmüşüm ki, bir ara yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi’yi arayıp, “Siz gerçekten İzmir Büyükşehir belediye başkanlığını almak istiyor musunuz” diye sordum.
İzmir’le ilgili Sayın Başbakana doğru adamlardan doğru bilgiler, doğru yollarla iletilmemiş bunu gördüm. Pazar günü İzmir’de miting vardı ama Cuma, Cumartesi günü şehirde en ufak bir canlılık yoktu. Bir ara mitingin iptal edildiğini bile düşündüm.
Başbakanın resimleri ve miting duyurusu, resim tuvalleri gibi dikdörtgen sopalara asılmış afişlerle duyurulmuş, bu afişler de yol kenarlarındaki direklerin önüne konulmuştu. Rüzgâr esince afişler düşüyor, yağmur yağınca ıslanıyor, oradan geçen birisi tekme vuruyor, bir diğeri alıp bir trafonun veya duvarın dibine koyuyor, velhasıl vaziyet vahimdi.
Mesela kazanma şansı hiç olmayan ANAP ve DP gibi partilerin bile afişleme ve duyuruları Ak Parti’den daha zengindi. CHP’nin çalışmalarını zaten yazmaya gerek yok. Adamlar gümbür gümbür; “Hiç olmazsa İzmir elimizden gitmesin” diye her köşe başlarında varlardı. Hele zengin ve sosyetik semtlerde CHP’den başka hiç kimse yok zaten.
Şehrin merkez ve mücavir ilçelerinde de ayrıntılı şekilde inceleme ve gözlem yaptım. Yine zengin ve sosyetik olan ilçelerde Ak Parti’nin kazanması zor gibi gözüküyor. Karşıyaka, Bornova ve Konak CHP’nin. Geriye kalan ve yeni ilçe olan, Bayraklı, Karabağlar dışında, Gaziemir, Buca ile merkeze yakın ilçelerden Kemalpaşa ve Aliağa’yı Ak Parti alır. Diğer ilçelerine gitme imkânım olmadığı için onları bilemiyorum.
İzmir’in sanayi bölgesinde bulunan Kemalpaşa ilçesi, direkt Ak Parti’nin. Daha şehre girerken her taraf diyor ki, “Burası Ak Parti’nindir.” İnsanların yüzlerine baktığınızda bile anlaşılıyor. Hele konuştuğunuzda ve “Hangi parti kazanır” diye sorduğunuzda, güvenli bir şekilde; “Tabii ki Ak Parti” diyor ve arkadan Başbakana olan güvenlerini iletiyorlar.
“Kemalpaşa’da gördüğüm manzara İzmir merkezde niye yok” diye sorguladığımda, karşıma çıkan ilk fotoğraf; Ak Parti kurmayları ve belediye başkan adayı olan Taha Bey ile İzmir halkı arasında bir “tül perde” olduğu ortaya çıkıyor. Herkes birbirini flu görüyor. Duyarlı İzmirliler Taha Bey’i, Taha Bey de duyarlı İzmirlileri pek anlayamıyor galiba. Yanıldığımı düşünen partililerle seve seve meseleyi tartışmak isterim.
Öte yandan CHP ile ilgili bir başka gerçek de şu; İzmir’de garip bir “CHP bağımlılığı” var. Biliyorsunuz “bağlılık” ile “bağımlılık” ayrı şeylerdir ve en tehlikeli olanı da “bağımlılıktır.” Eroin, esrar ve benzeri uyuşturucu alışkanlığı gibi bir şey CHP’ye olan bağımlılık. Uyuşturucunun tedavisi var belki ama CHP bağımlılığının tedavisi yok gibi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi